Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Gözbağcılık

  • Okunma : 234

Gözbağcılık, el çabukluğu ve hileyle izleyicileri şaşırtarak olmayan bir şeye inandırma sanatıdır. Gözbağcılar bu işi bazı araç ve gereçler yardımıyla yaparlar. Gözbağcılığın çok eski bir geçmişi vardır. Eski Mısırlılar’dan kalma bir papirüste, Mısır Kralı Keops’un karşısında hünerlerini gösteren Dedi adlı bir gözbağcının, bir kazın kafasını kestikten sonra onu yeniden dirilttiği yazılıdır.

    Ortaçağda gözbağcılar büyük panayırlarda gösteriler yaparlar, halkı eğlendirirlerdi.

    John Nevil Maskelyne 19. yüzyılda yaşamış ünlü bir gözbağcıydı. En önemli gösterilerinden birinde, bir kişi yerden yükselerek, sahnenin çevresinde yüzercesine dolaşırdı. Maskelyne havada duran kişinin bedeninin çevresinden geniş bir çember geçirerek izleyicileri, adamın hiçbir yere bağlı olmadığına, yerçekimine karşın havada durabildiğine inandırırdı. Maskelyne kendi adını taşıyan sandığıyla tüm dünyada ün kazandı. Sahneye çağrılan izleyiciler kocaman bir sandığı dikkatle incelerler, kutuda gizli bir kapı ya da bölme türünden hileli bir çıkışın olup olmadığına bakarlardı. Daha sonra Maskelyne’in yardımcısı sandığın içine girer, sandık bir iple sımsıkı bağlanır ve bir çuvalın içine konurdu. Az sonra sandıktaki adam nasılsa, bu çıkması olanaksız kutudan çıkmayı başarır, izleyiciler sandığın içini, dışını yeniden inceler, bu hilenin nasıl gerçekleştirildiğini asla çözemezlerdi.

    Maskelyne gösterilerine her zaman yenilikler eklerdi. İlk sinema filmleri, tuhaf sesli bir org ve kâğıt oyunlarında hiç yenilmeyen Pycho adlı bir tip bunlardan bazılarıydı. Daha sonra Maskelyne, büyücü olarak ünlenen David Devant’la çalışmaya başladı ve birlikte gerçekleştirdikleri gösteriler büyük ilgi uyandırdı.

    Gözbağcılık 20. yüzyılda daha da gelişti. Howard Thurston, Harry Houdini ve John Henry Anderson gibi ünlü gözbağcılar izleyicileri etkileyen gösteriler düzenlediler. Bunlardan John Henry Anderson’un görülmemiş çeşitlilikte gözbağcılık gereçleri vardı. Ünlü numaralarından biri, izleyiciler arasından birinin ateşlediği silahtan çıkan mermiyi havada yakalamasıydı. Londra’daki bir müzede bu eski gözbağcıların hilelerini gerçekleştirmek için kullandıkları aygıtlar sergilenmektedir. Türkiye’de gözbağcılığı tanıtan kişi ise Zati Sungur’dur.

Hileleri Öğrenme

Gözbağcıların çoğu, 10-12 yaşlarında bu işe başlar. Gözbağcılığın sırrı, izleyici önüne çıkmadan önce hilelerinin yakalanmaması için iyice hazırlanmaktır. Eğer büyük bir aynanın önünde çalışırsanız, kendinizi izleyicinin sizi göreceği gibi görerek hatalarınızı düzeltebilirsiniz.

    Oyun kâğıtlarıyla yapılan hilelerde ayrıca gereç gerekmediğinden, yeni başlayanlar için bu türden oyunlar elverişlidir. Yeni başlayanların daha zor hileler için el çabukluğu kazanmalarını sağlayacak birçok basit kâğıt hilesi vardır.

    Avucun içindeki madeni para gibi ufak bir nesneyi parmakların arasından belli etmeden kaydırarak yok etme hilesini öğrenmek çok zor değildir. Ama bazı el çabukluğu hilelerini başarıyla yapabilmek için yıllarca çalışmak gerekebilir.

    En önemlisi, izleyicinin dikkatini başka bir yöne çekmektir. Profesyonel gözbağcılar “abrakadabra” gibi sözde büyülü sözcükler söyleme ya da ellerinde tuttukları nesnelerle gereksiz aşırı el kol hareketleri yapma gibi çeşitli yollara başvurarak izleyicilerin dikkatini dağıtırlar. Gösterinin en önemli anında, gözbağcı bir an durup gözlerini sahnenin bir köşesine dikerse, izleyicilerin dikkati de oraya yönelir.

    Gözbağcılık ustalık gerektiren bir eğlendirme yoludur. Usta gözbağcılar sahnede olduğu kadar televizyon programlarında da izleyicileri yanıltabilirler. Birçok gözbağcılık hilesi büyü gibi görünürse de, gözbağcılık büyücülük değildir.