Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Aleksandr Puşkin

  • Okunma : 311
Aleksandr Puşkin Resim

(1799-1837). 19. yüzyılda, modern Rus edebiyatının altın çağı Aleksandr Puşkin’le başlar. Puşkin şiirleri, romanları, öyküleri ve oyunlarıyla kendinden sonraki kuşakları da etkilemiştir.

    Moskova’da doğan Puşkin, köle olarak Rusya’ya getirilen ve sonradan I. Petro’nun ordusunda generalliğe yükselen bir Habeş prensinin torunuydu. Puşkin’in iyi bir şair olacağı daha okul sıralarındayken belli olmuştu. 1817’de liseyi bitirince, St. Petersburg’da (bugün Leningrad) dışişleri bakanlığında görev aldı. İlk önemli yapıtı olan “Ruslan ve Lyudmila” (1820) adlı uzun şiirini bu sıralarda yazmaya başladı. Puşkin’in bu dönemde yazdığı siyasal içerikli, özgürlükçü ve devrimci şiirleri daha basılmadan elden ele dolaşıyordu. Yönetici çevrelerin sakıncalı bulduğu bu şiirlerden dolayı Puşkin 1820’de Rusya’nın güneyine sürüldü. Sürgündeyken Kafkasya ve Kırım’ın doğal güzelliklerinden esinlenerek yazdığı birçok şiir arasında “Kafkas Tutsağı” (1822), “Haydut Kardeşler” (1827) ve “Bahçesaray Çeşmesi” (1824) vardır. Daha sonra Odesa’ya giden Puşkin orada “Çingeneler” adlı uzun şiirinin bir bölümünü yazdı ve Yevgerıi Onegin'e başladı.

    1824-25’te ünlü İngiliz oyun yazarı Shakespeare’in üslubunda bir trajedi yazdı. Bor is Godunov adlı bu oyun 183l ’e kadar yayımlanmadı. Korkunç İvan zamanında geçen oyun Shakespeare’in Macbeth adlı trajedisine benzer.

    Puşkin’in en ünlü yapıtı, koşuk türünde yazdığı Yevgerıi Onegin adlı romanıdır. 1823- 31 arasında yazılan bu roman 1833’e kadar yayımlanmadı. Yevgeni Onegin derinliği, sadeliği, düşünce bütünlüğü, özgünlüğü, hafif şakacı diliyle bir başyapıttır.

    Puşkin’in öbür yapıtlarında, Rus halk masallarına yaşamı boyunca duyduğu ilgi gözlenir. Bunlardan bazılarında, özellikle de çar ile alay ettiği ünlü masalı “Altın Horoz”da, yazarın sıradan insanlara duyduğu yakınlık sezilir.

    Puşkin’in sürgünden dönmesine izin verilmesine ve St. Petersburg’da sarayda bir göreve atanmasına karşın, çar onun devrimci eğilimlerinden her zaman kuşku duydu. Bu dönemde kitaplar sansür ediliyor, yazarların üzerinde polis baskısı hiç eksik olmuyordu. 1837’de karısının onurunu savunmak için yaptığı düelloda aldığı yara nedeniyle öldü.

    Puşkin dilinin güzelliği, insan zaaflarına karşı gösterdiği hoşgörü, çizdiği insan portreleriyle bugün de dünyanın en çok okunan yazarları arasındadır.

Aleksandr Puşkin Resimleri