Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Vitray

  • Okunma : 292
Vitray Resim

Vitray, renkli cam parçalarının kurşun şeritlerle birleştirilmesinden oluşan dekoratif pencerelere ve süsleyici yüzeylere denir. Başlangıcı çok eski tarihlere dayanır. Günümüzden 5.000 yıl önce Eski Mısırlılar cam boncukları birleştirerek çeşitli takılar yaparlardı. Renkli camın pencerelerde ilk kez ne zaman kullanıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Bilinen en eski örneklerden olan, Almanya’da, Augsburg Katedrali’ndeki vitraylar 12. yüzyılın başlarında yapılmıştır.

    Camı boyamak ya da “renklendirmek” için cam karışımına eritme işlemindne önce bazı metal oksitler eklenir.Kırmızı için manganez, mavi için kobalt, sarı için antimon, gül kırmızısı için de saf altın karıştırılır.

    Vitray yapımında ilk önce pencereye ya da panoya uygulanacak örnek hazırlanır. Bu örnek gerçek büyüklükte olup renklendirilmiştir. Cam ustası bu örneği sert bir kartona geçirir. Karton, ne kadar renk varsa, o kadar parçaya kesilir. Bundan sonraki aşama, elde edilen karton kalıplarla örneklere uygun renkte camlar kesmektir. Kesilen camlar geçici olarak kurşun bir çerçeveye yerleştirilir. Cam ressamı bu camların üzerine örnekteki çizgileri aktarır. Bu işlemden sonra camlar geçici çerçeveden çıkarılır ve çizgilerin cama işlemesi için fırınlanır. Fırından çıkarılan camlar çerçevede yerli yerine oturtularak kurşun çubuklarla birbirine lehimlenir ve istenen yere yerleştirilir. Vitray günümüzde de çoğunlukla aynı yöntemle yapılır. Kalın camlar, kurşun şerit yerine beton çerçeveler içine yerleştirilir. Batıda bazı modern kiliselerin duvarlarının tümü bu biçimde yapılmıştır.

    Dünyanın en ünlü vitrayları Fransa’da Chartres Katedrali’ndedir. Bu vitraylar 12. ve 13. yüzyıllarda gotik mimari döneminde yapılmıştır. Vitray sanatı bu tarihten başlayarak 16. yüzyıla kadar altın çağını yaşadı. O dönemde yapılan katedrallerin ve kiliselerin çoğu güzel vitraylarla bezendi. Ne var ki, çoğu kırılıp bozulduğundan günümüze pek azı ulaşabildi. Günümüze ulaşan örneklerin büyük bir bölümü Fransa’dadır. Bu yapıtlar büyük bir dikkatle korunmakta ve saklanmaktadır. İngiltere’deki, 13. yüzyıldan kalmış en güzel örnekler ise Canterbury Katedrali’ndedir.

    17. yüzyılda yeni bir vitray tekniği gelişti. Bu yeni teknikte adi cam renkli saydam boyayla renklendiriliyordu. Bu biçimde yapılmış pencereler güzel görünmekle birlikte daha çok saydam yağlıboya resimleri andırıyordu. Gerçek vitrayın inceliklerinden ve özelliklerinden de yoksundu. Oysa gerçek vitray önceden metal oksitlerle renklendirilmiş camlarla yapılıyor ve kahverengi tonundaki yüzey boyaması yalnızca yüz, eller ve giysilerin kıvrımları gibi ayrıntıları belirlemede kullanılıyordu.

    19. yüzyılda, bir süre için unutulan vitray sanatına yeniden ilgi uyandı. İngiltere’de William Morris ve ABD’de Louis Comfort Tiffany gibi bazı sanatçılar göz alıcı vitraylar yaptılar. 20. yüzyılda Marc Chagall, Henri Matisse, Georges Rouault, Fernand Leger gibi resim ustaları kendi desenleriyle çarpıcı örnekler ortaya koydular. Frank Lloyd Wright mimarlık çalışmalarının çoğunda vitray kullandı. Marc Chagall’ın Kudüs’teki Hadassaİbrani Üniversitesi Tıp Merkezi’nin sinagogu için (1960-61); Flenri Matisse’in Fransa’da Vence’da Notre-Dame de Rosaire Dominiken Şapeli için (1951) ve ABD’de Colorado Springs’deki Hava Kuvvetleri Akademisi Şapeli için tasarımını Skidmore, Ovvings ve Merrill mimarlık şirketinin yaptığı vitraylar modern vitray sanatının en güzel örnekleri arasındadır.

    Osmanlı mimarisinde vitray revzen olarak bilinir. Revzende vitraydan farklı olarak renkli camlar kurşun şerit yerine alçı çerçevelerle birleştirilir. Alçı çerçeveler çok küçük cam parçalarının birleştirilebilmesine ve böylece ince ve ayrıntılı desenlerin oluşturulmasına elverişlidir. Bu biçimde yapılmış, karmaşık desenlerle süslü cam pencerelere nakışlı revzen adı verilir. Revzenler yapılarda duvarın iç yüzüne yerleştirilirdi.

Vitray Resimleri