Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Yüzme ve Dalma

  • Okunma : 259
Yüzme ve Dalma Resim

Yüzme, denizde olduğu gibi açık ya da kapalı havuzlarda da öğrenilebilir. Öğrenilecek ilk yüzme stili köpeklemedir. İnsanların yüzmeyi ilk kez böyle öğrendiği sanılmaktadır. Bundan sonra, zorluk sıralamasına göre, sırtüstü yüzmeyi, ardından kurbağalama, serbest ve en sonunda kelebek stilleri öğrenilebilir.

Yüzme Stilleri

Köpekleme: Çok basit olan bu stili öğrenmek için yapacağınız tek şey köpek gibi yüzmeye çalışmaktır. Bu, başınız dışarıda, suyun içinde yatarak koşmaya benzer. Dirseklerinizi vücudunuza yakın tutun ve ellerinizle suyu kendinize doğru çekin. Başlangıçta zor görünebilir, ama sabrederseniz kısa süre sonra ayaklarınızı yerden kesip ilerlediğinizi göreceksiniz.

Sırtüstü: Kulaklar suyun içinde kalacak biçimde başınızı iyice arkaya atarak sırtüstü yatıp yukarıya bakın. Küçük adımlarla yürür gibi parmak uçlarınız gergin durumdayken bacaklarınızı bir aşağı, bir yukarı hareket ettirin. Kollarınızı birbiri ardına bir çember çizer gibi çevirin. Kollarınızı başınızın yanından suyun yüzüne çıkardıktan sonra bir kayığın kürekleri gibi suyun altında kalçalarınıza kadar çekin. Kollardan biri başın ilerisinden suya sokulurken, öbürü kalçalara varmalıdır. Hızlı hızlı bir aşağı bir yukarı hareket ettirilen bacaklann, iki kol da tam bir çember çizene kadar altı kez inip kalkması gerekir.

    Çok hızlı bir stil olan sırtüstü yüzme, ilk kez 1912 Stockholm Olimpiyat Oyunları’nda, ABD ’li Harry Hebner tarafından tanıtıldı.

Kurbağalama: Bu stilde kollar ve bacaklar sırayla hareket eder. Önce kollar vücuda çekilir, sonra bacaklar geri itilir. Daha sonra kollar ve bacaklar düz ve gergin durumdayken bütün vücut ileri kayar. İlk itme hareketinde başınızı, yüzünüz suda kayacak biçimde aşağıda tutun. Avuçlannızı aşağıya doğru tutarak ellerinizi birleştirin ve kollarınızı gergin biçimde öne doğru uzatın; bacaklarınız da bitişik ve gergin olsun. Önce ellerinizi bütünüyle gerilene kadar yana ve aşağıya doğru açın ve kollarınızı dirsekten kırıp ellerinizi çenenizin önünde birleştirin. Sonra, bacaklarınız baklava biçimini alacak şekilde, ayakları dışa dönük tutarak dizlerinizi yanlara çekin. Sonraki aşamada bacaklar açılıp yeniden kapatılarak büyük bir su kütlesi sıkıştırılır. Bacaklannızı birleştirirken kollarınızı yeniden öne doğru itin; böylece bütün vücudunuz ilk biçimini alacaktır. Kollarınız yanlara doğru suyu iterken ağzınızdan soluk alm, suda kayarken de ağzınızdan ve burnunuzdan soluk verin.

    Bir iskemle ya da sıranın üstünde yüzüstü yatıp kol ve bacak hareketlerini geliştirebilirsiniz.

    En eski kulaç stili olduğu sanılan kurbağalama, suda kayarak ilerlendiği için yavaş bir stildir; ama çok kullanışlıdır. Giyinik durum ­ da kullanılabilecek en iyi yüzme stili olduğundan özellikle can kurtarmada çok işe yarar. Bir sandal gezintisi sırasında sandalınız devrilirse, iki elle kenanna tutunup kurbağalama stilindeki bacak hareketleriyle suda kaydırarak kıyıya çıkarabilirsiniz. Sırt çantası ve silah taşıyan askerlerce kullanılabilecek tek yüzme biçimi de gene kurbağalamadır. Serbest: Bütün stiller içinde en hızlısı ve öğrenilmesi en zor olanıdır; bu yüzden en iyi küçük yaşlarda öğrenilir. Yüzünüz suyun içinde aşağıya dönük durumdayken kollannızı gererek öne uzatın, bacaklarınızı arkada sürükleyerek suyu itmeye başlayın. Oldukça düz, ama fazla gergin olmamak koşuluyla bacaklarınızı birbiri ardına aşağı yukarı hızlı hızlı hareket ettirin.

    Kollarınızı birbiri ardına çevirin. İleri hareketin başlangıcında dirseğinizi sudan ilk çıkacak biçimde bükün. Sonra kolunuzu esneterek ileri doğru fırlatın. Eliniz suya girerken omzun önünde ve tam gergin olmalıdır. Su, vücudun altında dirsek hafifçe bükük durum ­ dayken çekilir. Yarım metre kadar altınızda gerili duran bir ip boyunca kendinizi çektiğinizi düşünürseniz bu stili daha iyi kavrayabilirsiniz.

    Bu stilde, kol sudan çıktığında dirsek bükülürken, baş yana döndürülerek ağızdan soluk alınır; alman soluk aynı kol yeniden öne atılırken ağız ve burundan geri verilir. Hareket ritmi sırtüstü yüzmede olduğu gibidir. Her iki kol tam bir çember çizene kadar ayaklar altı vuruş yapmış olmalıdır. Bazı kadın şampiyonların sekiz, hatta 10 vuruşlu ritmi başarıyla uygulamış olmalarına karşın, altı vuruşlu stil standarttır.

    Büyük Okyanus bölgelerinde yaygın olan bu stili 1900’lerde AvustralyalI Syd ve Charles Cavill kardeşler dünyaya tanıtmıştır.

Kelebek: Kurbağalamaya çok benzeyen kelebek stili, yüzme yarışları dışında pek yaygın değildir. Bu stilde bacaklar bitişik tutulup yunus kuyruğu gibi aşağı yukarı hareket ettirilerek vücut su yüzeyinin hemen altında dalgalandırılır. Bacakların hareketi serbesttekine benzer; ama bu kez iki bacak aynı hareketi aynı anda yapmaktadır. Kollar sudan aynı anda çıkarılır Ve bir çifte kulaçla vücut ileri doğru çekilir. Kelebekte elleriniz kalçaların altına doğru suyu iterken başınızı kaldırıp soluk alın, elleriniz yeniden suya girerken de soluğunuzu ağız ve burundan geri verin. Ellerinizi arkaya itip başınızı soluk almak için yukarı kaldırdığınızda bacaklarınızla suyu aşağıya doğru itin. Elleriniz yeniden suya girdiğinde bacaklarınızla gene suyu itin. Görüldüğü gibi bu stilde iyi yüzebilmek için güçlü bir vücuda ve omuzlara gerek vardır. Kelebek stilini öğrenmenin en iyi yolu küçük yaşta başlamaktadır. Kısa mesafede bu stil sırtüstünden daha hızlıdır.

    Kelebek stilini ilk kez 1933’te Henri Myers uygulamıştır. Eskiden kelebekte, kurbağalam ada kullanılan bacak hareketi kullanılırdı. Fakat günümüzde iyi yüzücüler daha güçlü olduğundan yunus hareketini kullanmayı yeğlemektedir.

Yüzme Yarışları

Yüzme, modern olimpiyatların başladığı 1896’dan beri Olimpiyat Oyunlan’nda yer almaktadır. Başlangıçta yalnızca erkek yüzücüler yarışırdı. 1912’de kadın yüzücüler için de yarışmalar düzenlenmeye başlandı. Yüzme yarışları 1969’dan beri Uluslararası Amatör Yüzme Federasyonu (FİNA) kurallarına göre yapılmaktadır. FINA ’nm kurulmasından (1909) önce çok değişik yarışlar vardı. Günümüzde ise yarışlar 1.500 metreye kadar ve mesafeler metreyle ölçülerek yapılır. Olimpik yüzme havuzları 50x21 metre boyutlarında ve 1,8 metre derinliğindedir. Olimpiyatlarda ve dünya şampiyonalarında serbest, sırtüstü, kurbağalama ve kelebek stillerinde bireysel ve takım yarışları yapılır. Karışık yüzme yarışlarında dört stilde de yüzülmektedir. 1920’lerden 1980’lerin başlarına kadar hem Olimpiyat Oyunları’nda, hem de dünya şampiyonalarında ABD’li yüzücüler üstünlük kurmuşlardır.

    1.500 m etreden uzun olan yanşlar uzun mesafe yarışları olarak adlandırılır. FINA’nın çalışma alanı dışında kalan bu yarışların çoğu, 67 kilometrelik George Gölü Maratonu (ABD) gibi belli aralıklarla düzenlenmektedir. En ünlü uzun mesafe yarışlarından biri İngiltere ile Fransa arasındaki Manş Denizi’ni geçmek için yapılan denemelerdir. Bu denemeler çoğunlukla, suyun en sıcak olduğu ağustos ayında yapılır.

    Manş Denizi’ni ilk kez geçen, İngiliz kaptan Mathew Webb’dir. 1875’te İngiltere’deki Dover’dan Fransa’daki Calais’ye kurbağalama yüzen Webb harita üzerindeki uzunluğu 33 km olan Manş Denizi’ni 21 saat 45 dakikada geçmişti. Fransa’dan İngiltere’ye geçen ilk yüzücü ise 1923’te 16 saat 33 dakika yüzen İtalyan Enrique Tiraboschi’dir. Manş’ı geçen ilk bayan yüzücü 1926’da İngiltere’den Fransa’ya yüzen ABD’li Gertrude Ederle oldu. Ederle’nin 14 saat 39 dakikalık süresi o zamanki erkekler rekorunu da geçiyordu. 1955’te ABD’li Penny Dean bu rekoru 7 saat 40 dakikaya indirdi.

    Manş’ı geçen yüzücüler arasında Türk sporcular da bulunmaktadı

Dalma

Dalmayı öğrenmeye başlarken biraz cesaret gerekir. Özgüveninizi geliştirmek için yapabileceğiniz birçok alıştırma vardır. Bunlardan biri, başınızı suyun içinde aşağı yukarı hareket ettirm ektir. Gözlerinizi açık tutarak havuzun kenarına tutunun. Başınızı, bütünüyle suyun içine girene kadar eğin, sonra yukarı kaldırın. Nefesinizi tutmayın, başınız suyun içindeyken hava baloncukları çıkarın, sudan çıkardığınızda ise derin bir soluk alın.

    Havuzun dibinden küçük eşyalar alıp çıkarmak, havuzun kenarını ayaklarınızla iterek kaymak ve su yüzeyinde dalmak (ördek dalışı) da suya alışmanıza yardımcı olacaktır. Havuzun kenarından giriş atlayışı yapmak çok iyi bir başlangıçtır. Bu atlayış, suya önce başın girdiği “balıklama” atlayışların hepsinde temel olan baş, gövde ve kolların bir hizada tutulmasını öğrenmenizi sağlayacaktır.

    Ayak parmaklarınızla havuzun kenarına hafifçe tutunarak ayakta dik durun. Dizler gergin durumda belden öne doğru eğilin. Kollarınızı omuz hizasında, ama omuzlarınızın biraz önünde olacak biçimde açın; avuç içleriniz suya dönük olmalıdır. Ayak parmaklarınızı havuzun kenarına bastırın ve vücudunuzu öne doğru bırakın. Gözlerinizi havuzun dibindeki bir noktaya dikin; vücudunuz bir çizgi gibi ve gergin durumdayken kollarınızı kulaklarınıza doğru yükseltin ve başınızı biraz öne indirin. Suya girerken bütün vücudunuz düz bir çizgi gibi olmalıdır; kendinizi gerip dipteki o noktaya dokunun.

    Bu dalışı, belinizi daha az bükerek ve havuzun kenarını daha güçlü iterek de yapabilirsiniz. Öne doğru eğilin, ayakların yerden yükselmesini sağlamak için başınızı biraz daha eğin ve hafifçe sıçrayarak suya daim.

    Çok güzel bir stil olan kırlangıç (ya da kuğu) atlayışını bu giriş tekniğiyle öğrenebilirsiniz. Havuzun kenarında ayakta durun; kollarınızı iyice açıp hafif ileri doğru ve omuz hizasından yüksekte tutun. Ellerinizle hafifçe öne doğru bastırıp sıçrayın. Başınız aşağı eğilip suya girerken, kollarınızı kulaklarınıza yaklaştırın. En sonunda kollarınızı kırlangıç kanadı gibi iki yanda sallayarak yukarıya ve hafifçe ileriye doğru atlayın. Başınızı kollarınızın arasında tutm ak gerektiğini unutmayın. Ayrıca suyun yüzünde, gövdenizin dalacağı yeri açacak olan da ellerinizdir. Başınız gerektiği gibi durmuyorsa yüzünüz suya çarpar.

    Perende atlayışının ilk adımları olan düz çivileme, çömlekli çivileme ve çömlekli balıklama da havuz kenarında öğrenilebilir. Ayakta dimdik durun; başınız yukarıda, çene içeride, göğüs dışarıda, bacaklar birleşmiş, kollar iki yanda gergin olsun. Ağırlığınız iki ayağınıza da eşit dağılmış olmalıdır.

    Kollarınızı omuz hizasına kadar kaldırın, kalçalarınıza hafifçe değene kadar aşağı sallayın; aynı anda topuklarınızı yerden kaldırmadan vücut ağırlığınızı tabanlara kaydırın.

    Tam atlarken kollarınızı, beklemeden gene yukarı doğru sallayın. Siz havada uçarken kollarınız da iyice yukarı kalkacak, aşağı inip suya girdiğinizde ise yavaşça yanlara düşecektir

    Aynı kalkıştan çömlekli çivilemeye geçebilirsiniz. Havadayken dizlerinizi göğse kadar çekip, bacaklarınızı diz altlarından tutun. Sonra bacaklarınızı yeniden uzatarak suya çivileme girin. Çömlekli balıklama da buna benzer. Havada bacaklarınızı kıstığınız, yani “çömlek” yaptığınız zaman başınızı ve omuzlarınızı aşağı indirin. Böylece vücudunuz öne doğru dönecek ve suya balıklama dalacaksınız.

    Bütün bunlar gerçek bir atlama sporcusu olmanın ilk adımlarıdır. Atlama da yüzme gibi bir olimpik spordur. 19. yüzyılda Avrupa’da jimnastikten geliştirilen tramplen atlama, aynı yüzyılın sonlarında yarışma sporuna dönüştü. Yarışmalar iki ana bölümde yapılır: Tramplen ve kule. Esnek bir sıçrama tahtası olan tramplen su düzeyinden 1-3 metre yüksekliktedir. Kule ise 5-10 metre yüksekliğindeki sabit bir platformdur. Olimpiyatlarda yüzme dalında yer alan tramplen atlama yarışmalarında 3 metrelik tramplen ile 10 metrelik kule kullanılır. Sporcular tramplen ya da kuleden derinliği en az 4,5 metre olan bir havuza atlarlar. Havuzun yüzeyi sporculann görebilmesi için su serpme sistemiyle belirginleştirilir. Sporcular altı atlayış grubunda serbest ve zorunlu atlayış yaparlar. Hakemler yükseliş stili, havada uçuş, taklalar, burgular ve suya girişi ayn ayrı değerlendirir. Atlayışların değişen zorluk dereceleri vardır.

Su Balesi

Senkronize yüzme adıyla da bilinen su balesi 1930’larda ABD’de geliştirilen bir gösteri sporudur. 1954’ten beri FINA gözetiminde amatör olarak yapılan su balesi önceleri Olimpiyat Oyunları’nda bir gösteri sporuydu. 1984’te ise bayanlar arasında bir yarışmaya dönüştürüldü. Dalmanın 100’den fazla çeşidini içeren yarışmalarda solo (bireysel), düet (ikili) ve takım dallarında yarışılır. Sporcular zorunlu ve serbest figürlerden oluşan gösteriler sunarlar.

Türkiye'de Yüzme ve Dalma

Türkiye’de ilk yüzme çalışmaları 1910’larda bazı okullarda beden eğitimi derslerinde yer almıştı. 1920’lerde ise spor kulüpleri bu alanda önemli adımlar attılar. 1923’te ilk düzenli yüzme yarışları yapıldı. 1931’de Büyükdere Yüzme Havuzu açıldı ve bayan yüzücüler de yetişti.

    Türk yüzücüler ilk uluslararası yarışmalara 1934’te Moskova’da katıldılar. 1937’de ise İstanbul’da Moda havuzunda Türk ve Macar ulusal takımları arasında yarışlar yapıldı. 1943’te İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü kuruldu.

    II. Dünya Savaşı sonrasında Türk yüzücüler uluslararası yarışmalara daha sık ve düzen li olarak katılmaya başladılar. 1957’de yüzme sporu Su Sporları Federasyonu’ndan ayrıldı ve Türkiye Yüzme, Atlam a ve Sutopu Federasyonu kuruldu. 1966’da Türkiye’deki ilk uluslararası yüzme yarışı olan İstanbul Yüzme Maratonu düzenlendi.

    Türk yüzücülerin denizlerdeki başarılan arasında Manş Denizi’nin geçilmesi de bulunur. 1954’te Murat Güler’in Manş’ı geçişiyle başlayan bu başarılar zincirinde 1977’de yaptığı 9 saat 4 dakikalık dereceyle 102 yıllık dönemin ilk 10’u arasına giren Erdal Acet’in önemli bir yeri vardır. 1979’da ise Nesrin Olgun, Manş Denizi’ni yüzerek geçen ilk Türk bayan sporcu olma başarısını elde etti.

    1970’lerde yüzme havuzlarının sayısının artması genç yüzücülerin ortaya çıkmasına yardımcı oldu. Bu dönemde Sadri ve Sabri Özün, Murat Özüak gibi sporcular yetişti.

Yüzme ve Dalma Resimleri