Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Ev Hayvanları

  • Okunma : 289
Ev Hayvanları Resim

İnsanların evde hayvan besleme alışkanlığı, yabanıl hayvanlardan bazılarını evcilleştirdikleri tarihöncesi çağlara kadar uzanır. Çünkü insan daha o çağlarda bile etinden, çeşitli ürünlerinden ya da gücünden yararlanmak amacıyla çeşitli hayvanları evcilleştirirken, kendisine kolayca alışan bazı hayvanlara karşı özel bir yakınlık duymuştur. Böylece, başlangıçta yarar üstüne kurulan insan-hayvan ilişkisi giderek karşılıklı sevgi ve dostluk bağlarıyla güçlenmiş, insan bazı hayvanları hiçbir çıkar gözetmeksizin, yalnızca hoşlandığı için evinde beslemeye başlamıştır.

    Hayvancılıkla geçinen ilk toplumlardan bu yana, at, inek, koyun gibi hayvanların yavrulaması insanı aileye yeni bir birey katılmışçasına sevindirir. Özellikle çocuklar bu sevimli tay, buzağı ve kuzulara gerçek bir sevgiyle bağlanırlar. Ama kuşkusuz her evcil hayvan evde beslenemez. Öte yandan bazı insanlar aslan, kaplan, jaguar gibi yırtıcı hayvanları daha yavruyken kendilerine alıştırıp evlerinde besleseler bile, bu hayvanlar doğal yabanıl özelliklerini yitirmedikleri için hiçbir zaman evcil hayvan sayılamaz. Evde insan eliyle beslenmeye alışmış bir aslan serbest bırakıldığında kolayca yabanıl yaşamına dönebilir ve aynı yırtıcılıkla av peşinde koşmaya başlar. Oysa evde bakılıp beslenen gerçek ev hayvanları yabanıl atalarının yaptığı gibi kendi başlarına yiyecek, içecek ve barınak bulamazlar. Çok eskiçağlarda evcilleştirilmiş türlerin soyundan gelen ve yabanıl yaşamın kurallarını bilmeyen bu hayvanları sahiplerinin besleyip koruması gerekir.

    Bütün ev hayvanlarının bakımı için geçerli olan birkaç temel kural vardır. Bunlardan ilki hayvanları gerekli ve yeterli yiyeceklerle, ama aşırılığa kaçmadan düzenli olarak beslemektir. İkincisi temiz içme sularını hiçbir zaman eksik etmemek, üçüncüsü de yaşadıkları yerlerin yeterince geniş, havalandırılmış ve temiz olmasına özen göstermektir. Dördüncü kural, hayvanların dolaşmak, koşmak ya da uçmak gibi doğal hareket yeteneklerini yitirmemeleri için gerekli koşulları sağlamaktır. Bu arada bakıcılara düşen en önemli görevlerden biri kuşkusuz hayvanların vücut temizliğine ve sağlığına titizlik göstermek, gerektiğinde aşılarını yaptırmak ve hastalandıklarında bir veterinere götürmektir.

    Günümüzde insanlar evcilleşmemiş ya da hiç alışılmadık ev hayvanlarını da besleme eğilimindedirler. Ama evde yırtıcı bir hayvan beslemek tehlikeli olabilir; yaşadığınız iklime alışkın olmayan ender türlerin bakımı ise özel bilgi gerektirir.

Köpek

Köpek yavrularının katı yiyeceklere yavaş yavaş alıştırılması gerekir. Birkaç aylık olduğunda annesinden ayrılarak eve alman yavrular günde üç öğün süt içmeli ve ıslatılmış bisküvi ya da yulaf unu lapası gibi yumuşak yiyeceklerle beslenmelidir. İki aylık bir köpek yavrusuna kıyma ya da küçük küçük doğranmış et de verilebilir. Yetişkin köpekler için günde iki öğün yemek yeterlidir: Sabahları kuru köpek bisküvileriyle yapılan hafif bir kahvaltı, akşamları da pişirilmiş taze eti bisküvi, ekmek, makarna ya da pilavla karıştırarak hazırlanan asıl et yemeği ya da bir kutu hazır köpek maması. Ara sıra et yerine haşlanmış taze balık vermekte yarar vardır. H atta köpeklerin çoğu çeşitli sebzeler katılarak pişirilmiş yemekleri de severek yer. Köpeklere, özellikle yavrulara, kemirmeleri için iri bir kemik vermek çok yararlıdır. Ama balık kılçığı ya da tavuk kemiği gibi kolayca kırılıp parçalanarak hayvanın gırtlağına batabilecek ince kemiklerden sakınmak gerekir. Köpeğin her susadığında içebilmesi için genişçe bir kapta her zaman temiz içme suyu bulundurmaya da özen göstermelidir.

    Küçük köpekler bir kutunun ya da sepetin içinde uyuyabilirler; iri köpekler için de uygun bir yere sık sık yıkanan temiz bir battaniye serilmelidir. Eğer köpek evin dışındaki bir kulübede bakılıyorsa, kulübenin her zaman temiz ve kuru olması, içine döşenen samandan yatağının sık sık değiştirilmesi gerekir. Evde bakılan köpekieriü her gün bol bol hareket edebilmesi için düzenli olarak dolaştırılması, serbestçe koşup ovnavabüecckleri yerlere götürülmesi çok önemlidir; günlük dolaşma ve hareket gereksinimi köpeğin soyuna göre değişir. Ama ne olursa olsun bir köpek hiçbir zaman bağlı bırakılmamalıdır. Eğer bir bekçi köpeğinin bağlanması gerekiyorsa, iki direk ya da çubuğun arasına bir tel gerip, zincirini bir halkayla bu tele tutturarak hayvanın sağa sola serbestçe hareket edebilmesine olanak sağlanmalıdır.

    Köpeklerin tüylerinin her gün fırçalanması, uzun tüylü köpeklerin tüylerinin ayrıca taranması gerekir. Köpekler ılık suda ve özel köpek sabunları ya da şampuanlarıyla düzenli aralıklarla yıkanmalıdır; banyoların sıklığı hayvanın soyuna göre değişir. Kırlık yerlerde yaşayan uzun tüylü köpeklerin tüylerine takılan dikenli tohumları ve otları da ayıklamak gerekir. Hayvanı rahatsız eden pire ve kene gibi dış asalakların ya da sağlığını bozan bağırsak solucanları gibi iç asalakların bulaşmasını önlemek çok önemlidir. Köpeğin kaybolma olasılığına karşı en iyi önlem, hayvanın tasmasına sahibinin adı ve adresi yazılı bir künye takmaktır.

Kedi

Kediler de köpekler gibi günde iki kez ve olabildiğince çeşitli yiyeceklerle beslenmelidir. En iyisi yağsız çiğ kıyma, çiğ ya da pişmiş akciğer ile karaciğer ve pişmiş balıktır. Kediler genellikle köpeklerden daha çok yemek seçerler; ama yavru kediler çok değişik yiyecekleri severek yemeye alıştırılabilir. Özellikle yemeklerine ara sıra çeşitli yeşil sebzeler katmak yararlı olur. Yalnız patates gibi nişastalı besinler kediler için iyi değildir; tavuk kemikleri ile balık kılçıkları da hayvanın boğazına batabileceği için tehlikelidir. Kediler için de küçük bir kapta her zaman temiz içme suyu bulundurmak ve bu suyu sık sık tazelemek gerekir. Bütün kediler sütten hoşlanmaz. Annelerinden beş ya da altı haftalıkken ayrılan yavru kedileri katı yiyeceklere yavaş yavaş alıştırmalı ve başlangıçta günde üç-dört öğün yemek vermelidir.

    Evin içinde ılık ve rüzgârsız bir yere yerleştirilen yayvan bir sepet ya da yan yatırılmış kapaksız bir kutu kediler için uygun bir yataktır. Bu yatağı döşemeden yüksekçe bir yere koymak ve içine birkaç kat gazete kâğıdı serdikten sonra üstüne yıkanabilir kumaşla kaplanmış yumuşak bir yastık yerleştirmek en iyisidir. Kediler temiz hayvanlardır; bir kutunun içine temiz kuru toprak ya da kum doldurup bırakırsanız dışkılarıyla evin içini kirletmezler. Üstelik kediler sürekli yalanarak tüylerini de temiz tutarlar; yalnız yavru kediler bunu beceremedikleri için, asit borikli (borik asit) ılık suya batırılmış bir pamuk parçasıyla hayvanın ağız, burun ve göz çevresindeki kirleri lıafifçe silmek gerekebilir. Kediniz uzun tüylüyse tüylerini düzenli olarak fırçalayıp taramayı da ihmal etmemelisiniz.

Tavşan

Evde beslenen sevimli tavşanlar aslında doğada yaşarken ekinlere ve ormanlara büyük zarar veren yabani adatavşanlarının evcil soylarıdır. Örneğin pamuk gibi bembeyaz, yumuşacık tüylü Ankara tavşanı da evcil bir adatavşanıdır.

    Tavşanların sağlıklı gelişmesi için, pişmiş patates, yonca, ekmek artıkları, karnabahar yaprakları, marul, karahindiba, taze otlar, maydanoz, kereviz dalları, havuç ve şalgam gibi çeşitli yiyecekler arasından seçilmiş iki öğün yemek vermek gerekir. Bu sebzeler iyice ezilmiş, neredeyse katı bir lapa halinde olmalıdır. Tavşanlarınıza asla soğan, çiğ patates, ravent, yüksükotu, sardunya, kasımpatı, kurtbağrı ve yaz kış yeşil kalan çalı ya da ağaççıkların yapraklarından vermeyin.

    Bir tavşan kafesinin uzunluğu hayvanın uzunluğunun en az dört katı, yüksekliği de üç katı olmalıdır. Bu kafesi ortadan bir bölmeyle ikiye ayırmak gerekir; bu bölmede hayvanların geçebileceği büyüklükte yuvarlak bir delik bırakırsanız tavşanlar uyku bölümü ile gündüz bölümü arasında gidip gelebilirler. Uyku bölümü karanlık olmalı, gündüz bölümü ise ışık alacak biçimde kafes teliyle kapatılmalıdır. Hava esintisi tavşanlar için zararlıdır; bu yüzden kafesi korunaklı ve yerden yüksekçe bir yere koymak en uygunudur. Kafesin tabanını ince tahta yongaları ya da talaşla döşedikten sonra üzerine saman yerleştirmek ve bu örtüyü sık sık değiştirerek kafesin tabanını her zaman temiz tutm ak gerekir. Ayrıca uyku bölümünde tavşanlar için kuru otlardan bir yatak yapılmalıdır. Tavşanlar hareketli hayvanlardır; ara sıra açık havada diledikleri gibi gezinip koşabilmelerine olanak sağlamayı unutmamalısınız.

Evcil Kobay

Kobaylara sabah kahvaltısı olarak içine bolca ekmek ufalanmış süt, öğlenleri de yeşil bitki ve taze sebzeler verilmelidir. Bu bitkiler karnabahar yaprakları ya da kanaryaotu, karahindiba, maydanoz, suteresi ve kuşotu olabilir. Akşamları biraz unla karıştırılmış kepek kuru olarak ya da çok az sulandırılmış lapa halinde verilebilir. Ara sıra değişiklik olsun diye haşlanmış pirinç vermek uygun olur. Su içemedikleri zaman kobayların iştahı azalır. Bu yüzden kafeste her zaman taze su bulundurmak gerekir.

    Kobay kafesi havadar olmalı, ama esintilerden korunmalıdır. Kafesin ön yüzüne küçük delikli kümes teli gerilmeli ve içini kolayca temizleyebilmek için kapısı büyük yapılmalıdır. Kuru saman, ot ya da ince tahta talaşlarıyla hazırlanan yatağı en azından haftada bir kez değiştirmeye özen göstermelidir. Eğer olanak varsa ara sıra hayvanları kafesten dışarı çıkarıp dolaşmalarına izin vermek yerinde olur.

    Uzun tüylü kobayların tüyleri küçük bir fırçayla düzenli olarak fırçalanmalı, ama hiçbir zaman taranmamalıdır. Doğurmaya hazırlanan dişileri doğumdan bir süre önce erkekten ayrı bir kafese almalı ve yavrular sütten kesilinceye kadar ana ile yavrular bu kafeste tutulmalıdır.

Fare

Evde beslenen farelere sabahları yulaf, fazla sulandırılmamış yulaf lapası, kuşyemi ya da bunların karışımı verilebilir. Öğleyin karahindiba yaprakları ya da marul gibi yeşillikler, akşamları da süt ve ekmek en sevdiği yiyeceklerdir. Farenize ara sıra küçük bir parça havuç ya da elma verirseniz bunları kemirmekten hoşlanacaktır.

    Fareler için en uygun barınak, tavşan kafesi boyutlarında büyükçe ve bölmeli bir kafestir. Kafesine tırmanabileceği merdiven ve salıncaklar yerleştirirseniz fareniz hem hareketsiz kalmaz, hem de kendi kendine eğlenir. Kafesin tabanına sürülüp çıkarılabilen çinko bir tepsi yerleştirmek kafesi temizlemeyi kolaylaştırır. Kuru ot ya da samandan yapılan yatağı her hafta yenilemek ve kafesi her temizleyişinizde tabanına saman ya da talaş serpmek uygun olur.

Kafes Kuşları

Kanarya gibi ötücü kuşlar ile gösterişli muhabbetkuşları ve papağanlar en sevilen kafes kuşlarıdır. Kuşlar darı, kenevir, marul, elma, çim tohumu ve kanaryaotu gibi değişik yiyeceklerden hoşlanırlar. Tatlı kolza tohumu kışın kanaryalar için iyi bir yiyecektir. Kuşların içme suları her gün tazelenmeli, yemlikleri de içindeki boş tohum kabukları temizlendikten sonra yeniden doldurulmalıdır. Yemlerine biraz kum ya da minicik taş parçaları karıştırmanız kuşların sindirimine yardımcı olur.

    Ev kuşlarının çoğunu, örneğin güvercinleri, kuşhane denen oda büyüklüğündeki kafeslerde beslemek çok daha iyi sonuç verir. Kuşların rahatça uçabilmesine olanak sağlayan kuşhaneler kapalı bir yapı olabileceği gibi, hayvanları soğuktan ve yağmurdan korumak koşuluyla açık havada da kurulabilir. Kuşhanelerin tel örgüleri kedilerin, farelerin ve öbür kuş düşmanlarının giremeyeceği kadar sağlam ve küçük gözlü olmalı, tabanı da kum ya da çimle döşenmelidir. İnce ve körpe dallar kolayca kırılabileceğinden tüneklerin kalın dallardan yapılması gerekir.

    Kafesin doğrudan güneş ışığı alması ya da rüzgârda kalması kuşlar için zararlıdır; bu yüzden kafesleri pencere önüne asmayın. Kuşlar için temiz ve serin bir hava, çok sıcak bir odadan daha iyidir. Papağanlar ve muhabbetkuşları odanın içinde uçmaktan hoşlanırlar; ama kuşları kafesten çıkarmadan önce bütün kapı ve pencereleri kapatmayı unutmayın.

    Kuşlar kafese yerleştireceğiniz küçük bir su kabında banyo yapmaktan çok hoşlanırlar. Yumurtaları için yuva yapacakları zaman da kafese bolca yumuşak ot ve saman koymanız yerinde olur. Ayrıca, kuş satan dükkânlarda özel olarak yapılmış kuluçkalıklar da bulabilirsiniz.

    Evinizde hayvan beslemeye karar verdiğiniz zaman o canlının bütün sorumluluğunu üstlendiğinizi bilmeniz gerekir. Bilgisizlikten ileri gelen yanlışlar kötü bakım kadar ağır sonuçlar doğurur. Bu nedenle, beslediğiniz hayvanla ilgili özel bakım kitaplarını okumanız, bir veterinere, ev hayvanları satan dükkânlara ya da o konuda bilgisi olan kişilere danışmanız yerinde olur. Sahibi hayvanın bütün gereksinimlerini bilmedikçe ona gerektiği gibi bakamaz. Evde hayvan beslemek özel bir dostluk ilişkisidir; zamanla dostunuzun bütün davranışlarını tanımaya başlayacak ve ne yapmanız gerektiğini en iyi siz bileceksiniz. Unutmayın ki, iyi bakılıp sevilen mutlu ve sağlıklı bir ev hayvanı insanın iyi bir can dostudur.

Ev Hayvanları Resimleri