Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

İrlanda edebiyatı

  • Okunma : 626

İrlanda edebiyatı, Gerek İrlanda diliyle (ya da daha doğru bir deyişle İrlanda Gaelcesi'yle), gerek İngilizce'yle yazılmış edebiyat yapıtlarını içeren İrlanda edebiyatı iki döneme ayrılabilir: Eski İrlanda edebiyatı; modern İrlanda edebiyatı.

Eski İrlanda edebiyatından günümüze kalan çok sayıda elyazması, türlerine ve konularına göre sınıflandırılır. VII. yy. gibi erken dönemlerde kaleme alınmış metinleri içeren Ulster çevrimi, Cuchulain ile Red Branch şövalyelerinin kahramanlıklarını anlatan şiir ve düzyazıyla yazılmış birçok kahramanlık öyküsü içerir (Red Branch, günümüzde Ulster eyaletinin bulunduğu bölgede yer aldığı varsayılan eski bir krallıktır). Daha geç dönemlerde yazılmış metinleri kapsayan Fenian çevrimi, genel olarak Finn McCool'un ve Fianna'nın kahramanlık öykülerinden oluşur (Fianna, Red Branch şövalyelerinin tersine klan dışı, dolayısıyla da toplum dışı yaşayan, ama varlıkları yasayla tanınmış savaşçı bir topluluktur). Ulster çevriminin dili Eski İrlandaca, öykülerin ekseniyse Kuzey İrlanda'dır; bu öykülerin tümü kahramanlık temalarını işlerler ve soylu kişiler tarafından yazılmışlardır. Erken dönem İrlanda edebiyatı ayrıca, Keltlerin taptıkları tanrı ve tanrıçaların öykülerinin anlatıldığı mitoloji çevrimlerini, ünlü tarihsel kişiliklerin ele alındığı tarihsel çevrimleri ve Mael Duin'in Gezileri gibi gezi öykülerini, Febal'ın Oğlu Bran'ın Serüvenleri gibi serüven öykülerini ve Adamnan'ın Kehaneti gibi öyküleri kapsar.

Modern İrlanda edebiyatını, Geoffrey Keating (1570-1650) başlatmıştır. Keating'in İrlanda Tarihi, Avrupa'da elyazması halinde elden ele dolaşan, XIX. yy'a kadar çeşitli kopyaları gerçekleştirilen son önemli İrlanda yapıtıdır. Keating'den sonraki modern İrlanda edebiyatında, öncelik şiirdedir. XVIII. yy'da yazılan bu şiirlerin en önemli ikisi, Michael Comyn'in bir Fenian teması üstüne kurulu Oisin Gençlerin Topraklarında adlı şiiri ile Brian Merriman'in Geceyarısı Sarayı adlı şiiridir. Geceyarısı Sarayı, İrlanda'nın süreğen sorunu olan erkeğin eş seçerken kötü niyetliliğini ele alan çağdaş yerginin başyapıtı niteliğindedir. Gene de XIX. yy. ortasında, bu tür şiirlere karşı okurun ilgisi, yüzyıllar süren İngiliz istilası ve 1840 yıllarındaki kıtlık nedeniyle azalmış, "patates kıtlığı" adı verilen bu dönemde kırsal nüfus açlık ya da başka ülkelere göç sonunda önemli ölçüde azalmış ve İrlanda edebiyatı bir duraklama dönemine girmiştir. Yüzyılın sonunda, İrlanda dilini canlandırmaya yönelik bir hareket başlayınca, İrlandalı yazarlar yeniden İrlanda diliyle yapıt vermeye başlamışlardır. Günümüzde de İrlanda Gaelcesi'yle yazan az sayıda, ama yüksek nitelikli edebiyatçılar vardır.

XVII. yy'da İngiliz edebiyatının çekiciliğine kapılan William Congreve ve George Farquhar gibi tiyatro yazarlarının varlığına karşın, İngilizce İrlanda edebiyatı (genellikle İngiliz-İrlanda edebiyatı diye nitelenirse de, bu yeterli bir niteleme değildir) gerçek anlamda, XVIII. yy'da Gulliver'in Yolculukları (Gulliver's Travels) ve A Tale of a Tub'ün (Bir Fıçının Öyküsü'nün) yazarı Jonathan Swift'le ve The Vicar of Wakefield'in (Wakefield Papazı) yazarı Oliver Goldsmith'le başlamış, XIX. yy'da İngilizce edebiyat ürünleri büyük ölçüde İrlanda'da "Nüfuzlular" adı verilen egemen sınıf üyeleri tarafından ortaya konmuştur: Maria Edgeworth ve Charles Lever gibi romancılar; Samuel Ferguson ve William Allingham gibi şairler; tiyatro yazarı Oscar Wilde; vb. Bununla birlikte, yüzyılın en çok okunan ve İrlanda'nın ulusal şairi diye adlandırılan yazarı Thomas Moore, bir katolik bakkalın oğluydu. William Carleton ile John ve Michael Banim köy kökenliydiler; Gerald Griffin'se katolikti ve Moore gibi o da varlıklı bir ailenin oğluydu.

XIX. yy'ın likinci yarısındaki Kelt dilinin dirilişiyle birlikte, İngilizce yazan İrlandalı edebiyatçılar, konularını İrlanda geleneğinden almaya başlamışlar ve bu yüzyılın sonunda, William Butler, Yeats, vb. edebiyatçıların İrlanda Edebiyat Rönesansı'nı oluşturmasıyla bu hareket en parlak dönemini yaşamıştır. Hareketin bir tür manifestosu niteliğindeki bildirisinde Yeats, "Ruhuyla İrlandalı, diliyle İngilizce olan bir ulusal edebiyat yaratamaz mıyız?" diye sorup, sonra kendi sorusuna "evet" yanıtını vererek, "İngilizce yazarken sözle açıklanması olanaksız bir İrlanda ritmi ve üslubu verebiliriz" demiştir. Söz konusu bu İngilizce, İrlanda'da konuşulan İngilizce'dir. Batı İranda köylüsü aynı zamanda İrlanda dili de konuştuğu ve bu dil gelmişle, dolayısıyla da Gaelce edebiyat geleneğiyle dolaysız bir köprü oluşturduğu için, Yeats'ın kullanılmasını istediği lehçe de, büyük ölçüde Batı İrlanda köylüsünün lehçesidir. Bu lehçe, daha sonra Dublin'de, Abbey Theatre'de sahnelenen Lady Gregory ve John Millington Synge'in oyunlarında kullanılmıştır.

İrlanda Edebiyat Rönesansı yalnızca Yeats'ın çağrısını dehalarıyla yanıtlayan yetenekli yazarlar sayesinde değil, hareketin tarihsel açıdan zamanlamasının da çok iyi yapılmasından (Avrupa ülkelerini kasıp savuran ulusçu hareketlerden etkilenen İrlanda, devrimciliğe ve siyasal bağımsızlık mücadelesine yönelmişti) ötürü son derece başarılı olmuş, nüfusu 4 milyonu bulmayan bu küçük ulus, bir kuşak içinde Conor Cruıse O'Brien'ın "Dublin'in İngilizce konuşulan dünyanın merkezi olduğuna ilişkin sözlerini doğrularcasına, yüzyılın en öncü şairlerini, oyun yazarlarını ve romancılarını yaratmıştır: Yeats, Singe, Sean O'Casey, James Joyce, Samuel Beckett, vb.