Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

İkiyaşayışlılar

  • Okunma : 609

İkiyaşayışlılar, Hem karada, hem de suda yaşayabile, omurgalılar sınıfı (Bil.a.Amphibia). İkiyaşayışlılar sınıfı (amfibiler de denir) 3 takıma ayrılır: Semenderleri, denizkızısemendergilleri içeren kuyruklular (Urodela), kurbağaları ve karakurbağalarını içeren kuyruksuzlar (Anura), "kertenkelemsiler" de denilen solucana benzer organizmalar içeren ayaksızlar (Apoda). İkiyaşayışlılar, Devonyen Döneminde,yani günümüzden|390-340 milyonyıl önce sudan karaya çıkmış balık benzeri hayvanların günümüzdeki uzantılarıdır.

Balık benzeri atadan günümüzdeki ikiyaşayışlıya ulaşan evrim sürecinde ayaklar, akciğerler gelişmiş ve suda gelişen larvanın yetişkin ikiyaşayışlıya dönüşmesini sağlayan bir süreç (başkalaşma) oluşmuştur. Deri, soluk alıp vermeyi sağlayan bir yüzey görevi yaptığından, ikiyaşayışlılar için çok önemlidir; ama bu işlevini yerine getirebilmesi için nemli tutulması gerekir. Ikiyaşayışlıların büyük çoğunluğunda bulunan akciğerler, bir boruyla ağız boşluğuna bağlanan yalın, keseye benzer organlardır. Gelişmiş salgılama sistemi, metabolizma artıklarını dışarı atarken, tuz ve su yitimini de denetim altında tutar. Kurbağalarda balık atalarına oranla daha gelişmiş bir kalp ve gerçek kulaklar vardır. Omurgalılar arasında ilk olarak ikiyaşayışlılarda ortaya çıkan bu organlar ile daha başka yapı ve davranış uyarlanmaları, ikiyaşayışlıların Antarktika dışında bütün kıtalarda, çok çeşitli ortamlarda yaşayabilmelerine olanak sağlamıştır.

YUMURTADAN İRİBAŞA

Akciğer solunumuyla sudaki kurtçuk yaşamından kara yaşamına geçiş, bir dizi başkalaşma sonucunda gerçekleşir.

Yumurtalar suya düşer düşmez, embriyolar yumurtanın kılıfını parçalayarak çıkarlar. Başları gövdelerinden zor ayırt edilir; ne göz, ne ağız vardır; kuyruk da henüz taslak halindedir.

Yüzemeyen ve beslenemeyen bu yavrular, birkaç gün içinde gelişmeye başlar; önce, başın iki yanında, küçük kürek biçiminde solungaç taslakları belirir; enlemesine bir yarık halinde ağız biçimlenir; burun delikleri açılır ve gözler belirir; yüzebilmesi için kuyruk uzar. Sonra solungaçlar soğurulup, yerlerini iç solungaçlar alır.

Bu arada baş ve göz, yumurtamsı tek bir beden biçimini alır; gözler iyice belirginleşir; ağızda iki boynuzsu çıkıntı oluşur; dudaklar küçük dişlerle donanır (bunların sayısı ve dizilişi, türü belirlemekte işe yarar). Son olarak kuyruk gelişir.

Bu evrede kurtçuk, iribaşa (tetar) dönüşmüştür; tutunduğu yapraklardan ayrılır ve büyük kuyruğunun yardımıyla harekete geçerek, suyosunlarıyla ve bitki kırıntılarıyla beslenmeye başlar. Yürekte (bir kulakçık, bir karıncık) yalnız kirli kan bulunur; kan, solungaçlarda temizlendikten sonra öbür organlara dağılır.
Türlere göre değişen belirli bir süre geçtikten sonra, önce arka bacaklar, sonra ön bacaklar oluşur. Bacaklar herhangi bir nedenle kırılmış ya da kopmuşlarsa, yeniden hızla oluşurlar; ama bu yetenek, başkalaşma ilerledikçe yiter.

Sonra kuyruk körelmeye başlar; iç solungaçlar soğurulup yok olur; yerlerini iki geniş akciğer boşluğu alır; boynuzsu çıkıntılar ve dişler, yerlerini daha sağlam yeni dişlere bırakır; bunların tek görevi, dilin yapışkan sıvısına yapışıncaya kadar avı tutabilmektir: O zamana kadar otçul olan hayvan, artık etçil olmuştur. Sinir sisteminde, beyin yarıküreleriyle birlikte ön kafa siniri bulunur.

Bu son evrede yürek, üç bölmeli hale gelir: Sağ kulakçık (toplardamar kanı); sol kulakçık (atardamar kanı); almaşık olarak temiz kanı organlara, kirli kanı akciğerlere gönderen karıncık. Artık su yaşamına bağlandığı bütün özellikleri yitirmiş bulunan kuyruksuz ya da kuyruklu küçük kurbağa, karaya çıkar. Suya ancak 1-3 yıl sonra, üreme olgunluğuna erdiği zaman yeniden dönecektir.

Bu tip başkalaşma, tam olarak yalnızca kurbağalarda olur. Kuyruklularda, kurtçuk dönemi boyunca iribaş evresi görülmez; çünkü bütün yaşamları boyunca kuyrukludurlar. Bununla birlikte, akciğerler çok ilkeldir. Ama ikiyaşayışlılar, deriyle de solunum yaparlar; deri geçirgen, nemli ve kan damarlarıyla doludur. Akciğeri bulunmayan semenderde, solunum bütünüyle deri yoluyla sağlanır.

ÜREME

Boşaltım aygıtında böbrekler, üreme aygıtında erkeklerde erbezleri, dişilerde yumurtalık bulunur; yumurtalar, kamın arka bölümünde yer alan dışkılığa gelir.

Döllenme, ayaksızlar ile kuyruklulardaki gibi içerde olabilir: Erkek, jelatinimsi kapsüller içindeki tohumlarını, tıkız topaklar halinde dişinin dışkılığına bırakır. Kurbağaların aşağı yukarı tümündeyse, dışta olur: Dişi yumurtaları yumurtladıkça, erkek onları döller.

Çiftleşme döneminde erkekler, genellikle göz alıcı renklere bürünürler; tritonda renkli bir sırt ibiği gelişir; kurbağanın bacaklarının ucunda, açıkça göze çarpan nasırlar oluşur.

İkiyaşayışlılar, ya yumurtlayarak çoğalırlar ya da yumurtaların ana karnında açılmasıyla yavru doğururlar. Yumurtlayıcı türler, genellikle yumurtalarını jelatinimsi yığınlar halinde tatlı sulara bırakırlar. Brezilya ormanlarında yaşayan bazı türler, çamurdan ilkel yuvalar yaparak yumurtaları oralara koyarlar. Yumurtalar, dişinin sırtında bulunan bir çeşit keseye de sokulabilir (Güney Amerika keseli ağaç kurbağası); bazı türlerde yumurtalar, açılıncaya kadar erkeğin arka bacaklarının üstünde taşınır. Yavru doğuran türlerde (semenderler), yumurtalar ananın yumurta kanalında kalır; embriyo ve kurtçuk, orada gelişip, ananın bedeni içinde başkalaşma geçirirler; sonra yavrular, oluşumları bütünüyle tamamlanmış olarak doğarlar.

Sürüngenler ve balıklar gibi, ikiyaşayışlılar da, değişken ısılı hayvanlardır: Beden sıcaklığını değişmez tutamazlar. Bu yüzden birçok tür, mevsimlik sıcaklık düşmelerine karşı korunmak için, elverişsiz dönemleri uyuşukluk halinde geçirir, organizmanın etkinliğini azaltırlar. Kışuykusu denen bu olgu, yazın da olabilir (yazuykusu).

Beslenme, kurtçuk evresinde önce planktonla, sonra oldukça yumuşak hayvanlarla (yumuşakçalar, solucanlar, böcekler) sağlanır: Diş düzeni, çiğnemeye elverişli değildir; yalnızca avı, olduğu gibi yutmak için yakalamaya yarar. Bazı karakurbağası türlerinin, küçük sürüngen ve kemiricilerle beslendikleri de olur. Aynı türden bireyler arasında, birbirini yeme olaylarına da rastlanır.

İkiyaşayışlıların yaşam süresi 6-55 yıl arasındadır: Sözgelimi, Carolina ağaç kurbağası (Microphyla carolirıensis) 6 yıl, dev Japon semenderi (Megalobatrachus Japonicus) 55 yıl yaşar.

Notlar: Kuzey Amerika'da yaşayan Rana catesbeiana türü kurbağa, hava solumaya uyarlanmış olmakla birlikte, suda yaşamayı yeğler. Erkeği geceleri, özgün bir sesle öter.

Güney Amerika'da yaşayan kertenkelemsilerden Siphonops annulatus türünün gözleri görmez; yeraltında yaşar ve yersolucanlarıyla beslenir. Boyu 46 cm'yi bulabilir.