Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Kur'an

  • Okunma : 574

Kur'an, İslâm'ın kutsal kitabı. Hz. Muhammet'e Cebrail adlı melek aracılığı ile vahyolunan Kur'an, İslâm inancında "Kelamullah" (Tanrı sözü) olarak kabul edilir. Yalnızca İslâm dininin ibadet, inanç konularıyla ilgili hükümlerini dile getirmez; yalnızca öteki dünyayla ilgili "ahiret" düzenleri önermez. İnsan ilişkilerinde, asıl dünya düzenine önem verir ve dünya işlerini İslâm dini açısından ele alarak en doğru yolların seçimi konusunda buyruk ve önerilerde bulunur.

Hz. Muhammet'e ilk vahiy, kırk yaşındayken Mekke'de, Hira dağındaki mağarada yalnızlığa çekildiği sırada 610'da gelmiş (bu vahiy "oku!", arapçası "ikra" buyruğuyla başlıyordu), sonra vahiyler, birbirini izleyerek bütün peygamberliği süresince inmiştir. İslâm geleneğinde ilk ayetin Tanrı katından indiği geceye "Kadir gecesi" denir. Ramazan ayının 27. gecesi olan, İslâm • geleneğinde ayrı bir kutsallık tanınan bu gecede, her türlü günahtan uzak durulur, Kur'an okunur ve Tanrı'ya ibadet edilir.

Kur'an'ın tümü 114 sureden oluşmuştur. Bu 114 sure içinde 6 666 ayet vardır. Surelerin inişi rastgele olmamış, hemen her sure, o günkü Arap toplumunun yaşadığı bir soruna, bir olaya, bir zorluğa çözüm getirmek için vahyedilmiştir. Sureler, Peygamber'e bazen tam bir bütün olarak, bazen bölüm bölüm indirilmiştir.

Hz. Muhammet'in çevresinde her zaman bir dinleyiciler topluluğu bulunuyordu. Ayrıca vahiy kâtipleri de vardı. Peygamber, kendisine indirilen sure ya da ayetleri o anda çevresinde bulunanlara okur, dinleyiciler içinde bulunan hafızlar bunları yinelerler, ezberlerler, vahiy kâtipleri de papirüsler ve deriler üstüne yazarlardı.

Hz. Muhammet'in ölümünden sonra Halife Ebubekir, Kur'an surelerini belirli sayfalarda toplattı ve Kur'an'ın ilk yazılı metni, sayfalar halinde ortaya çıktı (bunlara "Sühuf" adı verilir). Ama iki yıllık halifeliği süresinde bu işi tamamlatıp sureleri tam bir kitap haline getiremedi. Ölümünden sonra ikinci halife Ömer, Kur'an surelerinin ve ayetlerin toplanması işine ayrı bir önem verdi. Hafızları ve yazılı metinleri bir araya getirerek, bütün sureleri önce yazıya geçirtti. Bu derlemeden, aralarında bazı farklılıklar olan birkaç Kur'an nüshası ortaya çıktı. Ömer'in ölümünden sonra, ücüncü halife Osman da, Kur'an nüshalarını bir kez daha elden geçirtti. En güvenilir nüshanın Zeyd'in elindeki nüsha olduğunda tam bir anlaşmaya varıldı. Hafızların, vahiy kâtiplerinin ve Hz. Muhammet'ten vahiyleri dinleyenlerin tanıklıklarıyla, Zeyd nüshası yeniden gözden geçirildi. Vahiy tarihleri, vahiy nedenleri inceden inceye belirlendi. Öbür nüshalar ortadan kaldırıldı ve herkesin üstünde tam bir anlaşmaya vardığı nüsha, hattatlara verilerek çoğaltıldı.

Kur'an'a giren konular genel olarak üç başlık altında toplanabilir: İnanç ve ibadetle ilgili konular; toplum düzenini, insan ilişkilerini, toplum kuruluşlarını inceleyen konular; eğitim-öğretim, bilim, ahlâk konularını ve bu konularla insanlar arasındaki bağlantıları açıklayan konular.

Bütün bu konular, genellikle iki açıdan (kuramsal ve uygulamalı) ele alınır. Yani her konu, hem kuramsal gerçekler bakımından, hem de uygulama yönünden incelenir.

Kur'an, Hz. Muhammet'in konuştuğu Arap dilinde gönderilmiştir. Ancak bu, onun yalnızca Arap ulusuna gönderildiği anlamına gelmez. Allah, evrenselliğine uygun bir biçimde, Kur'an'la bütün insanlığa seslenmiş, bu sesleniş yanıtsız kalmamış, nitekim ana dili Arapça olmayan pek çok ülke İslâm dinini kabul ederek, Kur'an'ı kutsal kitap olarak benimsemiştir.

Kur'an, İslâm bilimleri içinde birkaç bilim dalının konusu olmuş, inananlara anlayışta kolaylık getirecek birtakım açıklamalarla desteklenmiştir. Bu açıklamalar önce Kur'an'ı doğru ve anlam değiştirmeden okuyabilmek için Arap abecesinin gerektirdiği "hareke" adı verilen yazı işaretleri kullanılarak yapılmıştır. Harflerin üstüne, altına, yanına eklenen bu işaretlerle, Kur'an'ı doğru okuma yöntemleri (tecvit bilimi) doğmuştur.

Bu biçim çalışmalarının dışında, Kur'an'ın yorumlamalarından doğan tefsir, hukuk hükümlerini açıklayan fıkıh, ahlaksal ve manevi hükümlerini yorumlayan kelam bilimleri ve elyazması Kur'an'ları geliştiren hat sanatı, hep Kur'an'ın varlığından kaynaklanmıştır.

Kur'an bütün dünya dillerine çevrilmiş, cumhuriyet döneminde Türk abecesiyle, Türkçe ve Arapça nüshaları basılmıştır.