Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Atletizm

  • Okunma : 336

ATLETİZM, en eski sporlardan biridir. Bu oyunlarda insanlar atlama, koşma ve nesneleri fırlatabilme yeteneklerini gösterirler. Bu tür etkinlikler, çağlar boyunca tüm dünyada yaygın beğeni kazandı. Bazı uluslar ya da topluluklar pist ve alan yarışlarının belli dallarında daha başarılı oldu. Sözgelimi, EtiyopyalIlar ve KenyalIlar uzun mesafe koşusunda, Finliler cirit atmada, Batı Hint Adaları atletleri ise kısa mesafe hız koşusunda üstünlük gösterdiler.

İlk koşu yanşının İÖ 3800 yılında Mısır da düzenlendiği sanılmaktadır. Ama tarihin en ünlü atletizm oyunları, ilk kez Eski Yunanistan’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları’dır (bak. OLİMPİYAT OYUNLARI). İlk Olimpiyat Oyunları, sporun sanat ve kültürle birleştiği büyük şenlikler biçiminde düzenlenirdi. Atletler oyunlardan 10 ay önce hazırlanmaya başlar, son ayı da Olympia’da geçirirlerdi. Yarış öncesi hazırlıklar değişik biçimlerde bugün de yapılmaktadır.

Atletizm, insanın tüm güç ve yeteneğinin olabildiğince zorlanmasını gerektirir. Atletler birbiriyle yarışırken, aynı zamanda kendi güç ve yeteneklerinin sınırlarım tanır, bunları aşmaya çalışırlar.

Pist ve alan atletizmi üç ana dala ayrılır: Koşu, yürüme ve alan (atlayışlar ve atışlar) karşılaşmaları.

Pist Yarışları

Koşu dalı, kısa mesafe hız, orta ve uzun mesafe koşularından oluşur. Bu yarışlar, kapalı salon ya da açık hava pistlerinde, yollarda ve kırlık alanlarda yapılabilir. Kısa mesafe hız koşulan, 400 metreye kadar olan ve atletlerin tüm mesafeyi baştan sona tam sürat koştukları yarışlardır. Bu mesafeler, 100, 200 metre ve açık hava pistinin bir turuna eşit olan 400 metredir. Kapalı salonlarda daha kısa pistler kullanılır. Dönemeçlerin eğimli olduğu 200 metrelik pistler çok yaygındır. Salonlardaki en kısa hız koşusu pisti 50 metredir. Kısa mesafe koşucusu yanşa hızla başlar; iyice hızlandıktan sonra bu hızını sürdürmeye çalışır.

Orta mesafe koşulan, 800, 1.500 metre ve eski 1 mil yarışlarıdır. Yıllar önce 1 mili 4 dakikanın altında koşabilmek, atletizmde henüz erişilmemiş bir sınırdı. İngiliz atlet Roger Bannister, Oxford’da 6 Mayıs 1954’te bunu gerçekleştirince, “4 dakika sının” önemini yitirdi. 1975’te ise, Yeni Zelandalı atlet John Walker 1 mili 3 dakika 50 saniyede koştu. Bu mesafedeki 4 dakika 10 saniyelik dünya rekorunun 4 dakikaya düşürülmesi 70 yıl almıştı. Oysa, rekorun 3 dakika 50 saniyeye inmesi yalnızca 21 yıl aldı. Daha iyi derecelerin, daha kısa zaman aralıklarıyla gerçekleştirilmesi, atletlerin giderek artan güç ve yeteneklerinin bir göstergesidir. Orta mesafe koşucusu, hız ve dayanıklılığı iyi bir taktik anlayışıyla birleştirebilmelidir.

Uzun mesafe yarışları pistte 5.000 ve 10.000 metre, maraton ve yol parkurunda koşulan öteki yarışlarda ise daha uzun mesafelerde yapılır. Kadınlar son yıllarda uzun mesafe koşularına katılmaya başladı. İlk kez 1969’da uluslararası bir yarışmada 1.500 metre koşan kadınlar, 1974’te 3.000 metre koşusuna, 1970 sonlarında da maraton yarışlarına katıldılar. Yalnızca erkeklerin koştuğu, 28’den fazla engel ve 7 havuz atlamadan oluşan 3.000 metre yarışı dışında kalan tüm uzun mesafe koşularına kadınlar da katılırlar.

Dünyada yaygınlık kazanan uzun mesafe koşularından özellikle maraton yarışlarına katılan atlet sayısında yaklaşık 15 yıldır büyük bir artış görüldü. İlk maraton koşusu 1896 Olimpiyat Oyunları’nda efsanevi koşucu Pheidippides’in anısına düzenlendi. Bu koşucu İÖ 490’da Yunanlılar’ın Persler’e karşı kazandığı zaferin haberini iletmek amacıyla Maraton’dan Atina’ya kadar koşmuş ve kente vardığında ölmüştü (bak. Maraton SavaşI). 1908 Olimpiyatları’nda maraton, 42.195 metrede koşuldu; bu uzunluk 1924’te değişmez ölçü olarak kabul edildi. Günümüzde Londra ve New York maratonlarına her yıl 10.000’in üzerinde koşucu katılmaktadır (bak. MAraton).

Öteki düz koşular ise bayrak yarışlarıdır. Takımlar dört koşucudan oluşur ve her koşucu yarışın belli bir bölümünü koşar. Kendi bölümünü tamamlayan koşucu, bayrak denilen çubuğu bir sonraki bölümün koşucusuna verir. Bayrak el değiştirmeden, bir sonraki koşucu koşmaya başlayamaz.

Engelli koşularda 10’dan fazla engel vardır. Erkekler 110 metre yarışında, engeller 106,7 cm, 400 metre yarışında ise 91,4 cm yüksekliğindedir. Engel yüksekliği kadınlar 100 metre yarışında 84 cm, 400 metre yarışında ise 76,2 santimetredir.

Yürüme yarışları ise normal yürüyüşten türetilmiştir. Kural gereği, ileriye atılan ayak gerideki ayak yerden kalkmadan toprağa değdirilir. Bu nedenle, bacakları kırmadan adım atmak gerekir. Yol parkurlarında yapılan yürüme yarışlarında mesafeler, kadınlar için 10 km, erkekler için 20 ve 50 kilometredir.

Alan Yarışları

Yüksek atlamada, ilk yılların makas tekniğinden sonra, yeni teknikler geliştirildi. İçlerinde en iyisi sayılan köprü (flop) tekniğinde atlet, yukarı sıçradıktan sonra dönerek çıtayı sırtüstü geçer.

Sırıkla atlamada eskiden metal ya da bambu sırıklar kullanılırdı. Daha sonra cam elyafından yapılmış sırıkların kullanılması, bu dalda beklenmedik bir gelişme sağladı; dünya rekoru 25 yılda 1 metreden fazla bir farkla yenilendi. Sırıkla atlamada, sınğı iki eliyle kavrayan atlet çıtaya doğru hızlanarak koşar. Ucunu çıtanın dibindeki V-biçimli kutuya yerleştirdiği sınğa abanarak, kendini yukarı fırlatır ve çıtanın üzerinden aşar. Sırık öteki tarafta kalır. Atlet elinde sırıkla koşarken hız kazanabilmek ve yükselip çıtayı aşabilmek için yeterli güce ve esnekliğe gerek duyar. Hem yüksek, hem de sırıkla atlamada, yarışmacının her yükseklik için üç atlayış hakkı vardır. Uzun ve üç adım atlamalarda, yeterince hızlanabilmek ve 10 santimetrelik sıçrama tahtasından, olabildiğince uzağa fırlayabilmek gerekir. Üç adım atlamanın, adından da anlaşılacağı gibi, üç aşaması vardır: Atletin yükseldiği ayağının üstüne düştüğü ilk adım; ağırlığını öbür ayağına kaydırdığı ikinci adım ve atlayış.

Gülle atma, ağır taşlan kaldırıp fırlatma hareketinden doğmuştur. Bu dalda uzmanlaşanlar, atletler içinde en iri ve güçlü olanlarıdır. Gülle 2,1 metre çapındaki bir dairenin içinden, omuzdan gelen bir kol hareketiyle fırlatılır. Metalden yapılmış, top biçimindeki güllenin ağırlığı, erkekler için 7,26 kg, kadınlar için 4 kg olarak belirlenmiştir. Yalnızca erkeklerin yarıştığı çekiç atmada 7,26 kg ağırlığında metal top kullanılır. Çekiç, bu topun bir tel parçasıyla elin kavrayacağı bir halkaya bağlanmasından oluşur. Atış, bir bölümü tel örgüyle çevrilmiş, 2,1 metre çapındaki bir çemberden yapılır. Bu dal, İngiliz köy sporlarında yer alan balyoz atma yarışlarından doğmuştur.

Disk erkeklerde 2 kg, kadınlarda 1 kg ağırlığındadır ve 2,5 metre çapındaki bir dairenin içinden atılır. Atıcılar, diske itici güç sağlamak için, atışı bu dairenin içinde dönerek yaparlar. Diski en iyi uçuş yönünü verebilen bir açıdan fırlatırlar. Cirit atma ise mızrak atmadan türetilmiştir. Erkeklerin kullandığı cirit 800 gr, kadınlarınki ise 600 gr ağırlığındadır. Atış çizgisine koşarak yaklaşan atıcı, ciriti bir silkme hareketiyle öne doğru fırlatır.

Birden Fazla Daldan Oluşan Yarışlar

En yetkin atletler, atletizmin en zor sınavları olarak nitelendirilen pentatlon (kadınlar) ve dekatlon (erkekler) yarışlarında başarı elde edenlerdir. Birden fazla daldan oluşan bu yarışların tamamlanması iki gün sürer. Her dalda elde edilen dereceler uluslararası puanlama çizelgesine göre değerlendirilir ve toplam puan saptanır. Erkekler dekatlonda 10 ayrı yanşa katılırlar. İlk gün 100 metre, uzun atlama, gülle atma, yüksek atlama ve 400 metre; ikinci gün 110 metre engelli, disk atma, sırıkla atlama, cirit atma ve 1.500 metre yarışları yapılır. Kadınların yarıştığı pentatlon, yedi daldan oluşur: 100 metre engelli, gülle atma, yüksek atlama ve 200 metre ilk gün; uzun atlama, cirit atma ve 800 metre yarışları ikinci gün yer alır. Bu yarışlarda başarı elde edebilmek için atletlerin, hızlı, güçlü, yetenekli ve dayanıklı olması gerekir.

Atletlerin Yetiştirilmesi

Herhangi bir atletizm dalında başarılı olabilmek için, doğal yeteneğin yanı sıra, vücudun nasıl çalıştığı ve verimin nasıl artırılacağı konusunda bilgisi olan uzmanların yardımı gerekir. Ayrıca hızı ve gücü artırmak, yetenekleri geliştirmek için, seçilen atletizm dalına uygun bir yöntem saptanmalıdır. Atletizmde önde gelen belli başlı ülkeler, atletlerin yetiştirilmesine ve çalıştırılmasına yönelik özgün yöntemler geliştirmişlerdir. Bunlar arasında en başarılısı Alman Demokratik Cumhuriyeti’nde geliştirilen yöntemlerdir. Bu ülke, bilimsel araştırmalarla oluşturduğu yöntemleri sayesinde, uluslararası yarışmalarda büyük başarı kazanmıştır.

Atletizm Kuruluşları

Dünya atletizmini yöneten Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu 174 ülkenin bağlı olduğu bir kuruluştur. 1912’de kurulan bu örgütün benimsediği kurallara uluslararası yarışmaların tüm dallarında uyulur.

1896’dan beri dört yılda bir yapılmakta olan Olimpiyat Oyunları spor dünyasının en önemli olayıdır. Olimpiyatlar içinde yer alan atletizm karşılaşmaları, Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu’nca dünya şampiyonası olarak kabul edilmiştir. Olimpiyat Oyunla-n’nın dışında da tüm dünyada sayılan giderek artan önemli atletizm yanşmaları düzenlenmektedir. Her ülkede atletizmi yöneten, düzenleyen ulusal bir örgüt vardır. Ayrıca okullar ve spor kuruluşları da, gençleri atletizme yöneltmek amacıyla çalışmalar yaparlar. Başlıca atletizm yarışmaları Avrupa Şampiyonası, Pan-Amerikan Oyunları, İngiliz Uluslar Topluluğu Oyunları, Asya ve Afrika şampiyonalarıdır. Bunların dışında, ülkelerin kendi aralarında düzenlediği özel karşılaşmalar da vardır. Yarışmalar, atletizmin tüm dallarını kapsar. Ayrıca, kros koşu, yürüme ve yol koşusu şampiyonaları da yapılmaktadır.