Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Pul ve Pulculuk

  • Okunma : 269
Pul ve Pulculuk Resim

Pul koleksiyonculuğu ve filateli olarak da bilinen pulculuk, sevilen bir uğraştır. Pulculuğa ilgi duyan çocukların birçoğu büyüdükten sonra da bu ilgilerini sürdürür. Çünkü pulculuk yetişkinlerin de ilgisini çeker.

    Pullar, posta hizmetlerinin karşılığını ödemek amacıyla mektup zarflarının üzerine yapıştırılan, bir yüzü zamklı küçük etiketler olarak ilk kez İngiltere’de kullanılmaya başlandı. Başka bir ülkede pul kullanılmadığı için bu pulların üzerine İngiltere’nin adı yazılmamıştı. Bu uygulama İngiliz pullarında günümüzde de devam etmektedir. 240 pulluk tabakalar halinde basılan ve makasla kesilerek birbirinden ayrılan bu pullar 1 Mayıs 1840’ta satışa çıkarıldı.

    Makas kullanmadan pulların kolayca birbirinden ayırılması için pulların kenarlarında bir dizi delik açmak düşüncesi, İrlandalı mühendis Henry Archer tarafından ortaya atıldı ve ilk kez 1854’te İngiliz pullarında uygulandı. Böylece günümüzde yaygın olarak kullanılan, kenarları tırtıllı pullar ortaya çıktı. Sahte pul kullanımına karşı bir önlem olarak başlangıçta pullar filigranlı kâğıda basılırdı. Ama günümüzde bu uygulama bütün pullarda görülmez.

    Kullanılmış pulların yeniden kullanılmasını önlemek için, zarflara yapıştırılan pullar postanede damgalanır. Günümüzde genellikle postalama tarihini ve yerini gösteren bu posta damgası, koleksiyoncuların kullanılmış ve kullanılmamış pulları birbirinden ayırt etmesini sağlar.

    Posta pulları Brezilya’da ve İsviçre’nin Zürich kantonunda 1843’te, ABD’de 1847’de, Fransa, Belçika ve Bavyera’da 1849’da, Osmanlı Devleti’nde 1862’de kullanılmaya başlandı. 1861’e kadar 1.000’den fazla değişik pul basılmıştı; 5 yıl sonra bu sayı yaklaşık 2.500’e çıktı. Günümüzde her yıl binlerce çeşit yeni pul basılmaktadır. İlk pul albümü 1862’de yapılmıştır.

Pul Koleksiyonu

Genellikle pul biriktirmeye, pulcularda satılan ve 500 ya da 1.000 kadar değişik pul içeren bir pul paketi satın alarak başlanır. Bu başlangıçtan sonra koleksiyona yeni pullar eklemek zor değildir. Çeşitli yollarla elde edilen mektup zarflarındaki pullarla koleksiyon zenginleştirilebilir. Koleksiyoncular ellerinde fazla bulunan aynı tür pulları birbiriyle değiştirerek koleksiyonlarını çeşitlendirirler. Başlangıçta bulabildikleri her tür pulu biriktirerek işe başlayan pul koleksiyoncuları, genellikle bir süre sonra belirli pul türlerine yönelirler. Belirli bir ülkenin pullarını, belirli bir dönemin pullarını ya da belirli bir konudaki pulları toplamak gibi seçimler yaparak uzmanlaşırlar.

    Biriktirilen pullar, pul albümlerinin içine yerleştirilerek düzenlenir. Pul albümlerine sayfa eklenip çıkarılabilir. Her ülke için özel sayfalar ve her pul için özel yerler ayrılmış olan basılı pul albümleri de vardır. Bu tür albümler özellikle pulculuğa yeni başlayanlar için yararlıdır.

    Çeşitli pullarla ilgili bilgi ve resimleri içeren pul katalogları, koleksiyoncuların ellerindeki pulları tanımalarına ve alınacak yeni pulları seçmelerine yardımcı olur. Bu kataloglarda pulların piyasa değerleri de yazılıdır. Scott’s Postage Stamp Standard Catalogue (“Scott’un Posta Pulları Standart Katalogu”) ve Stanley Gibbons’ın Stanıps o f the World'ü (“Dünya Pulları”) bu tür katalogların örnekleridir.

    Yıpranmış bir pul değerini büyük ölçüde kaybeder. Bu nedenle pulları yıpratmamakiçin elle tutmamak, pul cımbızı denen küçük maşalarla tutmak gerekir.

    Pullar, pul albümlerine bir ucu pula, öbür ucu albüme yapıştırılan küçük saydam kâğıtlardan yararlanılarak yerleştirilir. Özel olarak yapılan bu kâğıtlar istenince kolaylıkla puldan ve albümden ayrılabilir. Sayfalarında saydamcepler bulunan pul albümleri de vardır; pullar bu ceplere yerleştirilerek korunur.

    Pullar sınıflandırılmadan önce, yapışık oldukları zarflardan ayrılıp saydam zarflarda saklanır. Pulu zedelemeden zarftan ayırmak için pulun yapışık olduğu kâğıt ıslatılır. Bazı pullar sudan zarar görebileceği için bu işlem pulu ıslatmadan yapmaya çalışılır. Bunun için zarfın pula yapışık olan bölümü kesilerek zarftan ayrılır ve bir kaba koyulan suyun üzerinde yüzmeye bırakılır. 10 dakika kadar sonra pulun altındaki kâğıt, pulun kolayca ayrılabileceği kadar ıslanmış olur. Islanan pulları ısıtarak kurutmaktan kaçınmak gerekir, yoksa pul kıvrılır. Kıvrılmış bir pulu düzeltmek için, içinde ıslatılmış kâğıt bulunan kapalı bir kutuda bir süre bekletmek gerekir. Bunu yaparken pulun yeniden ıslanmamasına dikkat edilir.

    Bir pulun kenarlarındaki tırtılların yapısı o pulun özelliği ve değeri yönünden önem taşır. Bazı pullar birbirine benzer, ama kenarları farklıdır. Bunları birbirinden ayırt etmek ve genel olarak bir pulun kenar tırtıllarının yapısını belirlemek için, üzerine belirli tırtıl türleri işaretlenmiş olan özel kartlar kullanılır. Pulları yakından incelemek için bazen büyüteç de gerekebilir.

    Pul koleksiyoncularının bilgi ve olanaklarını artırmak için bir filateli derneğine katılmaları yararlıdır. 19. yüzyılda kurulmuş olan Londra Kraliyet Filateli Derneği ve Amerikan Filateli Derneği bu derneklerin en ünlülerindendir. Türkiye’de de birçok filateli derneği vardır. Bunların ilki, 1948’de kurulan İstanbul Filatelist Kulübü’dür (bugün İstanbul Filatelistler Derneği). Türkiye’de pul koleksiyonculuğu cumhuriyetten sonra, 1940’larda yaygınlaşmıştır.

Ender ve Hatalı Pullar

Eski pulların bir bölümünün çok az sayıda örneği günümüze gelebilmiştir. Bu tür ender bulunan pullar çok değerlidir. Dünyanın en ender bulunan pullarından biri 1856’da İngiliz Guyanası’nda kullanılmış olan bir sentlik puldur. Siyah mürekkeple basılmış olan bu pulun günümüze yalnız bir örneği kalmıştır. 1873’te bir çocuğun bulup bir pulcuya birkaç sente sattığı bu pul, 1970’te bir açık artırmada 280 bin ABD Doları’na satılmıştır.

    Hatalı pullar, pulun basımı sırasında yapılan yanlışlık sonucu öbür pullardan farklı olan ve çok az sayıda bulunan pullardır. Bu tür hatalı pullar da, az oldukları ölçüde değerlidir. Örneğin 1918’de ABD’de çıkarılan ilk uçak postası pullarının bir tabakasındaki pullarda uçak resmi ters basılmıştır. Her biri 24 sentlik olan bu pullar, üzerlerinde yazan değerden çok daha değerlidir.

Pulların Yapımı

Bir posta pulu basılacağı zaman yapılacak ilk iş pulun üzerinde yer alacak resimlerin tasarlanmasıdır.
Pul basılacak kâğıt, odunun yanı sıra paçavra ve alfa bitkisi katılmış kâğıt hamurundan yapılır. Çok güçlü lifleri olan bu kâğıt dayanıklı ve esnektir. Pul basılacak filigranlı kâğıt tabakalarının bir yüzüne suda eritilmiş arap zamkı sürülür. Özel makinelerdeki merdanelerde zamklanan kâğıtlar ısıtılarak kurutulur ve kıvrılmaması için başka merdanelerden geçirilir. Zamklama işlemi pulun basımından önce yapılabileceği gibi sonra da yapılabilir. Pul sıralarını birbirinden ayıran deliklerin açılması da pulun basımından önce ya da sonra yapılabilir. Bunun için kâğıt tabakası, içinde sık aralıklarla yerleştirilmiş çelik iğneler bulunan özel bir makineden geçirilir. Her geçişte çelik iğneler bir sıra pulun kenarlarında delikler açar.

    Filigransız kâğıda basılan ve basit tasarımları olan pullar kolaylıkla kopya edilebilir. Bu nedenle, sahte pulların yapılmasını önlemek için çeşitli önlemler alınır. Filigranlı kâğıt kullanmanın yanı sıra, karmaşık tasarımlar, özel renk ve mürekkepler, özel baskı yöntemleri kullanılır.

Pulların Basımı

İngiltere’de 1840’ta basılan ilk pulların basımında kullanılan bir tür oymabaskı yöntemi günümüzde de en güzel pulların basımında kullanılır.

    Bu yöntemde, basılacak resim önce pulun gerçek büyüklüğünde, suluboyayla yapılmış bir taslak olarak hazırlanır. Sonra bu taslak, kalıp adı verilen parlak, yumuşak bir çelik levhanın üzerine oyulur. Bunun için kalıpçı, önce taslaktaki ana çizgileri saydam bir kâğıdın üzerine aktarır; sonra bunu kalıbın üzerine koyup düz uçlu bir aletle bastırarak çizgileri kalıba geçirir. Daha sonra taslağın büyütülmüş bir kopyasına bakarak bütün ayrıntıları oyma kalemi adı verilen keskin bir aletle kalıba oyar. Gerekli yerlerde çizgileri derinleştirmek için asit de kullanılır.

    Kalıp tamamlanınca bir prova baskısı yapılarak istenen sonucun alınıp alınmadığına bakılır. Bunun için kalıba yoğun bir mürekkep sürülür, sonra bu mürekkep silinerek temizlenir; yalnızca oyuk çizgilerin içinde mürekkep kalır. Bu kalıbın üzerine bir tabaka kâğıt bastırılınca mürekkepli çizgiler kâğıda çıkar. Derin çizgilerin içinde daha çok mürekkep olduğu için, çizginin derinliğine göre kâğıdın üzerindeki çizgiler farklı tonlarda olur.

    Eğer baskı için bu kalıp kullanılırsa, pulları tek tek basmak gerekir ve kalıp kısa bir süre sonra eskir. Bunun için bu kalıptan yararlanarak pulların tabaka halinde basılabileceği yeni bir kalıp yapılır. ABD’li Jacob Perkins’in (1766-1849) geliştirdiği bu yöntemde kalıp önce bir ocakta ısıtılarak sertleştirilir, sonra bir kalıp aktarma makinesine yerleştirilir. Bu makinede yumuşak çelikten yapılmış bir aktarma silindiri büyük bir basınç altında kalıbın üzerinde döner ve kalıptaki oyma çizgiler çelik silindirin üzerindeki kabartma çizgileri oluşturur. Daha sonra bu çelik silindir de sertleştirilir.

    Baskı kalıbı, parlatılmış çelik ya da bakırdan büyük, düz bir levhadır. Bu metal levha kalıp aktarma makinesinin içine yerleştirilir ve aktarma silindirinin her dönüşüyle başlangıçtaki kalıbın bir kopyası baskı kalıbı üzerine çıkar. Böylece başlangıçtaki kalıbın birçok kopyası baskı kalıbı üzerinde yan yana oluşur. Daha sonra elektroliz yöntemiyle yüzeyi kromla kaplanıp sertleştirilen kalıp baskı için hazır olur. Baskı makinesine yerleştirilen bu kalıpla pullar tabakalar halinde basılır.

    Elde edilmek istenen sonuca göre, pul basımında ofset baskı, tipo baskı ve tifdruk baskı yöntemlerinin çeşitli biçimleri de kullanılır.

Pul ve Pulculuk Resimleri