Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Deri

  • Okunma : 746

Deri, Omurgalılarda bütün bedenin dış yüzünü kaplayan tabaka. Omurgalılarda deri, bedenin en büyük organıdır. Bedenin içindeki yapılar ile çevre arasında, mekanik yaralanmalara karşı koruma işlevini gören arayüzeyi oluşturur. Bunun yanı sıra, beden sıcaklığının düzenlenmesinde, duyumsal algıda ve bazı bağışıklık yanıtlarında yaşamsal rol oynar.

Deri, üst deri (ya da epidermis) adı verilen ince bir dış tabaka ile altderi (derma yada dermiş) adı verilen daha kalın bir iç tabakadan oluşur. Alt derinin altında, aşağı uzanan çok sağlam liflerle birbirine bağlanmış küçük yağ küreciklerinden oluşan bir tabaka yer alır. Üst deri ile alt deri arasında, her iki tabakanın da bağlandıkları taban tabakası (membrana basalis) adı verilen bölüm yer alır.

NOt: Bütün omurgalı hayvanlarda, derinin iki tabakası vardır:Üst deri diye adlandırılan bir dış tabaka ile alt deri diye adlandırılan bir iç tabaka. Bir köpek balığında alt deri, mine, dentin ve kemikten yapılmış sivri pullar üretir; bu pullar köpek balığının dişleriyle aşağı yukarı aynı yapıdadır. Kemikli balıklarda birbiri üstüne binen alt deri pulları vardır; yıllık büyüme halkaları görülen bu pullar ya düz (sikloid) ya da dişlidir (ktenoid).

Bir kurbağanın alt derisindeki bezler, nem salgılar; kurbağanın üst derisinde rengini çevreye uydurması (kamuflajı) için derinin rengini değiştirmek amacıyla kasılabilen ve gevşeyebilen kromatoforlar bulunur (resimde koyu kırmızı bölgeler). Kertenkelelerin bedenini boynuzsu pullardan oluşan kalın bir üst deri tabakası örter.Kuşların da ince, kuru derisinde, üst deriden gelişen tüyler ve tırnaklar bulunur. Başlangıçta sürüngen olan kuşlarda tüyler pullardan gelişmiştir. Yunus balığında üst deri, alt deri tepecikleriyle alt yandaki yağ tabakasına bağlanır; bu tepeciklerin oluşturduğu örüntü, suyun bedenin üstünden düzgün akmasına yardım eder. Farenin kürkü ve pençeleri ile pullu karıncayiyenin pulları da, üst deriden oluşmuş yapılardır. Derinin öbür ürünleri arasında saçlar, kıllar, boynuzlar, toynaklar, mahmuzlar, gagalar, balina çubukları ve tırnaklar sayılabilir.

Üst deri: Üst deri, bütünüyle hücrelerden oluşur. "Taban hücreleri" adı verilen en içteki hücreler, çokgen biçimindedir. Bu hücrelerde, hücreler arasındaki yapılara yapışık, hücreleri birbirine bağlayan, "desmozom" adlı lifler yer alır. Taban hücreleri hızla bölünürler; oluşan yeni hücreler eski hücreleri derinin yüzeyine doğru iterler. Taban hücreleri, ayrıca saçlar, kıllar ve tırnaklarda bulunan keratin adlı proteini üretirler. Bu bireşim, yaşlı hücrelerde de sürer; bunun sonucu olarak keratin dış yüzeye yakın hücrelerin içine dolar. Ölü dış yüzey hücreleri, çekirdeklerini ve iç yapılarının büyük bölümlerini yitirmiş hücre kalıntılarıdır. Bu hücreler döküldükçe, yerlerine alttan yenileri gelir.

Üst derinin dış yandaki hücreleri suyu kolayca emerlerse de, iç hücreler suyu geçirmezler. Üstderinin daha derin katlarında bulunan ve bir ağaca benzeyen melanositler, melanin adı verilen koyu kahveregi bir pigment üretirler. Bu pigment, melanosit hücrelerinin "dal uçları" aracılığıyla komşu hücrelere sokularak, "melanozom" adı verilen birimler oluşturur. "Langerhans hücreleri" adı verilen üçüncü bir epitel hücresi tipi de, derinin bağışıklık yanıtlarında rol oynar. Kan damarları bulunmayan üst deri, besinini alt derideki kılcal damarlardan sağlar.Hücreleri arasında dallanan sinir uçları nedeniyle, sinirler yönünden çok iyi donanmış durumdadır.

Alt deri: Derinin direnci, lifli olan alt deriden ileri gelir. Taban tabakasının altında, "papillalar" diye adlandırılan ufak "tepecikler"in oluşturduğu bir dış tabaka yer alır.İnce bağ dokusu telcikleri içeren papillalar, kan damarlarıyla, sinirlerle ve lenf yapılarıyla çok iyi donanmışlardır. Bu tabakanın altında, çeşitli yönlere giden daha büyük bağ dokusu lif demetleri içeren çok daha kalın bir tabaka bulunur. Fibroblastların ürettikleri bu lifler (teller), çapraz bağlı bağ dokusundan yapılmışlardır ve enzimlerin etkisine dirençlidir. Bu tabaka esnek bağ dokusu lifleri, kan damarları, sinirler ve lenf yapıları ile özelleşmiş sinir uçlarının yanı sıra, saç, kıl, ter ve yağ bezleri gibi çeşitli deri eklentilerini de içerir.

Kıllar: Memelilerin bedenleri, avuçlar, ayak tabanları, dudaklar, göz kapakları, meme uçları ve dış cinsellik organlarının bazı bölümleri dışında, genellikle kıllarla kaplıdır. İnsanlarda kıllar genellikle ince ve kısadırlar; bedenin büyük bölümünde hemen göze çarpmazlar. Üst deri hücreleriyle kaplanmış kıl kesecikleri, üstderinin alt deri içine birer uzantısını oluştururlar. Keratinle dolan hücreler, birbirlerine yapışarak kılı oluştururlar; kıl dibinde yeni hücreler oluştukça kılın boyu uzar. Melanozomlar, kıl hücrelerinin içine girerler ve kılların rengini verirler. Yağ bezi, keseciğin duvarından yaptığı salgıyla kılı koruyan bir kat oluşturur. Yağ bezlerinin tıkanmasıyla, deri üstünde siyah noktalar biçiminde görünen komedonlar oluşur; bu durumdaki bezler mikrop kaparsa, akneler (ergenlik sivilceleri) ortaya çıkar. Soğuk ve korku, her kıl keseciğine bağlı küçük kasları uyararak, kılların dikilmesine neden olur.

Not: İnsan derisinde, iki tabaka vardır. Üst deri ile bir yağ tabakasının üstüne dayanan alt deri. Üst deri birkaç tabakadan yapılmıştır. Dış tabakası sürekli olarak dökülen pulsu olu hücreler içerir. İkinci tabakadaki taneli hücreler kıl, saç ve tırnaklan oluşturan keratin adlı sert bir protein üretirler. Üçüncü tabaka yassılaşmış çokgen hücrelerden oluşur. Bunun altında sütun biçiminde hücrelerden oluşan denin bir tabaka yer alır; melanin pigmentini üreten hücreler olan melanositier bunların arasındadır. Alt deri bağdokusunu ve esnek bağ dokusunu oluşturan lifli bir protein olan kolajen ve el ast in içerir. Sinir telleri, duyu sinirlerinin uçlan, kılcal damarlar, lenf damarları , ter bezleri ve kıl kesecikleri bu doku içinde yer alır. Her kıl keseciğinde kıl kökü ve gövdesi ile kıl gövdesini yağlayan bez ve korku ya da soğuğa tepki göstererek sertleşen dikilgen kıl kasları bulunur.

Ter bezleri: İnsan derisinde "ekrin ter bezi" diye adlandırılan ve sulu bir sıvı salgılayan pek çok bez vardır. Her biri kendi başına yapılar olan ter bezleri, özellikle el ayası ve ayak tabanı gibi kılsız bölgelerde çok sayıdadırlar. Bu bezlerin salgı kanalları, üst deri hücreleriyle kaplı çukurlar oluştururlar ve alt derinin içlerine doğru uzanarak, bez hücrelerine bağlanırlar. Sinirlerle donanmış bezler, aşın sıcağa ter salgılayarak yanıt verirler; terin buharlaşması deriyi soğutur. Soğuyan deri de, alt derideki kılcal damarların soğumasını sağlar. Parasempatik sinir sisteminin uyarılması "soğuk terleme" diye adlandınlan ter salgısına yol açar.

Koltuk altlarında ve kasık bölgesinde yer alan ter bezleri, "apokrin ter bezleri" diye adlandırılırlar. Kıl keseciklerine bağlıdırlar ve süt kıvamında kokusuz bir sıvı salgılarlar. Bakterilerin etkisiyle bu sıvıda hayvanın kendine özgü beden kokusu oluşur ve birçok memelide, apokrin bezler, karşı cinsten eşleri çekme işlevini yerine getirir. Meme bezleri ya da memeler, değişiklik geçirmiş, büyük apokrin bezlerdir.

Derinin işlevleri: Deri mekanik yaralanmalardan ve bakterilerin, mantarların, virüslerin, asalakların saldırılarından korurken, melanin de morötesi ışınlara karşı koruma sağlar. Deri, beden ısısını da çeşitli yollarla korur. Alt deri kılcal damarlarından daha serin üst deri hücrelerine ısı iletimi aracılığıyla, deriden farklı miktarlarda ısı yitirilir. Yitirilen ısı miktarı, alt deri kan hücrelerinin kasılmasına ya da gevşemesine bağlı olarak, değişir. Terleme, buharlaşma yoluyla deriyi soğutur. Bedenin derinliklerinden iletilen ısının miktarı, ısıyı yalıtan yağ tabakası tarafından azaltılır. Söz konusu yağ tabakası deniz memelilerinde çok kalın olabilir.

Beş ayrı duyu, yani dokunma, ağrı, sıcak, soğuk ve basınç duyuları, derinin uyarılmasıyla algılanır. Deri aracılığıyla algılanan titreşim gibi öteki duyumlar, bu beş temel duyunun birleşmesinden oluşur. Kıllı deride bulunan sinir uçları, basit, ipliğe benzer çıplak terminallerdir. Kıllı olmayan derideyse, özelleşmiş birkaç tip sinir ucu bulunur. Bunlar birbirinden farksızmış gibi görünseler de, her sinir ucu, beş temel duyu tipinden yalnızca birine yanıt verebilir.

Deri, çeşitli alerji tepkilerinde görüldüğü gibi, bağışıklıkla ilgili yanıtlar verir. Bazı alt deri hücreleri histamin, bradikinin ve çeşitli prostaglandinler gibi kimyasal maddeler salgılar. Bu maddeler, kılcal damarların çaplarında değişmeye (kızarma ve sıcaklık), geçirgenliklerinde değişmeye (şişme) ve bölgeyle ilgili sinir uçlarının uyarılmasına (ağrı), yani iltihap belirtilerine neden olurlar.