Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Eklem iltihabı

  • Okunma : 1173

Eklem iltihabı, Yerel bir enfeksiyon ya da daha çok kıkırdakların bozulması, bağışıklık bozuklukları sonucunda eklemlerde yerleşen iltihaplı hastalıklara verilen genel ad. Aslında eklem iltihabı adı altında toplanan yaklaşık 100 kadar hastalıkta başka yapılar da hastalanır; bu yüzden söz konusu hastalıkları belirlemek için romatizma, romatizma hastalıkları gibi genel adlar da kullanılır. Bu hastalıklar, yukardaki adlarla belirtilen hastalıkların yanı sıra, döküntülü lupus (lupus eritomatozus), kireçli omurlar arası bağ iltihabı (ankilozan spondilartrit), yozlaştırıcı eklem hastalığı (osteoartrit) ve doğası ile nitelikleri yakın dönemde ortaya konan Lyme hastalığı da dahil daha başka birçok hastalığı içerir. Bağışıklık sistemi tepkilerinin ve yaşlanmanın getirdiği yıpranma ve örselenmenin genellikle bu bozuklukların nedenleri arasında yer almasına karşılık, araştırmalar çoğunlukla, sinir sisteminin de bunlar kadar sorumlu olabileceğini ortaya koymuştur.

İLTİHAPLI BAĞ DOKUSU HASTALIKLARI

Bu öbekte toplanan çeşitli hastalıklar bağ dokularında, özellikle de eklemlerde iltihaba yol açarlar. İltihaplanma belirtileri (yanma ve sıcaklık duygusu, kızarıklık, şişme ve ağrı) belirgin olabilir. Doku bozukluklarına ilişkin mikroskopik incelemelerde, genişlemiş kan damarları, anormal akyuvar birikimleri ve farklı derecelerde iyileşmiş yaraların izleri görülür. Bazı hastalıklarda iltihap, açık bir bağışıklık tepkisidir (bedenin, îstifacı mikroorganizmalara karşı savunması). Öbürleriyse başka ya da bilinmeyen nedenlerden ileri gelmektedir.

Enfeksiyon kökenli eklem iltihabı: Bu hastalık en çok yaşı ilerlememiş erişkinlerde görülür. Bir eklemdeki iltihaplanmaya, çoğunlukla, o ekleme kendi kan damarlarından gelerek yerleşen bakteriler ya da başka mikroorganizmalar neden olur. Birkaç saat ya da birkaç gün içinde eklem (genellikle diz ya da dirsek eklemi), iltihaplanır. Anormal ölçüde biriken sinovya sıvısı (ya da eklem sıvısı) bulanık olabilir ve çok sayıda akyuvar içerir.

Bel soğukluğunun bir ihtilatı olan belsoğukluğu kökenli eklem iltihabı, enfeksiyon kökenli eklem iltihaplarının en yağın biçimidir. Antibiyotiklerle tedavi ve sinovya sıvısının çekilmesi, genellikle çabuk etki eder ve eklemde çok küçük bir hasar kalır. Bazı durumlardaysa, enfeksiyon uzar ve eklem yıkımına yol açarak, cerrahi girişimi zorunlu kılabilir.

Not: Eklem iltihabı, ağrılı, yozlaştırıcı bir hastalıktır; eklemler sertleştiği ve iltihaplandığı zaman ortaya çıkar. Normalde, iki kemik, eklem kıkırdağıyla tamponlanmış ve bir eklem kılıfı ile sinovya zarı içine alınmıştır. Sinovya zarı, sinovya sıvısıyla yağlanarak kayganlaşır. İltihaplı eklemde, kıkırdak yıpranır ve kemikler birbiriyle kaynaşır. Kılıf ile sinovya zan şişer ve kayganlaştırıcı sıvı yokluğu nedeniyle tahriş olur.

Ateşli romatizma: Bir başka enfeksiyon kökenli eklem iltihabı biçimi olan ateşli romatizmaya, bir bakteri olan alyuvar yıkıcı streptokok yol açar. Tipik enfeksiyon kökenli eklem iltihabının tersine, 5-15 yaş arasındaki çocuklar arasında yaygın olan bu hastalık, streptokok enfeksiyonunun saldırısından haftalarca sonra ortaya çıkar ve laboratuvar incelemelerinde sinovya sıvısından streptokok ayırılamaz. İltihap süreci kalpte ihtilat sonucu, kalp hastalığına neden olabilir.

Ateşli romatizmanın belirtileri, şiddetli bir streptokok kökenli bademcik iltihabından sonraki 2-3 haftada ortaya çıkar. Birkaç günlük bir dönem süresince eklemden ekleme yayılan şiddetli bir ağrı ve şişme olur. 3 aydan daha az süren iltihap, genellikle aspirinle ve yatak dinlenmesiyle denetim altına alınabilir ve kalıcı yozlaşmaya neden olmaz. Streptokok kökenli bademcik iltihabı bulunan çocukların % 1 'den azında ateşli romatizma oluşur ve bunların çok küçük bir bölümünde kalp hastalığı ihtilatı gelişir. Bademcik iltihabı erken davranılarak bir antibiyotikle tedavi edilirse, romatizma kökenli kalp hastalığı çok ender görülür.

Ateşli romatizmada eklemlerin ve kalbin iltihaplanmasının, streptokokun zarar verdiği dokulara bedenin bağışıklık tepkisi göstermesi nedeniyle ortaya çıktığı sayılmaktadır. Bu nedenle, ateşli romatizma, öz bağışıklık hastalıkları arasında sınıflandırılmaktadır.

Damla hastalığı ve yalana damla hastalığı: Bu hastalıklarda görülen iltihap süreçleri, enfeksiyona bağlı değildir. İltihaba daha çok, kan dolaşımında bulunan ürik asitin eklemde birikmesi yol açar. İvegen damla (gut) hastalığı nöbetine, çökelen ürik asitin iğneye benzer billurcuklar oluşturması yol açar. Akyuvarlar bu billurculdarı yutunca, hücreler iltihapları kışkırtan enzimler salgılar.

Ürik asit, pürin metabolizmasının normal bir yıkım ürünüdür. Damla hastalığında eklem iltihabına neden olan kanda anormal olarak yükselmiş olan ürik asit düzeyleri, ya ürik asit üretiminin aşırı artmasının ya da ürik asitin böbreklerden boşaltımının azalmasının sonucudur. Kanda ürik asit düzeyinin yükselmesine (hiperürikemi) ve damla hastalığına bilinen bazı enzim yetersizlikleri neden olur. Birçok kişide de hastalık şişmanlıkta ortaya çıkan metabolizma değişiklikleriyle ilgilidir. Damla hastalığına yol açan olaylar aşırı oldukları zaman, ürik asitin büyük çökeltiler (ya da tofuslar) halinde birikmesiyle sonuçlanır.

İvegen nöbetler, hastaya iltihaplanmayı giderici ilaçlar verilerek yatıştırılır. Ondan sonraki nöbetler, kolşisinle önlenir. Kolşisin, ürik asit billurcularının akyuvarlar tarafından yutulmasını ketleyen bir ilaçtır. Serumdaki ürik asit düzeyleri kilo vermeyle ve gerek pürinin oluşmasını, gerek ürik asit biçiminde yıkımını ketleyen pürin benzeri bir ilaç olan allopurinolla aşırı ürik asit üretiminin denetim altına alınmasıyla düşer ve tofuslar çözünür. Bu hastalık genellikle 40 yaşın yukarısındaki erkeklerde görülür.

Yalancı damla hastalığının belirtilerinin damla hastalığınınkilerle aynı olmasına karşılık, bu hastalığı kasiyum fosfat billûrcukları başlatır. Kalsiyum fosfat billurcukları, ürik asit billurcuklarından polarizasyon mikroskopu aracılığıyla ayırt edilir. Hastalık iltihap giderici ilaçlarla tedavi edilir.

Romatizmamsı eklem iltihabı: Romatizmamsı eklem iltihabının (romatoid artrit) belirtileri, bağ dokusunun iltihaplanmasından kaynaklanır ve en azından bazı hastalarda, bu tür eklem iltihabı ara nöbetlerinin başlaması, daha önceki enfeksiyonlara bağlıdır.

Hastalıklı sinovya zarları yani eklem kılıflarının iç kabuğu, süreğen biçimde iltihaplanır. Sinovya sıvısı çoğalarak, sonunda eklemi ve komşu yapıları yıkıma uğratır. Yaygın iltihap süreci, kan damarları, deri, sinirler, kaslar, kalp, akciğerler gibi başka dokuların iltihaplanmasına da yol açabilir. Bunun sonucunda, eklemlerde ağrı, hareket yitimi, yaygın ağrılar ve ruhsal çöküntü ortaya çıkar.

Romatizmamsı eklem iltihabı, öncelikle 20-60 yaşlar arasındaki kadınlarda görülen bir hastalıktır. Birçok kişide, tıbbi bakıma gereksinme duymayacakları kadar hafif bir biçimde bulunabilir. Hastalık teşhisi koyulan tipik hastalar, aylardır sabah kalktıktan biraz sonra ortaya çıkan ve bir saat kadar süren yaygın ağrılardan ve kas sertliğinden (özellikle parmak, el, bilek ve dirseklerinde sertlikten), ikindiye doğru sıkıntı verici yorgunluktan ve geceleri uyumakta zorluk çekmekten yakınan 35 yaşında kadınlardır. Etkilenen eklemleri duyarlıdır. Parmaklan, kemiklerinin uç eklemlerindeki şişkinlikler nedeniyle sosise benzer bir görünüm almıştır. Bilekler de sinovya sıvısının aşırı birikmesi sonucu şişmiştir. Kan incelemelerinde, bağışıklık sisteminin hastalığa yanıt olarak ürettiği proteinler saptanabilir.

Romatizmamsı eklem iltihabı, enfeksiyon kökenli olduğu kanıtlanabilmekle birlikte, alışılmış türden bulaşıcı bir hastalık değildir. Bazı incelemeler, süreğen romatizmamsı eklem iltihabının gelişmesine, bazı genlerin varlığının neden olduğunu göstermiştir. Yersiz bağışıklık yanıtlarının önemli olduğu da açıkça görülmektedir: Romatizmamsı etkenler (anti-antikorlar), iltihabı başlatan bağışıklık ihtilatları oluşturur ve lenfosit birikmeleri, sinovya zarları dahil, dokuların şişmesine neden olur.

Bir sistem hastalığı olan döküntülü lupus (lupus eritomatozus) romatizmamsı ekiem iltihabının onda biri yaygınlıkta bir hastalıktır. Özellikle doğurganlık çağlarındaki kadınlarda raslanır. Kan damarlarının iltihaplanmasına, ayrıca bazı doku ve organlarda (özellikle deri, eklemler, böbrekler, akciğerler, kalp, sinir sistemi ve kan hücrelerinde) ihtilaflara yol açma olasılığı vardır. Bazı hastalar böbrek hastalığı, sinir sistemi hastalığı ya da eşlik eden enfeksiyonlar nedeniyle yaşamı tehdit edici nitelikte ateşli bir hastalıkla ağır biçimde hastalanırlar. Çoğunlukla hastalarda, biçim bozukluklarıyla sonuçlanmayan eklem iltihabı ile orta derecede hareket yitimine, deri döküntülerine ve halsizliğe neden olan daha ılımlı bir hastalık görülür.

Döküntülü lupusta da, romatizmamsı eklem iltihabında olduğu gibi, bedenin, istilacı mikroplara karşı olmaktan çok, kendi kendine karşı tepki göstermekte olduğu sanılmaktadır. Anti-antikorlar sağlam kan hücreleriyle, hücre bileşenleriyle ve kan damarlarının çeperleriyle tepkimeye girerler. Hastanın kanında oluşan kompleksler, deri tabakalarının altında, böbreklerde ve sinir sisteminde çökelerek, iltihaba yol açar.

Romatizmamsı eklem iltihabının çocuklarda görülen bir çeşidi, genellikle 5 yaşında ya da daha büyük yaşta çocuklarda ortaya çıkar. Hastaların çoğunda, yapılan test negatiftir ve hastalık 15 yaşlarına gelindiğinde, etkin olmaktan çıkar. Kireçli omurlar arası bağ iltihabı kadınlardan çok erkeklerde görülür. Özellikle omurgayı ve sağrı-böğür eklemlerini etkiler. Hastalık sonucunda omurlar birbiriyle kaynaşır ve omurga hareketsiz duruma gelir.

İLTİHABA BAĞLI OLMAYAN BAĞ DOKUSU HASTALIKLARI

Eklemlerde ve öbür bağ dokularında, travma; iç salgı bozuklukları, metabolizma bozuklukları, doğuştan biçim bozuklukları, vb. hastalık süreçleri de hastalığa yol açabilirler. Bunların en önemlilerinden biri yozlaştırıcı eklem hastalığıdır (osteoartrit).

Yozlaştırıcı eklem hastalığı: En yaygın eklem iltihabı biçimi olan yozlaştırıcı eklem hastalığı, neredeyse bütün yaşlı erişkinleri şu ya da bu derecede etkiler. Hastaların çoğunda bu hastalıkla ilgili belirtiler ya hiç yoktur ya da azdır ve ancak X-ışınlarıyla omurlarda mahmuz biçiminde niteleyici oluşumlar görüldüğü zaman ya da parmak kemikleri arası uzak eklemlerde kemik çoğalmalarıyla parmaklar düğüm düğüm bir biçim aldığı zaman fark edilir. Bazı hastalarda, mahmuz biçimi çıkıntılar omurilik kanalından çıkarken sinirlere bası yaparak, sinir kökü sendromlarına yol açarlar. Bazılarındaysa kas bağlarındaki gerilmelere ve anormal kas gerginliklerine neden olan, konumu bozulan eklemlerdir. Bunun sonucunda, gün geçtikçe kötüleşen ağrılar ortaya çıkar. Hastalığın şiddetli bir biçimi, kalça eklemlerini etkileyebilir. Yıkıma neden olan süreç, kalça ekleminin hareketinin kısıtlanmasıyla ve çok acı verici ağrılarla sonuçlanıp, önemli bir cerrahi girişimi gerektirebilir. Bu ameliyatta, zarar görmüş doku alınarak yerine plastikten yapılmış yeni bir eklem yerleştirilir.

Hastalıkta yozlaştırıcı süreçler, omurga bağlarını ve omurlar arası diskleri de etkiler. Disk dışarı kayarsa, disk fıtığı (ya da disk kayması) adı verilen belirti ortaya çıkar. Orta yaşlı erkeklerde yaygın olan disk fıtığı genellikle bel omurlarında görülür; sinir kökü tahrişine ve bağların gerilmesine neden olur; sırt ve bel ağrılarına, ayrıca sinirsel aksaklıklara yol açar. Belirtiler hastanın dinlenmeye alınmasıyla ve ağrı dindirici ilaçlarla ortadan kaldırılamıyorsa, diskin cerrahi girişimle alınması gerekebilir.

Bu yozlaştırıcı süreçler, bir ölçüde yıpranmaların ve aşınmaların sonucudur. Öncelikle bedenin ağırlığı taşıyan eklemlerini ve travmaya uğramış ya da anatomik konumları bozulmuş eklemleri etkiler. Ayrıca başka bir eklem iltihabı biçiminden zarar görmüş eklemler, daha sonra yozlaştırıcı eklem hastalığından etkilenmeye yatkındırlar. Heberden düğümleri, sağ elini kullanan insanlarda ve daktiloların parmaklarında daha belirgindir. Travmalar eklem yüzeylerini örten kıkırdakta küçük kırılmalara neden olur, bunun sonucu alttaki ham kemik açıkta kalır. Bunun üstüne, kemik hücreleri kemiğin protein ve polisakarit bileşenlerini yıkan enzimler salgılar. Tarazlanmış kıkırdak parçaları akyuvarlar tarafından yutulabilir, bunun sonucunda da iltihaba yol açan ek bir öğeye dönüşebilirler.3

EKLEM İLTİHABININ TEDAVİSİ

Hastanın yakınmaları dinlendikten sonra beden muayenesinin ve laboratuvar testlerinin incelenmesinden elde edilen sonuçlarla teşhis koyulup, uygun tedavi belirlenir. Enfeksiyon kökenli eklem iltihabı, uygun antibiyotiklerle kolayca iyileştirilebilir. Enfeksiyon kökenli olmayan iltihaplarsa iltihap giderici ilaçlarla tedavi edilir.

Bu ilaçlardan çoğunun (sözgelimi aspirin, indometasin ve ibuprofeninin), iltihaplanmaya aracılık eden prostaglandinlerin bireşimini engelleyerek etki gösterdikleri sanılmaktadır. Bazı kortizon türevleri de güçlü iltihap

engelleyicilerdir; ama, yan etkileri, yararlarını sınırlamaktadır. Bu arada istenmeyen iltihabı engelleyen ilaçların, istenen iltihap yanıtlarını da engelleyebileceğini, bunun sonucunda da sık sık ikincil enfeksiyonlar oluşmasıyla karşılaşılabileceğini unutmamak gerekir. Damla hastalığında olduğu gibi daha özgül tedavi, hastalık yapıcı etkenlerin kesin biyokimyasal mekanizmlarına ilişkin bilgiye dayanır.

Yozlaştırıcı eklem hastalığı, yıpranma ve aşınma kökenine karşın, iltihaba karşı ilaçlar başlığı altında toplanan ilaçlarla tedavi edilebilir. Bu ilaçların öncelikle ağrı dindirici olarak ya da eklem travmasını izleyen ikincil iltihabı azaltarak etki yaptıkları düşünülmektedir.