Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Maoriler

  • Okunma : 223
Maoriler Resim

Maoriler, Yeni Zelanda’nın Polinezya kökenli yerli halkıdır. Ülkenin toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluştururlar. Cook Adalarında da yaşayan Maoriler bütün öbür Polinezyalılar gibi açık kahverengi tenlidir. Maori dili Polinezya’da ve Malakka Yarımadası’nda konuşulan dillerle yakın akrabadır.

    1814’te Yeni Zelanda’ya gelen Hıristiyan misyonerler birbirinden değişik özellikleri olan birçok kabileyle karşılaştılar. Her biri kendi adıyla tanınan ve kendi topraklarında yaşayan bu kabileler ancak Avrupalılar’ın gelişinden sonra birleşebildi. Maoriler kendilerini “sıradan insanlar” anlamına gelen maori sözcüğüyle adlandırıyorlardı; yeni gelenlereyse “balina sırtında gelen tanrı önder” anlamındaki pakeha adını verdiler.

    Çok eski yerleşim bölgelerinde yapılan kazılar Yeni Zelanda’ya ilk insanların en az bin yıl önce gelip yerleştiğini göstermektedir. İlk göç İÖ 1150’lerde büyük ormanlara yerleşmek amacıyla kanolarla denizden gelerek karaya çıkılmasıyla gerçekleşmişti. İkinci göç yaklaşık 200 yıl sonra yapıldı. Bu göçte ormanlardaki insanları yönetecek olan önderlerle aileleri geldi.

    Cook Adalarin dan biri olan Rarotonga’dan yola çıkan üçüncü seferle de yiyecek olarak yetiştirilmek üzere yam ve gölevez bitkileri, yaprakları tapa bezi yapımında kullanılan dut fidanları ve evcilleştirmek amacıyla köpekler getirildi. Maoriler bu göçler sırasında katamaran adı verilen çift gövdeli büyük kanolar kullanmışlardı.

    Maori ekonomisi avcılık, çiftçilik ve basit üretim üzerine kurulmuştu. Ülkenin kuzeyinde başlıca ürün tatlıpatatesti. İklimin daha serin olduğu güneydeyse yenebilir eğreltiotu çeşitleri insanların temel yiyeceğini oluşturuyordu. İç bölgelerde yaşayan topluluklar günümüzde soyu tükenmiş olan devekuşuna benzer moaları ve meyve yiyen fareleri avlar, kıyıda yaşayanlar ise balıkçılık
yapardı.

    Maori toplumunda kadın ve erkeğin durumları farklıydı ve değişik görevleri vardı. Erkekler derin sularda avlanır, tarım ürünleri yetiştirir, kuş tutar, ayrıca ağaç oymalar yapardı. Kadınlarsa ürünleri ayıklar, kıyılardan deniz kabukluları toplar ve ketenden giyecek dokurdu. Ayrıca çocukların bakımı, yemek pişirme ve evlerin temizliği gibi işler de onların görevleri arasındaydı. Maori erkekleri kabile yaşamında egemen konumdaydı. Kabilelerin şefleri, din adamları, törenlerdeki konuşmacılar ve savaşçılar hep erkekti.

    Kabileler kendi içlerinde büyük ailelere bölünmüştü. Eski Maori toplumunun en üst basamağı olan şeflere büyük saygı gösterilirdi. Toplumun en alt basamağında ise savaş esirleri vardı. Din adamları kurban törenleri ve toprağın kullanımını düzenler, kabile halkını, tanrılarla ruhların insanların iyiliğini gözettiklerine inandırmaya çalışırlardı.

    Avrupalılar’ın 19. yüzyılın başlarında Yeni Zelanda’ya yerleşmesinden sonra Maoriler yavaş yavaş yaşam biçimlerini değiştirdiler. Birçoğu kentlere göç etti. Günümüzde Maoriler’in yüzde 75’i, Yeni Zelandalı beyazlarla evlenme oranının düzenli bir yükseliş gösterdiği kent ve kasabalarda yaşar. 20. yüzyılın ikinci yarısında Maoriler’in eğitim düzeyinde büyük bir gelişme oldu. Günümüzde Yeni Zelanda Parlamentosu’nda Maoriler kendi seçtikleri dört Maori üyeyle temsil edilir. Maoriler kendi kültürel özelliklerini korumak için çaba göstermekle kalmayıp, Yeni Zelanda’nın müzik ve sanat yaşamında da etkin bir yere sahiptir.

Maori Savaşları

İngilizler 19. yüzyılda Yeni Zelanda’ya ayak basar basmaz adayı egemenlikleri altına almak için Maoriler’le savaşmaya başladı. Maori geleneklerinde, ata toprağında yani kabilenin eskiden beri yaşadığı yerlerde yaşamak çok önemliydi. Maoriler toprağa, çocuklarına bırakmak zorunda oldukları kutsal bir emanet gözüyle bakarlardı. 1840’ta imzalanan Waitangi Antlaşması’yla adada İngiliz egemenliği ilan edildi ve Maoriler’e kabile topraklarının ellerinden alınmayacağı sözü verildi. Ama kısa süre sonra bu sözün anlamı kalmadı. Maori geleneğine göre toprağın mülkiyeti ortak olduğu halde bazı Maoriler topraklarını beyazlara sattı. Öbür Maoriler bu duruma karşı çıkınca anlaşmazlık büyüdü ve şiddetli çatışmalara dönüştü.

    Maoriler’in 1845’te başlattığı bir dizi ayaklanma Güney Avustralya’dan gönderilen İngiliz birliklerince iki yıl sonra bastırıldı. Bununla birlikte 1860’ta bir toprak satışı üzerine yeniden çatışma çıktı. Maoriler tarihlerinde ilk kez kendilerine bir kral seçtiler ve Kuzey Adası’nın ortalarına yerleşip savaşı Maori Kral Ülkesi adıyla bilinen bu bölgede sürdürmeye karar verdiler. İngiltere adaya asker gönderdi. İngiliz askerleri kırmızı üniformalarıyla adanın yeşilliklerinde çok kolay bir hedef oluşturuyordu. Ne var ki, Maoriler düzenli birliklerle savaşmaya alışık değildi. Avrupalı askerlerin ve göçmenlerin sayısı da onların çok üstündeydi. Maoriler bütün bu olumsuz koşullar altında bile yiğitçe savaştı.

    Maori savaşlarının sonuncusu 1864-72 yılları arasında yapıldı. Savaş bittiğinde her iki tarafın da gücü tükenmişti. Maori Kral Ülkesinin hâlâ Maoriler’in yönetimi altında olmasına karşın, İngilizler toprakların büyük bölümünü Maoriler’in elinden aldı.

Maoriler Resimleri