Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Cevdet Paşa

  • Okunma : 265
Cevdet Paşa Resim

(1823-1895), Tanzimat döneminin önde gelen tarihçi ve devlet adamlarındandır. Lofça (bugün Bulgaristan sınırları içindedir) kentinde doğan Cevdet Paşa İstanbul’da Fatih’teki Papasoğlu Medresesi’nde eğitim görürken döneminin ünlü bilim adamlarından çeşitli konularda özel dersler aldı. Medrese eğitimini bitirdikten sonra kısa bir süre kadılık yaptı. 1845’te müderris (profesör) oldu. 1846’da Sadrazam Mustafa Reşid Paşa’nın yanında göreve başladı. Bu tarihten sonra önemli devlet görevleri üstlenen Cevdet Paşa ülkede medreseler dışında yeni öğretim kurumlan olarak açılacak ilk, orta ve yüksekokulların programlarını belirleyen Meclis-i Maarif; bilimsel araştırma ve çalışmalar yapmak için kurulan, Osmanlı bilim akademisi niteliğindeki Encümen-i Daniş gibi bilimsel kurumların kurucuları arasında yer aldı ve bu kurumlarda üye olarak çalıştı. 1855’te, zamanın olaylarını saptayıp yazmakla görevli, devletin resmi tarihçisi demek olan vakanüvisliğe atandı. Darülmuallimin (öğretmen okulu) müdürlüğü, çeşitli illerde valilik, maarif (eğitim), ticaret, adliye, evkaf (vakıflar), içişleri bakanlığı gibi devlet görevlerinde bulundu. Cevdet Paşa yöneticiliğini üstlendiği devlet kumrularında yalnızca bir uygulayıcı olmayıp bir örgütçü olarak da buraları yenileştirmek, yasal temeller üzerine oturtmak için çalışmalar yaptı.

    Cevdet Paşa Osmanlı Devleti’nin yüksek yargı kurulu olarak 1868’de kurulan Divan-ı Ahkâm-ı Adliye başkanlığına getirildi. Bir yandan adalet örgütünü yeniden düzenlemeye çalışırken öte yandan da bu kuruldan Mecelle' nin (Osmanlı Devleti’nde yürürlükte olan ve 1926’ya kadar yürürlükte kalan medeni yasa) yazılma kararını çıkardı ve yasanın hazırlanmasında çalıştı.

Bilimsel Çalışmaları

Cevdet Paşa’nm önemli yanlarından biri de tarihçiliğidir. Encümen-i Daniş üyeliği sırasında Osmanlı Devleti’nin 1774’ten sonraki tarihini yazmakla görevlendirildi. Tarih-i Cevdet (1855-84) adı verilen 12 ciltlik bu yapıtını, çeşitli resmi görevlerinin dışında kalan zamanda yazabildiği için, uzun sürede tamamlayabildi. Yapıt, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan 1826’da Yeniçeri Ocağı’nın kaldınlmasına kadar geçen süre içinde ortaya çıkan çeşitli toplumsal ve siyasal olayları anlatır. Ama bunlardan en önemlileri seçilerek, aralarında bağlantılar kurulmuş, kaynaklar tarafsız bir gözle karşılaştırılarak sonuçlara varılmıştır. Kimi cümlelerinde, Osmanlı tarihçilik geleneğine uyarak, “seci”ye (düzyazıda uyaklı anlatım) başvurmasına karşılık, yapıt genel olarak açık ve yalın sayılabilecek bir dille yazılmıştır. Yazar anlattığı olaylardan bir ders çıkarılmasını istemektedir. Yapıtın dili dönemine göre oldukça yalındır. Cevdet Paşa’nm vakanüvisliği sırasında yazdığı, 1839-72 yıllannı kapsayan ve 40 bölümden oluşan Tezakir ile beş bölümlük Maruzat öbür tarih yapıtlarıdır. 1839-76 arasındaki önemli siyasal olayların yorumunu içeren Maruzat'ı II. Abdülhamid’in isteği üzerine kaleme almıştır. Cevdet Paşa ayrıca halk için Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa (1874-89; “Peygamberlerin Öyküleri ve Halifeler Tarihi”) adlı kitapları da yazmıştır.

    Cevdet Paşa tarih dışında dille de ilgilenmiş, Fuad Paşa ile birlikte daha çok öğretime yönelik Kavaid-i Osmaniye (1864; “OsmanlIca Dilbilgisi Kuralları”) adlı bir dilbilgisi kitabı hazırlamıştır. Uzun yıllar tüm dilbilgisi kitapları için örnek alman bu yapıt Osmanlıca’ nin üç ayrı dilin birleşmesiyle oluştuğunu ilk kez belirtmesi bakımından önem taşır. Kitap Arapça, Farsça ve Türkçe’den oluşan Osmanlıca’nın kurallarını öğretmeyi amaçlamıştır.

    Tanzimat yanlılarının her alanda batıyı örnek almak gerektiği yolundaki düşüncelerine karşı, gelenekten ayrılmadan da reformlar yapılabileceğini savunan Cevdet Paşa bu görüşünü özellikle hukuk alanında kabul ettirmiştir.

Cevdet Paşa Resimleri