Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Louis (Fransız Kralları)

  • Okunma : 241
Louis (Fransız Kralları) Resim

Fransa tarihinde, Louis adını taşıyan 18 kral vardır.

    Louis I (778-840), sonradan Kutsal Roma-Germen imparatoru olan Frank Kralı Şarlman’ın oğluydu. 813’te tahtı babasıyla paylaşmak üzere imparatorluk tacını giydi. Ertesi yıl Şarlman ölünce de I. Ludwig adıyla Kutsal Roma Germen imparatoru oldu. O tarihte imparatorluğun sınırları bugünkü Fransa’yı, Almanya ve İtalya,’yı kapsıyordu. Kilisede reform hareketlerine giriştiği için “Sofu” ya da “Dindar” lakabıyla anılan I. Ludwig (Louis), ölümünden önce imparatorluğu oğulları arasında bölüştürerek ülkesini bir iç savaşa sürükledi.

    Louis II (846-879) ya da “Kekeme Louis” 877-879 arasında Batı Frank Krallığinı yönetti.

    Louis III (863-882) ve kardeşi Carloman 880’de ülkeyi ikiye böldüler. Loire Irmağının kuzeyindeki toprakları alan III. Louis 881’de Vikingler’i yenerek ülkesini kuzeyli işgalcilerden kurtardı.

    Louis IV (921-954), Karolenj hanedanından III. Charles’ın (III. Karl) oğluydu. 936’da tahta çıktı ve Lorraine’i ele geçirmek için Kutsal Roma-Germen İmparatoru I. Otto ile savaştı.

    Louis V (967-987) ya da “Tembel Louis” 986’da taç giydi ve yalnızca bir yıl hükümdarlık yaptı.

    Louis VI (1081-1137). 1108’de tahta çıkan “Şişman” ya da VI. Louis Fransa’nın ilk ulusal ordusunu kurdu ve savaşlarda orduyu kendisi yönetti. Toprak sahibi soylulara karşı halkın, kilisenin ve yoksulların yanında yer alarak krallık otoritesini güçlendirdiği için ulusal bir kahraman olarak benimsendi.

    Louis VII (yaklaşık 1120-1180), 1137’de babası VI. Louis’nin ölümü üzerine tahta geçti. “Genç” lakabıyla tanınan kral, aynı yıl Akitanya Düşesi Eleonore (Alienor) ile evlenerek topraklarını Pireneler’e kadar genişletti. Ama 1152’de boşandığı Eleonore İngiltere Kralı II. Henry ile evlenince, karısının çeyizi olan Akitanya’yı İngiltere’ye bırakmak zorunda kaldı. Böylece II. Henry Fransa’da VII. Louis’den daha çok toprak sahibi oldu.

    Louis VIII (1187-1226) ya da “Aslan Louis” 1223’te tahta çıktı ve üç yıl hükümdarlık yaptı.

    Louis IX (1214-1270), 1226’dan başlayarak 44 yıl boyunca ülkesini yönetti. Zamanının çoğunu oruç tutup dua ederek, din ve hayır işleriyle uğraşarak geçirdiği için “Aziz Louis” lakabıyla tanınırdı. Dış ilişkilerde barışçıl bir tutum izledi. Normandiya, Anjou ve Poitou’yu işgal eden İngiltere Kralı III. Henry ile 1259’da Paris Antlaşması’m imzaladı. Bilim, sanat ve edebiyata da çok değer veren IX. Louis zamanında Paris, Avrupa’nın önde gelen bilim ve kültür merkezlerinden biri oldu. Sorbonne Üniversitesi de onun döneminde kuruldu. Yedinci Haçlı Seferi’ni yöneten kral, sekizinci sefer için ordusuyla birlikte Afrika’ya çıktıktan bir süre sonra vebadan öldü.

    Louis X (1289-1316), iki yıldan daha kısa süren hükümdarlığı sırasında, toprak sahibi soylulara çeşitli ayrıcalıklar tanıdı; ayrıca serflere para karşılığında özgürlüklerini satın alma hakkını verdi.

    Louis XI (1423-1483). 1461’de taç giyen XI. Louis’nin hükümdarlığı sırasında Fransa toprakları, Bretanya ve Lorraine dışında bugünkü sınırlarına ulaştı. Kral, bir yandan güçlenerek devlete karşı çıkan soyluların yetkilerini kısıtlarken, bir yandan da kentlerin ticaret ve sanayi alanında gelişmesi için uğraştı.

    Louis XII (1462-1515), 1498’de Fransa tahtına çıkmadan önce Orleans düküydü. Antlaşmalar ve savaşlarla İtalya’yı ele geçirmek istediyse de başaramadı. Bu savaşlarda düşmanlarına karşı acımasız, boyun eğenlere karşı ılımlı davranışlarıyla tanındı. Adalet sisteminin daha iyi işlemesi için çalışan ve yoksulları koruyan adil bir kraldı. Bu yüzden XII. Louis’ye “Halkın Babası” dendi.

    Louis XIII (1601-1643) 1610’da tahta çıktığında 9 yaşındaydı. Ülkeyi uzun süre annesi Marie de Medicis yönetti. 1617’de annesini sürgüne yollayarak yönetime el koyan XIII. Louis, ana oğul arasında arabuluculuk yapan Kardinal Richelieu’yü 1624’te başbakanlığa getirdi. Avusturya ile İspanya’nın Avrupa’daki gücünü kırmak üzere Protestan Alman prensleriyle anlaştı ve 1635’te İspanya’ya savaş açtı. XIII. Louis’nin hükümdarlığı ve Kardinal Richelieu’nün başbakanlığı zamanında Fransa Avrupa’nın en güçlü devletlerinden biri durumuna geldi.

    Louis XIV (1638-1715) Fransa’nın en mutlakıyetçi, en otoriter, en güçlü ve en uzun süre tahtta kalan kralıydı. 72 yıl süren hükümdarlığı (1643-1715) Avrupa tarihinin de en uzun saltanatıdır. Tanrının yeryüzündeki simgesi ve ülkesinin “mutlak efendisi” olduğuna inanan XIV. Louis’ye halkı “Güneş Kral” adını takmıştı. Çünkü bütün gücü elinde toplamış ve çevresinde göz kamaştırıcı bir görkem yaratmıştı. Bununla birlikte, savurganlığı ve art arda girdiği savaşlar nedeniyle öldükten sonra ardında yalnızca yıkıntı bıraktı.

    1661’de başbakanı Kardinal Mazarin ölür ölmez bu kurumu tümüyle kaldırarak bakanları ve öbür yöneticileri doğrudan kendisine bağladı. Bu arada, eski krallara zaman zaman karşı koyacak kadar güçlenmiş olan soyluları sık sık sarayına çağırıp zevk ve eğlence dolu bir yaşama özendirerek siyasetten uzak kalmalarını sağladı. Gösterişli ve savurgan yaşamının simgesi olan Versailles Sarayı’nı yaptırdı; sanatçıları ve yazarları koruması altına aldı.

    XIV. Louis’nin dış siyasetinin tek amacı Fransa’nın gücünü artırmaktı. Bu nedenle 1667’den 1713’e kadar saltanatının 46 yıllık dönemi sürekli savaşlarla geçti. Felemenk (Hollanda), İngiltere, İspanya ve Avusturya’ya açtığı savaşlarda önceleri başarılı olduysa da sonradan kazandığı toprakların çoğunu yitirdi.

    1685’te, Huguenotlar olarak bilinen Fransız Protestanlarina inanç özgürlüğü tanıyan Nantes Fermaninı yürürlükten kaldırdı. Böylece hem yüz binlerce Huguenot’nun ülkeden ayrılmasına, hem de Avrupa devletlerinin Fransa’ya karşı birleşmelerine neden oldu.

    Louis XV (1710-1774), iç ve dış siyasetindeki tutarsızlıkları, gevşek yönetimi, gösterişli ve savurgan yaşamıyla krallık gücünün zayıflamasına yol açtı. 1763’teki Paris Antlaşmasıyla Fransa’nın Kanada ve Hindistan’daki sömürgelerini İngiltere’ye bıraktı. “Benden sonra tufan” sözüyle tanınan XV. Louis’nin başarısız yönetimi Fransız Devrimi’ni hazırlayan nedenlerden biridir.

    Louis XVI (1754-1793) büyükbabası XV. Louis’nin ölümü üzerine 1774’te tahta çıktı. Zayıf ve çekingen bir kişiliği vardı. Mali kriz içinde olan ülkesinin sorunlarından ve devlet yönetiminden çok avcılık, çilingirlik gibi kişisel meraklarıyla uğraştı. Mutlakıyet yanlısı, hırslı bir kadın olan karısı Marie-Antoinette de kralın mali ve siyasal reformlar yapmasını önleyebilmek için tüm etkisini kullandı. Fransız Devrimi’nden sonra Belçika’ya kaçmaya çalışan XVI. Louis ile Marie-Ântoinette 1793’te giyotinle idam edildiler.

    Louis XVII (1785-1795) babası XVI. Louis’in idam edilmesinden sonra monarşi yanlılarınca kral ilan edildiyse de hiçbir zaman taç giyemedi. Devrim sonrasında ailesiyle birlikte kapatıldığı hapishanede öldü.

    Louis XVIII (1755-1824) XVI. Louis'nin kardeşi ve sürgündeki krallık yanlısı soyluların önderiydi. 1814’te, Elba Adası’na sürülen Napolyon’un yokluğundan yararlanarak tahta çıktı. Ama daha bir yıl dolmadan Napolyon geri dönünce yurtdışına kaçmak zorunda kaldı. Napolyon’un 1815’teki Waterloo yenilgisinden sonra yeniden ülkesine dönerek bir kez daha krallık tahtına oturan XVIII. Louis o tarihten sonra ılımlı bir siyaset izledi.

Louis (Fransız Kralları) Resimleri