Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Mumya

  • Okunma : 268
Mumya Resim

Çok eski zamanlardan beri, ölümden sonra bir yaşam olduğuna inanan insanlar çeşitli yollarla bu yaşama hazırlanmışlardır. Ölülerin mumyalanması da, eski toplumların birçoğunda, insanın ölümden sonraki yaşamını güvence altına almanın ve kolaylaştırmanın bir yöntemi olarak kullanılmıştır.

    Çürüyüp bozulmasını önlemek için bazı kimyasal maddeler ve sıvılarla korunan cesede mumya denir. Eski toplumların birçoğu, örneğin Kanarya Adaları, Yeni Gine gibi bazı adalarda yaşayan topluluklar, Peru’da İnkalar ve Avustralya Yerlileri ölülerini mumyalardı. Orta Asya’da yaşayan Şaman geleneklerine bağlı Türkler’de de ölüler mumyalanırdı. Özellikle Hunlar, Topalar ve bazı Göktürk boyları arasında yaygın olan bu geleneğe göre, mumyalanmış cesedin yanma yiyecek, süs takıları, bazen de atı ve sevdiği başka eşyalar konurdu. Mumyalama geleneği İslam dininin Türkler arasında yaygınlaşmasından sonra da bir ölçüde sürdürüldü. Selçuklu sultanlarının mumyalandıkları bilinmektedir. Anadolu’da bulunan mezarlarda da Selçuklu mumyalarına rastlanmıştır.

    Mumyalamayı en yaygın ve başarılı olarak uygulayanlar ise Eski Mısırlılar’dı. Bunun nedeni, Mısırlılar’ın, insan ruhunun, vücut var olduğu sürece yaşayacağına inanmalarıdır. Eğer vücut bozulmadan saklanabilirse, ruh da ölmeyecektir. Nem, cesedin çürümesine yol açtığı için Mısırlılar önce ölülerini kızgın çölde kuma gömerdi. Burada vücut kurur, ama biçimi bozulmazdı. Eski Mısırlılar bir insan ölünce ruhunun çok uzun bir yolculuğa çıktığına ve bu yolculuk için yiyecek gerektiğine inanırdı. Onun için içi yiyecek ve içecek dolu çömlek, kavanoz ve çanaklar ölü ile birlikte gömülürdü. Bunlardan bir bölümü zamanla yok olduysa da, Eski Mısırlılar’ın binlerce yıl önce neler yediğini öğrenmemizi sağlayacak kadar kalıntı bulunmuştur.

    Yaklaşık İÖ 3000’lerde Mısır’ı ele geçiren istilacılar yeni düşüncelerin yayılmasına yol açtı. İnsanlar, önemli bir kişinin kuma gömülmesinin saygısızlık olduğunu düşünmeye başladılar. Ölü, bir mezara konulmalıydı; ama bu kez de mezardaki hava cesedi çürütüyordu. Mısırlılar, cesedin bozulmaması için gömülmeden önce bazı işlemlerden geçirilerek korunması gerektiği düşüncesiyle bu amaç için baharat, şifalı otlar ve hoş kokulu reçine kullanmaya başladılar. Yiyecek ve içecekleri de mumyalayarak ölü ile birlikte gömüyorlardı. Ama bu da yeterli görülmez, her yılın belirli günlerinde ölünün akrabaları mezara giderek, dinsel bir tören yapar, mumyaya taze yiyecek ve içecekler sunardı. Dualar okunurken mumyanın yeniden görmesi, konuşması, duyması, yemek yemesi umuduyla gözleri, ağzı ve kulakları açılırdı.

    Çeşitli mumyalama yöntemleri vardı. Genellikle soylular için kullanılan en iyi ve pahalı yöntem, kalp dışındaki tüm iç organların çıkarılarak vücudun boşluklarına baharat ve reçine doldurulmasıydı. Kesilen yerler dikildikten sonra ceset güherçile ya da potasyum nitrat içinde 70 gün boyunca bekletilirdi. Ardından, tutkallı bandajlarla sarılır ve bu işlem sürdürülürken dua ve ilahiler söylenirdi. Kalp ve böbrek dışında tüm iç organlar da ayrıca mumyalanır ve ayrı ayrı kavanozlara konularak mumya ile birlikte gömülürdü. Daha ucuz bir yöntem de cesede sedir yağı şırınga edilmesi ve 70 gün boyunca güherçile içinde tutulmasıydı. Böylece ceset çıkarıldığında vücutta yalnızca deri ve iskelet kalırdı.

    En ucuz yöntem ise bağırsakları temizlenen cesedin aynı süre güherçile içinde bekletilmesiydi. Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, ceset sonunda bandajlarla sarılır ve genellikle üzerine mürekkeple dualar yazılırdı.

    Mumyalama işi tamamlandıktan sonra ahşap bir tabuta konurdu. Bu tabuta çoğunlukla mumyanın biçimi verilir ve üzeri boyalarla süslenirdi. Yüz bölümüne ölünün bir portresinin yapıldığı da olurdu. Genellikle ikinci bir ahşap tabuta konan mumya, daha sonra lahit denen taş bir tabuta yerleştirilirdi.

    Krallar için, iç tabut gümüş ya da altından yapılırdı. Bu, Mısır mezarlarının sık sık soyulmasının da önemli bir nedeniydi. Kral mezarları arasında bir tek Tutanhamon’un mezarı hemen hiç dokunulmadan ortaya çıkarılmıştır. Değerli taşlarla süslenen ve som altından yapılmış olan bu tabut, dünyanın en güzel kuyumculuk işlerinden biridir. Yüz bölümü kralın yüzüne benzeyen altın bir maske biçimindedir. İki ahşap tabuta yerleştirilen altın tabut daha sonra bir lahde konmuştur. Lahdin çevresinde tahta üzerine altın kakmalı dört tapınma yeri bulunur.

    Az sayıda büyük ağaç yetişen Mısır’da İÖ 1000’lerde ahşap tabut kullanılması çok pahalı gelmeye başladı. Böylece, tutkalla yapıştırılarak üst üste konan sertleştirilmiş kaba ketenden yapılma tabutlar kullanıldı. Bunlara sertleşmeden önce ölünün biçimi veriliyor, sonra da üzeri boyanıyordu. İS 100’lerde Mısır, Romalılar’ın yönetimindeyken, ölünün portresi bir ağaç pano üzerine yapılıyor ve mumyanın yüzüne yerleştiriliyordu.

    Mısırlılar kedi, babun, köpek, timsah, balık, doğan gibi çeşitli hayvanları da mumyalıyordu.

Mumya Resimleri