Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Stoacılık

  • Okunma : 219

Stoacılık, Eski Yunan ve Roma’da, insanların duygularını denetlemeyi öğrenmeleri gerektiğini vurgulayan bir düşünce akımıdır. Hiç kimsenin kendisine ilişkin tüm olayları denetleyemeyeceğini kabul eden Stoacılar gene de, en mutlu kişilerin başlarına iyi ya da kötü ne gelirse gelsin, bundan etkilenmeyenler olduğuna inanırlardı. Evrendeki her şeyle birlikte kendi yaşamını da olduğu gibi kabul etmeyi öğrenen insanın huzur içinde yaşayacağını savunurlardı.

    Yaşamı inceleyen ve anlamaya çalışan eski Stoacılar, adlarını Atina’da pazaryerinde bulunan resimli stoa'dan aldılar. Stoa, Eski Yunan’da üzeri örtülü ve sütunlu bir tür yaya yoludur. İlk Stoacılar bu stoa'da toplanarak
felsefelerini, inançlarını ve yaşama ilişkin düşüncelerini tartışırlardı. Önderleri İÖ 310 dolaylarında Atina’da yaşamış olan Kıbrıslı Zenon’du.

    Zenon’a göre, bir insan gerçek zenginlik, sağlık ve mutluluğa ancak erdemli olmakla ulaşabilirdi. Erdemli insanlar, duygusal dengeye ve dinginliğe kavuşmuş kişiler olarak, mutlu olabilmek için gerekli tüm koşullara
sahiptir. Duygusal dengesini kuramamış, huzursuz insanlar ise erdemsizdi ve bunlar yaşamlarında ne kadar zengin ya da sağlıklı olurlarsa olsunlar aslında mutsuzdur. Sıradan kişileri sarsan, üzen ya da korkutan olaylar, duygusal dengesini kurmuş insanları etkilemez. Karşılıklı yardımlaşmaya önem veren erdemli insanlar, kendilerinin ve başkalarının yaşam koşullarını düzeltmek için çaba göstermelidir.

    Zenon ve onu izleyen öbür Stoacı düşünürler Eski Yunan’ın düşünce yaşamında etkili oldular. Stoacılık İÖ 2. yüzyıla kadar varlığını sürdürdü. İÖ 2. yüzyılda Yunanistan’ı ele geçiren Romalılar, Stoacı düşünceyle karşılaştılar. Bilinen en ünlü iki Romalı Stoacı düşünür Epiktetos (yaklaşık İS 60-140) ve İmparator Marcus Aurelius’tur (121-180).

    Yunanlı ve Romalılar’ın genellikle çok sayıda tanrıya taptıkları o dönemde, Stoacılar tek tanrı ya da tek ruh olduğuna ve bu ruhun her şeyin içinde var olduğuna inanırlardı. Ayrıca tüm nesneler bu ruhtan bir parça taşıdığına göre, doğadaki her şeyin de birbiriyle bağlantılı olduğunu düşünürlerdi. Buna göre, insanlar da birbirleriyle ve başka şeylerle ilişki içindeydi. Stoacı düşünceye göre hangi ülkeden olursa olsun herkes kardeşti. Hatta köleler bile öbür insanlarla eşitti.