Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

İstanbul Arkeoloji Müzeleri

  • Okunma : 221
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Resim

Türkiye’deki Eski Yunan ve Roma yapıtlarının sergilendiği İstanbul Arkeoloji Müzesi; Sümer, Akad, Babil, Asur, Hitit uygarlıklarına ilişkin bulguların sergilendiği Eski Şark Eserleri Müzesi ile Türk Çini ve Seramikleri Müzesi’nden oluşur. Arkeoloji Müzesi ve onun yanında bulunan Eski Şark Eserleri Müzesi, Gülhane Parkı ile Topkapı Sarayı arasında yer alır. Arkeoloji Müzesi kendi alamnda dünyanın önde gelen müzelerinden olmasının yanı sıra yapısı ve düzenlenişiyle Türkiye’nin çağdaş anlamda ilk müzesidir.

    Müzenin çekirdeğini, Tophane Müşiri Ahmed Fethi Paşa’nm girişimiyle 1846’dan başlayarak Topkapı Sarayı bahçesini çevreleyen surların içinde bulunan Aya İrini Kilisesi’nde toplanmaya başlanan tarihsel değeri olan yapıtlar oluşturur. Bu yapıtlar 1891’de mimar Alexandre Vallaury’nin tasarladığı yeni müze binasına taşındı. 1917’de müzenin yanındaki Sanayi-i Nefise Mektebi’nin (bugün Mimar Sinan Üniversitesi) Cağaloğlu’ndaki yeni binasına taşınmasıyla bu yapı da Eski Şark Eserleri Müzesi olarak düzenlendi. 1875’te müze haline getirilen Çinili Köşk, 1967’de Türk Çini ve Seramikleri Müzesi adını aldı. Bu müzede Türk seramik ve çini sanatının çok çeşitli ve seçkin örnekleri sergilenmektedir.

    İstanbul Arkeoloji Müzesi, yalnızca Anadolu’dan değil, kurulduğu dönemde Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde kalan Yunanistan, Ege Adaları, Kıbrıs, Libya, Suriye ve Lübnan’dan getirilmiş yapıtları da içeren zengin bir koleksiyona sahiptir. Müzenin alt kat salonlarında Yunan, Helenistik, Roma, Bizans dönemlerinden kalma yapı parçalan, heykeller, lahitler, mezar taşları sergilenmektedir. Dönemlerine ve geldikleri yerlere göre düzenlenen bu bölümdeki yapıtların en önemlileri arasında Sisam (Samos) Adası’nda bulunan mermerden yapılma genç adam başı; müze müdürlerinden Osman Hamdi Bey’in günümüzde Lübnan sınırları içinde kalan Sayda’daki (Sidon) kral mezarlarında yaptığı kazılarda bulduğu satrap, Ağlayan Kadınlar, Likya, İskender lahitleri; Bergama’dan geti­rilmiş mermer İskender başı; Manisa’dan getirilen mermer İskender heykeli; Aydın’ dan getirilen Ephebos heykeli de denen Dinlenen Genç Atlet heykeli sayılabilir. Assos Athena Tapınağı’ndan, Menderes Magnesia’ sındaki Artemis Tapınağı’ndan ve Afrodisias’tan elde edilen yapı parçaları da bu bölümde sergilenen önemli örnekler arasındadır.

    Müzenin üst kat salonlarındaki vitrinlerde tarihöncesinden Bizans’a kadar uzanan dönemlerden kalma çanak çömlek, süs eşyası, heykelcikler gibi küçük buluntular sergilenmektedir. İlgi çekici çanak çömlek örnekleri arasında Anadolu’nun Hacılar, Fikirtepe, Yortan, Truva gibi tarihöncesi kültürlerinden getirilenlerin yanı sıra, Filistin, Kıbrıs gibi Anadolu dışındaki kültürlerin çeşitli dönemlerinden örnekler de bulunmaktadır. Toprak heykelciklerin en önemlileri Rodos’taki Lindos ile İstanbul, Samsun ve Priene’den (Aydın) getirilmiştir. Takı koleksiyonu içinde en dikkat çekici örnekler Efes Artemis Tapmağı ve Truva kazılarından elde edilenlerdir.

    Müzede, İslam öncesi ve İslam dönemlerinden zengin bir sikke (para) koleksiyonu da vardır. Müzenin bahçesinde heykel, lahit, yapılarla ilgili parçalar ve başka yapıtlar sergilenmektedir. Bunların yanı sıra müzede tarih, arkeoloji, güzel sanatlarla ilgili çok sayıda yapıtın bulunduğu bir kitaplık, bakım, onarım ve fotoğraf bölümleri bulunmaktadır.

    Eski Şark Eserleri Müzesi'nde ise Osmanlı İmparatorluğu döneminde Yakındoğu’dan getirilen buluntular yer alır. Babil, Sümer, Asur ve Hitit dönemlerine ilişkin son derece değerli heykel, kabartma ve çanak çömlekler Mezopotamya’nın gelişimini belgeleyecek biçimde tarih sırasına göre sergilenmektedir. Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa tarafından 1894’te armağan edilen Mısır sanat yapıtları da müzenin ilgiyle izlenen bölümüdür. Yapıtlar arasında tunç heykelcikler, ağaç lahitler gibi buluntular vardır. Ayrıca Arabistan’ın İslam öncesi dönemlerine ilişkin mezar tâşı olarak kullanılan heykeller de bulunmaktadır.

    Eski Şark Eserleri Müzesi’nin bir başka çarpıcı yanı da on binlerce parçadan oluşan pişmiş topraktan çiviyazılı tabletlere sahip olmasıdır. Dünyanın en önemli koleksiyonlarından biri olan bu tabletler Sümer, Akad ve Hitit dönemlerine ışık tutmuştur.

    Müzenin en değerli yapıtları arasında Asur Kralı II. Şalmanezer’in heykeli, Hitit Kralı IV. Tuthalya’nın kanatlı sfenks heykeli, mızraklı Asur askerlerini gösteren kabartma, İÖ 10. yüzyıla ilişkin bir mumya ve Sümer Kralı G udea’nm heykeli sayılabilir.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Resimleri