Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu

  • Okunma : 222
Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu Resim

Ortaçağdaki Avrupa haritası, bugünkünden çok farklıydı. O zamanlar Avrupa’nın ortasında Almanya, Fransa, Felemenk, Avusturya, İsviçre, Bohemya (bugün Çekoslovakya’nın bir bölümü) ve İtalya’nın kuzeyini içine alan, “Kutsal İmparatorluk” toprakları olarak anılan büyük bir bölge yer alıyordu.
Kralların ve feodal beylerin yönetimindeki yarı bağımsız devletlerden oluşan imparatorluğun merkezi Alman topraklarıydı. İmparator genellikle elektör (seçmen) sıfatını taşıyan Alman prenslerince seçilirdi. İmparatorluk babadan oğula kalmazdı. İmparator, buyruğu altındaki toprakların tek hükümdarı olmakla birlikte istediğini yaptırabilmek için öteki yöneticilerin onayını almak zorundaydı.

    Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nun nasıl kurulduğunu daha iyi anlayabilmek için Roma İmparatorluğu'nun Augustus Caesar ile başlayan dönemine göz atmamız gerekir.

    İS 5. yüzyılda yıkılan Batı Roma İmparatorluğu istilacı kabilelerce parçalanarak çok sayıda küçük krallıklara bölündü. Oysa Doğu Avrupa’da merkezi Konstantinopolis (bugün İstanbul) olan Doğu Roma ya da Bizans’ta imparatorluk gücünü korumaktaydı. Batıda ele geçirdikleri yerleri Bizans İmparatorluğu’nun temsilcileri olarak yönettiklerini ileri süren bazı krallar zamanla topraklarını genişleterek güçlendiler. Bu krallardan biri de yeni bir imparatorluk kurarak, Batı Roma İmparatorluğu geleneğine sahip çıkmak isteyen Frank Kralı Şarlman’dı. İS 800’de Roma’daki San Pietro Kilisesi’nde Papa III. Leo’nun elinden taç giyerek Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nun ilk yöneticisi oldu.

    Karolenj hanedanından gelen Şarlman, hükümdarlığı döneminde buyruğu altındaki halklara Hıristiyanlık’ı benimsetmeye ve onları kendisinin tüm Hıristiyanlar’ı yönetmek üzere Tanrı’nın gönderdiği bir yönetici olduğuna inandırmaya çalıştı. Şarlman’dan sonra yerine geçen oğlu I. Ludwig (Sofu) 840’ta ölünce, Şarlman’ın torunları arasında büyük bir iç savaş başladı ve imparatorluk bölündü. Uzun süren kargaşa döneminin ardından, 962’de Alman Kralı Otto (Büyük), I. Otto adıyla imparator oldu.

    Bu tarihten sonra Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu Alman hanedanlardan gelen krallarca yönetildi. Roma İmparatorluğu’nu yeniden canlandırma düşüncesine kapılan I. Otto taç giydikten sonra kilisenin koruyuculuğunu da üstlenerek imparatorluk ve papalık sanlarını birleştirdi. Böylece Hıristiyanlık’ın koruyucusu ve batıdaki tüm hükümdarların tek efendisi konumuna yükselen imparator “Roma İmparatoru” olarak anılmaya başlandı. İmparatorun yetkileri sınırsız olmakla birlikte mali gücü kısıtlıydı. Buyruğu altındaki bazı zengin krallara ve feodal beylere boyun eğdirmekte güçlük çekiyordu.

    Bazı yöneticiler haklarını savunmak ve güçlerini kanıtlamak için sık sık imparatora başkaldırıyordu. Bazen imparatorun yerine geçmek isteyenler arasında şiddetli savaşlar olurdu. Bu sorunlar zaten karmaşık bir yapısı olan imparatorluğun yönetimini daha da güçleştiriyordu.

Papalar ve İmparatorlar

Hıristiyanlık dini ortaçağda günlük yaşamla öylesine iç içeydi ki, hangi konularda imparatorun, hangi konularda papanın yetkili olduğunu ayırt etmek güçtü. Dinsel konulardaki önderliğini korumak isteyen papalar, yetkilerinin imparatorluk yetkilerinden daha üstün olduğunu, bu nedenle imparatorların her konuda kendilerine boyun eğmeleri gerektiğini ileri sürdüler. Hatta bazıları Tanrı’nın kendilerine verdiği yönetme hakkını imparatorlara aktardıklarını söylemeye başladı. Bu düşünce, imparatoru bütünüyle papaya bağımlı kılıyordu. Bunun sonucu olarak önceleri uyum içinde olan papalarla imparatorlar arasında baş gösteren çıkar çatışmaları, sonradan büyük bir mücadeleye dönüştü.

    İlk önemli anlaşmazlık, 11. yüzyılda İmparator IV. Heinrich ile Papa VII. Gregorius arasında doğdu. VII. Gregorius’un kendisini aforoz etmesi üzerine tahtı tehlikeye giren imparator, sonradan papadan af dileyerek yeniden kiliseye kabul edildi. Din adamlarının atanması konusunda papalıkla imparatorluk arasında çıkan bu çatışma yaklaşık 300 yıl sürdü. Üstünlük mücadelesi sırasında öteden beri imparatorla anlaşmazlık içinde olan Alman prensler papanın yanında yer aldılar. Zaman zaman şiddetli savaşlara yol açan bu çekişmeler, imparatorların topraklarını ve kilise üzerindeki yetkilerini yitirmesiyle sonuçlandı. 1147’de Kutsal Roma-Germen İmparatoru olarak taç giyen Prusya Kralı I. Friedrich hem kendi topraklarında birlik oluşturmak, hem de İtalya’yı denetim altına alarak kent devletlerinin imparatorluk görevlilerince yönetilmesini sağlamak amacındaydı. Ordularıyla birçok kez İtalyan kentlerine saldırdı. Ne var ki, beşinci İtalya seferi sırasında, Milano yakınlarındaki Legnano Çarpışması’nda yenildi. Bu sefer, 1177’de imzalanan Venedik Barış Antlaşması’yla sonuçlandı.

    En son büyük savaş 13. yüzyılda, II. Friedrich ile Papa IX. Gregorius ve Papa IV. Innocentius arasında oldu. Sicilya Krallığı’nı imparatorluğa bağımlı kılmak isteyen II. Friedrich iki kez aforoz edildi. İtalya’da papanın ordusuna karşı savaşırken Alman prenslerinin desteğini çekmeleri üzerine yenilgiye uğradı. 1250’de imparatorluğun yeniden güç kazanmaya başladığı bir dönemde öldü. Hanedanlar arasındaki taht kavgalarıyla geçen 22 yıllık ara dönemde İngiltere Kralı III. Henry’nin kardeşi I. Richard “Romalılar’ın Kralı” olarak bilindiyse de, imparatorluğun oybirliğiyle seçilmiş bir imparatoru olmadı.

    1273’te, Habsburg hanedanının ilk temsilcisi olan I. Rudolf Alman kralı seçildi.

Habsburg Hanedanı

15. yüzyılın ortalarından sonra başa geçen Kutsal Roma-Germen imparatorlarının çoğu Habsburg hanedanından geliyordu. Habsburglar evlilik yoluyla Bohemya, Macaristan, Felemenk, İspanya, Napoli, Sicilya topraklarıyla Amerika ve Asya’daki İspanyol sömürgelerini ele geçirerek imparatorluk topraklarını genişlettiler.

    1519’da Avusturya arşidükü, V. Kari (Şadken) adıyla Kutsal Roma-Germen imparatoru seçildi. Büyüyen imparatorluk topraklarını tek başına yönetmenin güçlüğü karşısında, bir bölümünü kardeşi Ferdinand’a (sonradan İmparator I. Ferdinand) bıraktı. Habsburglar’ın yönetimi altında gücünün doruğuna ulaşan imparatorluk, 16. yüzyıldaki Reform hareketi sırasında sarsılmaya başladı. Katolik imparatorla Protestanlık’ı benimsemiş olan Alman prensler arasındaki uyuşmazlık Almanya’nın bölünmesine yol açtı. Protestanlar ile Katolikler arasında yıllarca süren savaşlar yüzünden gücünü yitiren imparatorluk, Otuz Yıl Savaşlarının (1618-48) sonunda yarı bağımsız devletlerin oluşturduğu güçsüz bir birliğe dönüştü.

    Kutsal Roma-Germen imparatorlarının sonuncusu II. Franz, 1806’da I. Napolyon’a yenildikten sonra Kutsal Roma-Germen imparatoru sanını bırakarak Avusturya imparatoru sanını aldı. Bu olayla birlikte Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu resmen sona erdi.

Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu Resimleri