Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Yaşar Kemal

  • Okunma : 264
Yaşar Kemal Resim

Yaşar Kemal (doğumu 1922), yapıtlarında kırsal kesimden insanları; köyü ve köylüyü anlatır. Köy toplumunun durağan bir toplum olmayıp değişmekte olduğunu, gerçek ile efsane karışımı bir anlatımla aktarır. Yaşar Kemal yetiştiği bölgeye çok bağlı kalmış, kendisi için bitip tükenmez bir kaynak olarak gördüğü ve “koskoca bir memleket parçası” diye tanımladığı Çukurova’yı yazmıştır.

    Asıl adı Sadık Kemal Göğceli olan Yaşar Kemal Adana’nın Hermite (Göğceli) köyünde doğdu. Beş yaşındayken kan davası yüzünden babasını, bir kaza sonucu da tek gözünü yitirdi. Ceyhan’ın Burhanlı köyünde başladığı ilkokulu Kadirli’de bitirdi. Adana I. Ortaokulu’nda başladığı ortaöğrenimini tamamlayamadan son sınıfta bıraktı. Ardından bir pamuk çiftliğinde ırgat kâtibi olarak çalışmaya başlayan Yaşar Kemal daha sonra Adana’da inşaatlarda çavuşluk, çeltik tarlalarında su bekçiliği, arzuhalcilik gibi çok değişik işlerde çalıştı. 1950’de Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesi kapsamına giren bir siyasal suçtan ötürü tutuklanarak bir süre Kozan Cezaevi’nde yattı. 1951’de hapisten çıkınca İstanbul'a gelen Yaşar Kemal, kısa süre memurluk yaptı. Aynı yıl Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya başladı. Burada yayımlanan Yanan Ormanlarda Elli Gün (1955) adlı dizi röportajı 1955 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti armağanını kazandı. Ayrıca Çukurova Yana Yana (1955) ve Peri Bacaları (1957) adlı röportajları adının yayılmasını sağladı. Bu arada Sarı Sıcak (1952) adlı öykü kitabıyla Teneke (1955) ve İnce Memed (1955) romanlarını da yayımladı.

    1962’de Türkiye İşçi Partisi’ne giren Yaşar Kemal, 1963’te gazeteciliği bırakarak kendini tümüyle yazmaya verdi; geçimini ise kitaplarından aldığı telif ücretiyle sağlamaya başladı.

    Yaşar Kemal’in öykü ve romanlarının birçoğu Çukurova’da geçer. Konu olarak daha çok Çukurova insanının yaşamını, ağalar arasındaki toprak kavgasının köylüler üzerindeki etkisini, değişen ekonomik ve toplumsal koşulların köy insanını, bu insanın inanışını, töresini değiştirmesini ele almıştır. Yaşar Kemal’in Çukurova’ya ilişkin ilk romanı Teneke’dir. Bu romanında genç bir kaymakamın çeltik ağalarıyla giriştiği mücadeleyi anlatır. Teneke, Yaşar Kemal’in öyküden romana ilk adımı sayılabilir. Bu yapıtında yazar ayrıntılardan kaçınmıştır.

    Yaşar Kemal’in romanlarında halk ve toprak birbirinden ayrılmayan bir bütün olarak ele alınır. Halkın hem sevinç kaynağı, hem de sorunlarının temeli olan toprak yüzünden çıkan olaylar anlatılır. Yaşar Kemal halkı koruyan, onun çıkarlarını savunan eşkıyayı İnce Memed adlı romanında ele almıştır. Bu yapıtında halk edebiyatından ve folklordan yararlanmıştır. Yaşar Kemal’in üzerinde en derin izi Köroğlu hikâyesi bırakmıştır. Üç Anadolu Efsanesi (1967) kitabındaki öykülerden biri Köroğlu destanının yeni bir anlatısıdır.

    Yaşar Kemal Ortadirek (1960), Yer Demir Gök Bakır (1963) ve Ölmez Otu’nun (1968) oluşturduğu “Dağın Öte Yüzü” üçlemesinde ise Çukurova’ya pamuk toplamaya inen köylülerin çektiklerini, yaşamlarını sürdürebilmek için para kazandıkları ve gitmekten vazgeçemedikleri Çukurova’nın iki yüzünü anlatır.

    Yaşar Kemal “Akçasazın Ağalan”nın birinci ve ikinci cildi olarak yayımladığı Demirciler Çarşısı Cinayeti (1974) ve Yusufçuk Yusuf'ta (1975) gene Çukurova’yı ele alır. Ama bu kez geleneksel yapının çözülmesi, eski ağa tipinin yok olması ve ağaların sanayi alanına yatırım yapması anlatılır. Yılanı Öldürseler ve Kimsecik I (1980) romanları yazann, konusu Çukurova’da geçen son yapıtlarıdır. Al Gözüm Seyreyle Salih (1976), Kuşlar da Gitti (1978), Deniz Küstü (1978) adlı yapıtlarının konusu Çukurova’nın dışından alınmıştır.

    Yaşar Kemal yapıtlarını gerçekçi bir yaklaşımla yazmıştır. Ama gerçekçiliği dünyayı gördüğü gibi yansıtma olarak almaz. Doğaya, insana, olaylara, kendi gözüyle bakar, abartarak işlediği kişi ve olaylara kurmaca yönü ağır basan destansı bir hava verir. Yerel dili kullanmaya özen gösterir. Bunu gerçekçiliğin bir parçası sayar. Romanlarında bolca ve ancak o yöre insanının anlayabileceği yerel deyim ve kelimeler kullanmasına karşın, büyük ölçüde halk anlatımına dayanması Yaşar Kemal’in anlatış güzelliğini sağlar. Yaptığı benzetmeler ve kullandığı imgeler, tanımladığı kokular, sesler, canlı renkler, bitkiler ve kuşlarla birleşerek şiirsel bir dünya oluşturur. Yer yer destansı bir havaya bürünen anlatımı Yaşar Kemal’in en önemli özelliğidir.

    Yaşar Kemal’in yapıtları yurtiçinde ve dışında birçok ödül kazanmıştır. İnce Memed, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Kale Kapısı (Kimsecik II; 1985) romanlarına çeşitli ödüller verildi. Yer Demir Gök Bakır romanı Fransız Eleştirmenler Birliği’nce 1977’nin en iyi yabancı romanı seçildi. Ayrıca “Dağın Öte Yüzü” üçlemesi 1979’da Fransa'da yılın en iyi kitabı seçildi. 1982’de Fransa’da Uluslararası Del Duca Ödülü’nü kazanan Yaşar Kemal’e 1984’te, uluslararası kültür ve sanat etkinliklerine katkılarından ötürü Fransa hükümetince Legion d ’honneur nişanı verildi. Birçoğu yabancı dillere çevrilen romanlarından İnce Memed 23 dilde basılmıştır.

    Yaşar Kemal’in öykü ve romanlarının bir çoğu sinema ve tiyatroya da uyarlanmıştır. (Jzundere adıyla oyunlaştırılan Yer Demir Gök Bakır 1966’da Nancy Uluslararası Tiyatro Şenliği’nde birincilik aldı. 1983’te Peter Ustinov’un sinemaya aktardığı İnce Memed'in dışında Namus Düşmanı (1957), Yılanı Öldürseler (1981), Yer Demir Gök Bakır (1986) gibi yapıtları da sinemaya uyarlandı.

Yaşar Kemal Resimleri