Burundi
Burundi, BURUNDİ CUMHURİYETİ
GENEL BİLGİLER. Yüz ölçümü: 27 834 km². Başkenti ve en büyük kenti: Bujumbura (234 000 nüf.; 1990 tah.).
TOPLUM YAPISI. Nüfus (1990 tah.): 5 600 000; nüfus yoğunluğu km²'ye 201 kişi. Nüfus dağılımı (1987): Kentlerde %5, kırsal kesimde % 95. Yıllık nüfus artış hızı (1989): % 3,6. Resmî dilleri: Fransızca, Kirundi. Başlıca dinler: Katoliklik, yerel dinler.
EĞİTİM VE SAĞLIK. Okuma-yazma oranı (1985): Yetişkin nüfusun % 25'i. Üniversite sayısı (1990):
1. Hastane yatak sayısı (1985): 5 506. Hekim sayısı (1985): 178. Ortalama ömür (1989): Kadınlarda
—53, erkeklerde —50. Bebek ölüm oranı (1989): 1 000 canlı doğumda 114.
EKONOMİ. GSMH (1988): 1,2 milyar dolar; kişi başına ulusal gelir: 230 dolar. Etkin nüfus dağılımı (1983): Tarım %93; hizmetler % 4; diğer % 3. Dış ticaret (1987): Dışalım —212 milyon dolar; dışsatım —84 milyon dolar. Ticaret yaptığı başlıca ülkeler: Belçika, Lüksemburg, Almanya, Fransa. Para birimi: 1 Burundi frangı — 100 santim. YÖNETİM. Türü: Askerî yönetim. Yasama gücü: Millet Meclisi (1987'den beri çalışmaları durdurulmuş). Yönetim bölümlemesi: 15 il.
ULAŞIM. Demiryolu (1990): Yok. Karayolları (1988): 5 900 km. Başlıca havalimanları: 1.
Orta Afrika'nın doğu kesiminde devlet. Tanganyika gölünün kuzey ucunda yer alan Burundi. Tanzanya, Zaire ve Ruanda ile komşudur. Eskiden Urundi diye anılan ülke, Ruanda ile birlikte, Birleşmiş Milletler Ruanda-Urundi Himaye Bölgesi adıyla Belçika'nın yönetimine verilmişti. 1 Temmuz 1962'de bağımsızlığını kazanarak Burundi Krallığı adını aldı. 29 Kasım 1966'da cumhuriyet oldu. Burundi, Afrika'nın en küçük, ancak en yoğun nüfuslu ülkelerinden biridir. Başkenti ve en büyük kenti olan Bujumbura, bağımsızlıktan sonra hızla gelişmiştir.
BURUNDİ'NİN YÜZEY ŞEKİLLERİ, İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ
Nil ve Kongo ırmaklarının kaynaklarına çok yakın bir bölgede bulunan Burundi, yüksek dağlar ve yaylalar ülkesidir. Tele alçak bölgesi (900 m'nin altında) Ruzizi ırmağının dar vadisidir. Güneydeki Tanganyika gölü gibi,bu ova da Afrika'yı kuzeyden güneye yaran Büyük Rift Vadisi kırığı üstünde yer alır. 2 400 m'yi aşan yüksek dağlar, Batı ve Orta Burundi'de kuzey-güney ekseninde, doğu sınırındaysa kırığa paralel uzanır. Doğu Burundi daha az dağlıktır; doğuya, Kagera ve Malagarasi ırmaklarının vadilerine doğru alçalan 1 500 - 2 000 m yüksekliğindeki yaylalarla kaplıdır.
Burundi'nin iklimi tropikal iklim ağırlıklıysa da, yükseltiyle bağlı olarak değişiklikler gözlenir. Yıllık, göreceği sabit sıcaklıklar, ekvatora yakınlığın sonucudur. Alçak bölgede yer alan Bujumbura'da ortalama sıcaklık 23 °C, dağlarda ve yaylalardaysa 17-20 °C arasındadır. Yıllık yağış ortalaması dağlarda 1 400 mm'yi aşar; Tanganyika gölü kıyılarındaysa 1 015 mm'nin altına düşer. Yağmur mevsiminde (şubat-mayıs) yoğunlaşan yağış, kurak mevsimde (haziran-eylül başları) önemli ölçüde azalır.
Soğuk ve yağışlı dağ yamaçları ormanlıktır. Daha az yağış alan yaylalar ve alçak kesimlerde.savana türü çayırlıklar görülür. Ülkenin önemli bir bölümü aşırı otlatma, orman kesimi, yoğun yağış ve yakarak tarla açma uygulamaları gibi nedenlerle toprak aşınmasına uğramıştır.
BURUNDİ TOPLUM YAPISI
Burundi'de halkın büyük bölümünü, Nil kökenli Tutsilerle Bantu kökenli Hutular oluştururlar. Kirundi (Kinyarvanda) dilini konuşurlar ve ortak bir kültürü paylaşırlar. Evlilikler yoluyla birbirlerine karışan Tutsi (nüfusun % 15'i), Hutu(% 84)ve Tvaların(% 1) tek bir etnik grubun toplumsal sınıflarını oluşturdukları düşünülür. Tutsiler hayvan yetiştirirler. Orduya egemen durumdaki Tutsiler, Yukarı Nil deltasından göçtükleri 1300-1500 yılları arasında, Burundi'nin yönetici sınıfını oluşturmuşlardı. 1959'da Tutsi Krallığı yıkılınca, çok sayıda Tutsi Ruanda'ya sığınmıştı. Bölgeye yaklaşık 800 yıl önce göçtükleri sanılan Hutular, yüksek bölgelerde yaşarlar ve tarımla uğraşırlar. Gelenekler bakımından Tutsilerin etkisinde kalmışlar, Tutsi yönetimi için çobanlık ve öteki ticaret hizmetlerini yürütmüşlerdir. İki grup arasında zaman zaman şiddete dönüşen gerilim, 1972-88 yıllarında doruğa ulaşmıştır. Tvalar, çoğunlukla avcılık ve toplayıcılıkla geçinirler; bölgeye ilk yerleşenlerin Tvalar olduğu düşünülmektedir.
İlköğretim Kirundi dilinde verilir; ortaöğretimde Fransızca kullanılır. İlköğretim parasız ve zorunludur. Ama 15 yaşın altındaki çocuklardan okula gidenlerin oranı % 30'un altındadır. Halkın % 60 kadarı katoliktir; öteki hıristiyanların çoğu anglikan ve pentecostalist kiliselerine bağlıdır. Burundi, Afrika'nın en yoğun nüfuslu ülkelerinden olmakla birlikte, halkın çoğunluğu kırsal kesimde yaşar. Bujumbura ve Gitega Burundi'nin başlıca kentleridir.
BURUNDİ EKONOMİSİ
Burundi ekonomisi tarıma ve hayvancılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri kassava (manyok) ve tatlıpatatestir; mısır, fasulye, bezelye, süpürge darısı ve muz da yetiştirilir. Dışsatımda kahvenin payı % 80'ini aşar. Öteki dışsatım ürünleriyse pamuk, çay, post, deri ve madenlerdir. Bunların önemli bir bölümü ABD, Fransa ve Almanya'ya satılır. Sığır yetiştiriciliği de yaygındır.
Çıkartılan başlıca madenler kasiterit (kalaydan elde edilir), bastnezit (TV tüplerinin yapımında kullanılır), altın, volfram ve tantaldir. Yakın dönemlerde geniş nikel yatakları bulunmuştur. Ülkede sanayi hemen hemen hiç gelişmemiştir; birçok sanayi ürünü dışarıdan alınmaktadır.
Demiryolu bulunmayan Burundi'de, birkaç asfalt yol vardır. Bunlardan en önemlisi Bujumbura'yı Gitega ve Kayanza'ya bağlayan yoldur. Bujumbura'da uluslararası bir havaalanı vardır ve kent, ülkenin Tanganyika gölü kıyısındaki başlıca ulusal limanıdır.
TARİH, DEVLET YAPISI VE KURUMLAR:
Burundi tarihi, geleneksel olarak Tutsilerin bölgeye gelişiyle başlatılır. Yakın dönemlere kadar Burundi, Tutsi soyundan gelen ve mvami adı verilen krallarca yönetildi. 1885'teki Berlin Konferansı'nda, bölge Almanya'ya bırakıldı. Alman denetimi 1903'ten sonra kurulabildi. 1916'da, Birinci Dünya Savaşı'nda Burundi'yi Belçika birlikleri işgal etti. Daha sonra da Milletler Cemiyeti Ruanda-Urundi Mandası'nın ve Birleşmiş Milletler Ruanda-Urundi Himaye Bölgesi'nin (İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra) bir parçası olarak Belçika'nın yönetiminde kaldı.
Burundi, 1 Temmuz 1962'de kral Mwambutsa IV döneminde bağımsızlığına kavuşarak meşruti krallıkla yönetilmeye başlandı. Mwambutsa'yı, Temmuz 1966'da oğlu Charles askerî bir darbeyle devirdi. Charles, Ntare V unvanıyla tahta çıktı; darbenin askerî önderi Michel Micombero'yu başbakanlığa getirdi. Ne var ki Micombero birkaç ay sonra, 29 Kasım'da, kral Ntare'yi tahttan indirdi. Cumhuriyet ilan edildi ve Micombero başkan oldu. 1972'de krallığı yeniden kurmak için girişilen darbe başarısızlığa uğradı. Çatışmalarda, hükümete karşı ayaklanmadan sorumlu tutulan Ntare yandaşı 150 000 kadar Hutu'yu, Tutsiler ve Tutsilerin çoğunlukta olduğu ordu acımasızca öldürdü.
Micombero, 1 Kasım 1976'da yarbay Jean Baptiste Baganza'nın düzenlediği bir askerî darbeyle görevden uzaklaştırıldı. Baganza sivil yönetime geçilen 1979'da başkan oldu, 1984'te yeniden seçildi. 1987'de patlak veren bir çatışmada Hutular binlerce Tutsi'yi öldürdüler; binlerce Tutsi de Ruanda'ya kaçtı. Buyoya, Braganza rejimin benimsettiği katolikliği zorunlu din olmaktan çıkarttı. Siyasal tutuklu olan pek çok Hutu'yu serbest bıraktı. Bir Hutu'yu başbakan olarak atadı. Tutsi geleneklerine göre yürütülen eğitime son verdi. Burundi'nin ilk demokrasi denemesinde başarılı olamaması üstüne ABD 16 milyon, Fransa da 35 milyon dolarlık yardım programlarını askıya aldılar. Haziran 1993'te yapılan seçimlerde Melchion Ndadya, Buyoya'yı ağır bir yenilgiye uğratıp, ülkenin Hutu kabilesinden ilk cumhurbaşkanı olarak göreve başladı. Ne var ki, Ekim 1993'te eski diktatör Jean Baptiste Bagaza önderliğindeki Tutsi askerleri, Melchior Ndadaye'nin yanı sıra birçok bakan ve valiyi öldürerek yönetime el koydular. Darbe sonrasında, çoğunluğu oluşturan Hutu kabilesi ile azınlık Tutsiler arasında çıkan çatışmada çok sayıda kişi yaşamını yitirirken, on bine yakın kişi de komşu ülkelere sığındı. Ordunun, sivil yönetimi desteklediğini açıklaması üstüne, darbe yöneticileri yurt dışına kaçtılar.
Burundi, 1966-92 arasında tek parti sistemiyle yönetilmiş, o tarihte seçmenler, çok partili sisteme geçişi sağlayan anayasayı büyük çoğunlukla kabul etmişlerdir. Yeni anayasaya göre başkan ve Millet Meclisi 5 yıllık bir süre için seçilir. Başkanın görev süresi iki dönemle sınırlandırılmıştır. Belirli bir etnik ya da aşırılık yanlısı grubu temsil eden parti kurulması yasaklanmıştır.