Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Borsa ve Kambiyo

  • Okunma : 433
Borsa ve Kambiyo Resim

BORSA VE KAMBİYO, Madenler, tarımsal ürünler gibi malların ve hisse senedi, tahvil gibi değerli kâğıtların alınıp satıldığı, fiyatlarının belirlendiği piyasalara borsa denir. Ulusal paraların alınıp satıldığı, yani kambiyo ya da döviz kuru denen belirli bir orana göre birbirleriyle değiştirildiği piyasalara da döviz borsası ya da kambiyo adı verilir. Borsada alınıp satılan bir malın o anda orada bulunması gerekli değildir; fiyat o malın ülke ya da dünya çapındaki arz ve talebine bağlı olarak oluşur.

Malların Değişimi

Bir mal ya da hizmetin eşdeğerde başka bir şey karşılığında verilmesine “değişim” denir. Uygarlık tarihi boyunca malların değişimi her zaman önemli olmuştur. Çok eski zamanlardan bu yana insanlar, gereksinimlerinden fazlasına sahip oldukları ürünlerin bir bölümünü gereksinim duydukları ve kendilerinde olmayan başka ürünlerle değiştirmişlerdir.

Elinde iki geyik derisi olan ama hiç ok bulunmayan bir mağara insanı, geyik derilerinden birini, hiç geyik derisi olmayan ama çok sayıda oku olan bir başkasının oklarıyla değiştirmek isteyecektir. Takas olarak adlandırılan bu değiş tokuş işlemi bugünkü her tür değişimin temeli olarak görülebilir. (Ayrıca bak. ALIŞVERİŞ; EKONOMİ.)

Uygarlık ilerledikçe, insanlar mal değişimi için buluşacakları belirli bir yer ve gün saptamayı uygun buldular. Belirli günlerde yerel pazarlar kurulması geleneği dünyanın pek çok yerinde hâlâ sürmektedir. Önceleri birbirine yakın ve komşu köyler arasında görülen mal değişimi zamanla uzak kentler ve ülkeleri de kapsadı; değişimde aracılık eden tüccarların rolü gittikçe arttı.

Bu basit başlangıçtan, günümüzde her türlü mal ve hizmetin dünya çapında değişimini gerçekleştiren karmaşık ticaret ilişkileri ortaya çıktı. Bugünün uygar insanı gereksinimlerini karşılamak için dünyanın her yerinden gelen çeşitli mal ve hizmetleri kullanır.

Para ve Bankacılık

Zamanla tüccarlar mal değişimini ortak bir değer ölçüsü kullanarak çok daha kolay yapabileceklerini keşfettiler. Bu ortak değer ölçüsü, bütün malların değerinin ölçüldüğü para oldu (bak. Para). Başlangıçta değişimde büyük kolaylık sağlayan para, günümüzdeki büyük ticari işlemlerde doğrudan kullanıma çok elverişli değildir. Günümüzde para çoğunlukla perakende alımlarda kullanılır. Mal alım satımının çok büyük bir bölümü ise kâğıt ve madeni paralar yerine banka çekleri ya da kredi kartı kullanılarak gerçekleştirilir. Bir mal ya da hizmet satın alan kişi liraları, markları, dolarları saymak yerine bir çek yazarak satıcıya verir. İşlemin geri kalan bölümü alıcı ve satıcının bankaları arasında tamamlanır. (Ayrıca bak. BANKALAR VE BANKACILIK.)

Döviz Kuru

İki ülke arasındaki ticaret işlemlerinde farklı ulusal paralar söz konusu olduğu için, bunlar arasında bir değer ilişkisi kurmak gereklidir. Başka bir ülkeden mal ya da hizmet satın almak için ödemeyi o ülkedeki satıcının kabul edeceği bir para türüyle yapmak gerekir. Bu da, ya o ülkenin parası ya da uluslararası alışverişlerde genel kabul gören bir para olacaktır. Bu nedenle dış ülkelerden mal satın almak isteyen bir tüccar önce, ödeme için kullanacağı parayı (döviz) satın alır. Bunu kaça alacağını, yani bir paranın başka bir para karşısındaki değerini döviz kuru belirler.

Döviz kurları çeşitli ulusal paraların arz ve talebine, yani insanların bu paraları almak ya da satmak için gösterdikleri istekliliğe bağlı olarak değişir. Bu isteklilik, insanların çeşitli ülkelerde üretilen mal ve hizmetlerden ne kadar satın almak istediklerine ve bir para türünün (dövizin), gelecekte mal alımlarında güvenle kullanılıp kullanılmayacağı yolundaki beklentiye bağlıdır.

Bretton Woods Anlaşmaları

Hükümetler arasında mali alanda işbirliğine gereksinim olduğu II. Dünya Savaşı döneminde ortaya çıktı. Bu da Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası’nın (IBRD) kurulmasına yol açtı. Bu örgütler Temmuz 1944’te, 44 ülkenin temsilcilerinin ABD’nin New Hampshire eyaletindeki Bretton Woods’ta toplanan konferansta vardıkları anlaşma uyarınca kuruldu.

Bretton Woods Konferansında döviz kurlarını düzenleyecek yeni kurallar belirlendi. Yeni sistemde altının dolar fiyatı ve doların konvertibilitesi (altın ve öbür paralarla hiçbir sınırlama olmadan değiştirilebilmesi) temel alındı.

Dış Ticaretin Dengelenmesi

Günümüzde bir ülkenin dış ülkelere sattığı mallardan (ihracat) elde ettiği para (döviz) banka sistemi aracılığıyla, yurtdışından satın alınan mallar (ithalat) için yapılacak ödemelerde kullanılır. Bir ülkeden öbürüne nakit para gönderilmesi çok ender olarak gerekli olur. Çünkü her ülke dünya pazarında hem alıcı, hem de satıcı olarak yer alır. Örneğin, A ülkesi B ülkesinden et, B ülkesi de A ülkesinden giysi satın almakta olsun. Ama A ülkesinin B ülkesine, satın aldığı etlerin karşılığını ödemeye yetecek kadar giysi satmadığını düşünelim. Bununla birlikte, A ülkesi C ülkesine makine satmakta ve B ülkesi de C ülkesinden maden cevheri satın almakta olsun. Bu durumda A ülkesi, C ülkesine sattığı makinelerden elde ettiği parayla B ülkesine olan borcunu ödeyebilecektir. Dünya pazarında toplam alımlar toplam satışlara eşit olacağı için genel ödeme dengesi de sağlanacaktır.

Mal Borsaları

Bazı önemli hammaddelerin ticaretini kolaylaştırmak için, birçok ülkenin başlıca kentlerinde büyük merkezi pazarlar ya da borsalar kurulmuştur. Sıradan pazarlardan farklı olarak bu borsalarda alman ve satılan mallar orada sergilenmez. Alıcılar ve satıcılar borsalarda buluşup alış ve satış önerilerini verirler, ama mallar başka bir yerde depolanmıştır. Bu borsalarda alım satım ya “spot alım” (hemen teslim) ya da “ön alım” (ilerde teslim) biçiminde olabilir. Spot alımda, hazır bir mal, örneğin silolarda depolanmış buğday alınır satılır. Ön alımda ise o anda var olmayan mallar, örneğin belki yıllar sonra üretilecek olan buğday, üretildiği zaman teslim edilmek üzere alınıp satılır. Borsalarda işlem gören malların alıcıları ve satıcıları borsada, alım satım isteklerini yerine getiren aracılarla temsil edilir. Komisyoncu ya da simsar denen bu aracılar, alıcı ya da satıcı adına alışveriş işlemleriyle ilgilenme karşılığında bir ücret alırlar.

Madenler, kesin olarak sınıflandırılabilen ve hemen bozulmayan buğday ve öbür tahıllar, pamuk, şeker, kahve, kakao, kauçuk, ipek gibi bir çok hammadde borsalarda alınır satılır. Borsalarda ticaret inceden inceye saptanmış kurallarla yönetilir. Buğday alım satımı yapılan temel borsalar Chicago, Winnipeg, Liverpool ve Rotterdam’dadır. Dünyanın önde gelen mal borsaları Londra, New York, Tokyo, Hong Kong ve başka ticaret merkezlerinde kuruludur.

Hisse Senedi ve Tahvil

Bir kimsenin bir iş kurması için fabrika, dükkân alacak ya da kiralayacak, makine ve mal satın alacak ve çalışanlarına ödemede bulunacak paraya sahip olması gerekir. Bazen bir iş için gerekli paranın hepsini kurucu kendisi sağlayabilir. Ama çoğu zaman bu mümkün değildir ve paranın bir bölümü başkalarından sağlanır. Bir iş kurmak için gerekli parasal kaynağın bir bölümü borç olarak bulunabileceği gibi, bazen de bunu sağlayan kişiler şirkete ortak olur.

Bir işin kuruluşuna para vererek ortak olan insanlar, kuşkusuz bu işin kâr getireceğini umarlar. Şirket kâr etmeye başlayınca da bu kârdan kendi verdikleri sermaye ile orantılı olarak bir pay almayı beklerler. Örneğin, kurulan bir şirkete 4.000.000 lira sermaye koyan bir ortak, 2.000.000. lira sermaye koyan ortağın iki katı kâr elde edecektir. Bir şirketin kuruluşuna bir miktar para vererek katılmaya, yani sermaye koymaya o şirketin hissesini satın almak denir.

Örneğimizdeki şirketin 10.000.000 lira sermayeyle kurulduğunu ve bu sermayenin her biri 1.000 lira değerinde 10.000 hisseye bölündüğünü varsayalım. Bu şirkete 4.000.000 lira sermaye koyan ortak 4.000, 2.000.000 lira sermaye koyan ortak 2.000, öbür ortaklar da geriye kalan 4.000 hisseye sahip olacaktır. Her bir hissenin başlangıçta 1.000 lira olan değeri zamanla değişir. Şirket başarılı olur çok kâr elde ederse, her hisseye düşen kâr miktarı artacağı için bu hisseleri satın almak isteyenler çoğalacak ve hisseler daha yüksek bir fiyattan alıcı bulacaktır. Şirket yeterince kâr edemez ya da zarar ederse, her hisseye daha az kâr verileceği ya da hiç verilmeyeceği için bu hisseleri almak isteyen olmayacak, elinde bulunduranlar satmak isteyecek ve hissenin değeri başlangıçtaki 1.000 liranın da altına düşebilecektir.

Şirketin kân ortaklara en az yılda bir kez ödenir ve bu ödeme kâr payı (temettü) olarak adlandırılır. Şirket kârının ortaklara dağıtım biçimi her ülkenin kendi yasalarıyla düzenlenmiştir. Kâr payı genellikle bir oran olarak belirtilir. Yüzde 50 kâr payı dağıtılıyor dendiği zaman sahip olunan hissenin yüzde 50’si kadar kâr dağıtılıyor demektir. Bu durumda 1.000 lira değerinde bir hisse senedine verilecek kâr payı 500 liradır.

Şirketler bazen yapacakları yatırımlar için gerek duydukları kaynakları hisse senedi satarak şirkete yeni ortaklar katmak yerine, belirli bir faiz ödeyerek borçlanma yoluyla sağlamayı seçerler. Şirketlerin bu yoldan borç almak için çıkardığı belgelere tahvil denir. Tahvilleri satın alanlar şirkete belirli bir süre için borç vermiş olurlar ve bunun karşılığında her yıl, tahvilin üzerinde yazılı olan faizi elde ederler. Gene tahvilin üzerinde yazılı olan sürenin sonunda da borç olarak vermiş oldukları parayı geri alırlar. Hisse senedinin tersine, tahvil karşılığında ödenen faiz şirketin kârlılığına bağlı değildir. Tahvil satın alarak bir şirkete borç veren kişiler, o şirket kâr etse de etmese de önceden belirlenmiş olan faizi alırlar.

Devlet de borçlanmak için tahvil çıkarır. Devlet tahvilleri borcun geri ödenmemesi tehlikesi olmadığı için çok güvenli bir faiz geliri getirir. Ama genellikle, faiz oranı özel şirket tahvillerinin faiz oranından biraz azdır. Özel şirketlerin tahvillerinde olduğu gibi, devlet tahvillerinde de genellikle her yıl sonunda faiz ödenmesi söz konusudur ve belli bir süre içinde ya da belli bir tarihte anapara geri ödenir.

Menkul Kıymetler Borsası

Bir şirket büyüdüğü ve başarılı olduğu zaman genellikle hisse senedi ve tahvillerini halka açık olarak satışa çıkarır. Bu noktada, “menkul kıymetler” olarak adlandırılan hisse senedi ve tahvillerin alım satımının yapıldığı borsalar işin içine girer. Dünyanın her yerinde bu tür menkul kıymetler borsaları vardır.

Ne var ki, sıradan insanlar borsada hisse senedi ve tahvil alıp satamazlar. Bu işi, borsada hisse senedi ve tahvil alıp satma izni bulunan bir komisyoncu şirket ya da kişi aracılığıyla gerçekleştirebilirler. Komisyoncu olabilmek için borsanın üyesi olmak gereklidir. Borsadaki işlemlerin komisyoncular tarafından yapılması, kişi ve şirketlerin hisse senedi ve tahvil alım satımlarını rakiplerinden gizli tutmalarında da yardımcı olur. Borsa komisyoncusu alım satımına aracı olduğu menkul değerler için belli bir oranda komisyon alır.

Londra ve New York Menkul Kıymetler Borsaları

Bu tür borsaların en önemlilerinden biri Londra Menkul Kıymetler Borsası’dır. Borsayı, sayıları 3.000’i aşan üyelerin seçtiği bir kurul yönetir. Bu kurulun görevi, bütün işlerin büyük bir dürüstlükle yapıldığını güvence altına alan katı kurallara üyelerin uymasını sağlamaktır. 1986’dan bu yana borsadaki işlemler bilgisayarla yapılmaya başlanmıştır. Borsadaki menkul değer alım satımıyla ilgili tüm ayrıntılar bilgisayardan izlenebilmektedir. Ayrıca, günlük gazeteler ve bazı televizyon kanalları hisse senedi ve tahvil fiyatlarını listeler halinde yayımlamaktadır.

Dünyadaki menkul kıymetler borsalarının en önemlilerinden biri de ABD’nin New York kentindedir. Bu borsanın başlangıcı, banka ve devlet tahvili ticareti yapan bir düzine tüccarın 1792’de, Wall Street’te bir ağacın altında toplanmalarına kadar uzanır. 1817’de bu kişiler dernek kurarak bir binaya taşındılar. Bu kuruluş büyüyerek, bugün 1.000’den fazla üyesi olan New York Menkul Kıymetler Borsası’na dönüştü. Buradaki kârlı ticarete katılmak olanağı veren borsa üyeliği oldukça pahalıdır. Üye olabilmek, borsanın uygun bulmasına bağlıdır. Dürüst olmayan ya da kuralları çiğneyen bir üye borsadan çıkarılır.

New York Menkul Kıymetler Borsası’nda çok çeşitli mal ve hizmet üreten 1.000’den fazla şirketin hisse senetleri ve tahvilleri işlem görür. Bu şirketler borsaya mali durumlarını gösteren raporlar vermek zorundadır. Borsa bu şirketlerin mali durumunu büyük bir dikkatle soruşturur. Ama, borsa işlem gören hisse senetlerinin ve tahvillerin değerinden sorumlu değildir; yalnızca işlemlerin dürüstçe yapılması ve kamu yararının korunması için gerekeni yapar. Fiyatları borsa değil, alıcı ve satıcılar belirler. Belli bir şirketin hisseleri piyasada alıcı bulamıyorsa, doğal olarak fiyatı düşer. Öte yandan, çok aranan, alıcısı çok olan hisse senetlerinin fiyatı yükselir.

Borsa üyeleri, üye olmayanlar adına alım satım yaparlar ve bu hizmetlerinin karşılığı olarak bir ücret alırlar. Üyeler borsadaki bütün işlemleri bürolarındaki bilgisayar ekranlarından anında izleyebilirler.

Türkiye'de Borsalar

16. ve 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’ndaki lonca örgütleri (bak. Lonca) bir tür borsa sayılabilirse de, “ticaret borsası” olarak adlandırılan ilk mal borsaları 1886’da Umum Borsalar Nizamnamesi’nin yayımlanmasından sonra kurulmaya başladı. 1892’de İzmir Ticaret ve Sanayi Borsası, 1913’te Adana, 1925’te İstanbul, 1927’de Ankara borsaları kuruldu ve borsa sayısı hızla arttı; 1950’de ticaret borsaları yeniden düzenlendi.

Ticaret bakanlığı gerekli gördüğü yerlerde ticaret borsası kurar ve denetler. Borsaya kayıtlı malların ticaretiyle uğraşanlar borsaya üye olmak zorundadırlar. Bu malların üreticileri borsaya üye olmayabilirler. Ticaret borsasında meslek komiteleri, borsa meclisi ve yönetim kurulu bulunur. Ticaret bakanlığının atadığı borsa komiseri borsayı denetler.

İlk menkul kıymetler borsası Osmanlı döneminde 1873’te, Dersaadet Tahvilat Borsası adıyla İstanbul’da kuruldu; 1906’da adı Esham ve Tahvilat Borsası olarak değiştirildi. Bu borsa 1929’da Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsası adıyla yeniden düzenlendi, ama son yıllara kadar önemli bir etkinliği olmadı.

Hisse senedi ve tahvil piyasasını geliştirmek ve denetlemek amacıyla 1981’de Sermaye Piyasası Kurulu kuruldu. 1985’te kurulan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ise 1986 başında piyasa işlemlerine başladı. Tüzel kişiliğe sahip, özerk bir meslek kuruluşu olan İMKB, Sermaye Piyasası Kurulu’nun gözetim ve denetimi altında çalışır. Başlıca organları genel kurul ile yönetim ve denetim kurullarıdır. Hükümetçe atanan borsa başkanı yönetim kurulunun da başkamdir.

İMKB’de işlemler üye bankalar, borsa bankerleri ve komisyoncularından oluşan borsa üyeleri aracılığıyla yapılabilir; yeni üye alımı borsanın kararına bağlıdır. Borsa üyeleri müşterileri için yaptıkları alım satımlar karşılığında, yapılan işlemin tutarıyla orantılı bir ücret alırlar.

Borsada işlemler borsa eksperlerinin denetiminde, her menkul kıymet için ayrı bir tabelaya yazılan, fiyatın ve miktarın belirtildiği alış ve satış emirleriyle yapılır. Tabelada yapılan işlem borsa eksperlerine kaydettirilir ve bilgisayara aktarılarak hemen ekranlarda gösterilir. Borsada yapılan işlemler ve oluşan fiyatlar her gün borsa bülteninde ve ayrıca birçok günlük gazetede yayımlanır.

Borsa ve Kambiyo Resimleri