Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Kimyasal terimleme

  • Okunma : 637

Kimyasal terimleme, Bilinen kimyasal bileşiklerin sayısı 4 milyondan çoktur; üstelik bu sayı gün geçtikçe artmaktadır. Her bileşiğe, bütün öbür bileşiklerden ayırt edilmesini sağlayacak en az bir anlaşılır ad vermek için kimyasal terimlemeden yararlanılır. Bazı güçlükler varlığını sürdürmekle birlikte, bu iş büyük ölçüde başarılmıştır. Üstelik, sistematik kimyasal terimlemenin kullanımını basitleştirmeye yönelik çalışmalar da sürdürülmektedir.

Kimyasal terimlemenin dayandığı ilke, adı bir yapıyla ilişkilendiren sistemlerin geliştirilmesidir. Kimyasal terimlemenin gelişmesinde, üç olay önemli rol oynamıştır. Bunlardan birincisi, aralarında Antoine Laurent La-voisier ve Claude Louis Berthollet'nin de bulunduğu bir Fransız kimyacılar topluluğunun, inorganik (ya da anorganik) bileşikler için 1787'de genel bir sistem önermeleridir. İkinci olay, 1892'de toplanan ve organik bileşiklerin adlandırılmasıyla ilgili ilkeleri ortaya koyan Cenevre Kongresi'dir. Üçüncü olaysa, Uluslarası Saf ve Uygulamalı Kimya Birliği'nin (İUPAC) çalışmalarında önemli bir yer tutan terimleme komisyonlarının kurulmasıdır. İlk olarak 1911'de Uluslarası Kimya Birliği (İUC)jadıyla örgütlenen İUPAC, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra 1920'de yeniden kurulmuş, Organik Terimleme Komisyonu 1930'da, İnorganik Terimleme Komisyonu'ysa 1940'ta birer kesin rapor yayınlamışlardır; bu raporların her ikisi de, o tarihten bu yana genişletilmektedir. Günümüzde kimyasal terimleme alanındaki bütün gelişmelerle İUPAC terimleme komisyonları ilgilenmektedir.

İnorganik bileşikler: Kimyacılar, birçok inorganik bileşik için, uzun süredir yapısal adların yerine stokiyometri adlarını yeğlemektedir. Bu nedenle, ikili bileşiklerde, daha elektropozitif olan bileşene elementin adı verilir, sonra daha elektronegatif olan elementin -ür olarak değiştirilmiş adı eklenir:

LİH                Lityum hidrür
NaCI            Sodyum klorür

Her elementin atomlarının sayısını göstermek için sayısal öntakılar kullanılır ya da değişken birleşme yeteneği bulunan elementlerin oksitlenme durumu (sayısı) belirtilir.

FeCI2    Demir diklorür
        Demir (II) klorür

Oksitlerde iki ya da daha çok oksijen atomunun varlığını göstermek için per- öneki kullanılır:

K2O2    Potasyum peroksit

Bazı inorganik bileşiklerin, hidrokarbonların adlarına çok benzeyen hidrürler temel alınarak adlandırılması kolaylık sağlar.

H2P-PH2            Difosfan
H3Si-SiH2-SiH3    Trisilan

Bunlar, hidrokarbon türevlerinde olduğu gibi, yer değiştirme (ornatma) adlarına kaynak oluşturur:

(C6H5)2P-P(C6H5)2    Tetrafenildifosfan
HSİCI3            Triklorosilan

Basit birer hidrür olmayan birkaç başka bileşik de terim-lemede kaynak bileşik olarak işlem görür.

H3PO    Fosfin oksit
(CH3)3PO    Trimetilfosfin oksit

Bor hidrürlerinin özel olarak ele alınması gerekir; çünkü bu bileşiklerin çoğu, bor atomu kümeleri içerir. Bor hidrürlerinin adları, bor atomlarının sayısını gösteren sayısal bir öntakı, genel boran terimi ve hidrojen atomlarının sayısını gösteren parantez içinde bir doğal sayıdan oluşur.

BH3    Boran (3)

B2H6    Diboran (6)

Geniş bir asit grubunun ve tuzlarının adları, çeşitli sonekler ve önekler kullanılarak ortadaki atomun oksitlenme durumuyla genel biçimde ilişkilendirilmiş adlardır. Ama bu adlar ne stokiyometrik ne de yapısaldır:

HCI    hidroklorik asit    NaCI    sodyum klorür
HOCI    hipokloröz asit    NaOCI    sodyum hipoklorit
HCIO2    kloroz asit    NaCI02    sodyum klorit
HCIO3    klorik asit    NaCI03    sodyum klorat
HCIO4    perklorik asit    NaCI04    sodyum perklorat

iyonların (yüklü atomların ya da atom gruplarının) çoğunun adları, tuzlarda kullanılan adların aynıdır:

Katyonlar    Anyonlar

H+    Hidrojen    H-    Hidrür

Mg2+    Magnezyum    CIO3-    Klorat

Bir hidriire bir protonun eklenmesiyle oluşan katyonların adları, ana hidrürün kök adına -yum eklenerek elde edilir:

NH4+    Amonyum    SH3+    Sülfonyum

Hidrürün bir proton yitirmesiyle oluşan anyonlara, kalan hidrojen belirtilerek ya da belirtilmeksizin, -it'le biten adlar verilir:

NH2 Amit HS- Hidrojen sülfit
NH2 imit OH-  Hidroksit

KARMAŞIK BİLEŞİKLER

Karmaşık bileşikleri terimleme yöntemi, inorganik bileşikleri adlandırmanın belki de en genel yöntemidir. Bu yöntem eklemeli bir sistemdir; bağlayıcılar, merkezdeki atomu oluşturan elementin adına abecesel sırayla eklenen öntakılardır. Elementin (merkezdeki atomun) oksitlenme durumu ya da düzenleşme biriminin parantez içinde gösteriten yükü, merkezdeki atomun adına eklenir. Bileşik, anyon niteliği taşıyorsa, merkezdeki atomun adı -at eklenerek değiştirilir. Birleşik yüksüzse ya da katyon niteliği taşıyorsa, merkezdeki atomun adı değiştirilmez.

Merkezdeki atomla birden çok noktada bağlanmış bağlayıcılar (çelat bağlayıcıları), tek çıkıntılı gruplar olarak ele alınır:

İki atomdan'biri (ya da üç olası atomdan herhangi ikisi vb.) aracılığıyla düzenleşme oluşturabilen CN , N02 ve SCN' gibi bağlayıcılarda, düzenleşmenin oluşmasını sağlayan atomlar, simgeleri italik yazılarak gösterilir:

Bazı bileşikler, sergiledikleri davranıştan dolayı, "katılma bileşikleri" diye tanımlanır. Formülleri şöyle yazılır: CaCI2-6H20; (CH3)3N.BF3; CrCI3.6NH3. Tuzların suyla oluşturduğu katılma bileşikleri çoğunlukla "hidrat" diye amonyakla oluşturduğu katılma bileşikleriyse "amonyat" diye adlandırılır. Bu tür bileşiklerin sistematik adları şöyledir:

Na2C03.10H20        Sodyum karbonat-su (1/10)
CaCI2.8NH3            Kalsiyum klörür-amonyak (1/8)

ORGANİK BİLEŞİKLER

Organik bileşikler terimlenirken, ana bileşiklerde bulunan hidrojen atomlarının yer değiştirmesi (ornatılması) kavramı temel alınır. Halkasız (ya da alifatik) bileşikler, sistemin temelini oluşturur. Dallanmamış hidrokarbon zincirlerinin ve bunlarla ilgili köklerin temel adları şöyledir:

Hidrokarbon    Kök

CH4    Metan    CH3-    Metil

CH3CH3    Etan    CH3CH2-    Etil

CH3CH2CH3    Propan    CH3CH2CH2-    Propil

CH3(CH2)2CH3    Bütan    CH3(CH2)2CH2-    Bütil

CH3(CH2)3CH3    Pentan    CH3(CH2)3CH2-    Pentil

CH3(CH2)4CH3 Heksan    Heksil

vb.    vb.

Pentanla başlayarak, sayısal öntakılar karbon atomlarının sayısını belirtir. Dallanmış hidrokarbon zincirleri, dallanmamış hidrokarbon zincirlerinin ornatma türevleri sayılır; ornatma konumları doğal sayılarla gösterilir:

Çoklu bağlar, tanımlayıcı -en ve -in sonekleriyle gösterilir; bunların zincirdeki konumu, doğal sayılarla belirtilir:

Önce en düşük doğal sayılar doymamış bağlara, sonra da yer değiştiren zincirlere verilerek, zincir boyunca kesin sayılama elde edilir.

Aşağıda anlatılan aromatik sistemler dışındaki doymuş hidrokarbon halkaları, aynı sayıda karbon atomu bulunan dallanmamış hidrokarbon zincirinin önüne yapısal öntakılar konularak adlandırılır. Siklo-, bisiklo-, trisiklo-vb. önekleri, halka sayısını gösterir; spiro, dispiro vb. önekleriyse, iki halkada ortak atomu bulunan sistemleri ve böyle atomların sayısını belirtir. Halkasız hidrokarbonlarda, -en ve -in sonekleri doymamışlığı gösterir ve sistemin tanımlanmış sayılarına uygun en düşük doğal sayılar çoklu bağlara verilerek kesin sayılama elde edilir.

Son derece önemli bir halkalı hidrokarbon grubu "aromatik bileşikler" diye adlandırılır. Bunlar, çoğunlukla almaşık çift ve tek bağlarla gösterilen yöresizleşmiş pi- bağlanma sistemi bulunan doymamış yapılardır. Temel halka sistemleri, uzun süredir ornatma türevlerinin ve öbür halkalı sistemlerin adlandırılmasına kaynaklık eden gelişi güzel adlarla bilinmektedir:

Halka yapısı içinde karbon atomlarından başka atomlar içeren halka sistemlerine "karma halkalar" denir. Bunların birçoğu, uzun süredir, türevlerin ve öbür karma halkalı bileşiklerin adlandırılmasına kaynaklık eden gelişigüzel adlarla bilinmektedir.

KÖKİŞLEVSEL TERİMLEME

Organik bileşiklere verilen bütün adlar mutlak ornatma kökenli değildir. En yaygın kullanılan farklı uygulamalardan biri, kökişlevsel terimlemedir. Burada bir işlevsel grup türü seçilir ve çok sözcüklü bir adın son sözcüğü olarak kullanılır:

İkinci tür polimerler adlandırılırken, polimeri, tepkenlerin monomer ürünündeki halka açıklığının oluşturduğu dikkate alınır.

Doğrusal polimerleri adlandırmakta kullanılan resmî (İUPAC) yöntemde, yinelenen en küçük yapısal birimin sistematik adı temel alınır.