Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Lübnan

  • Okunma : 210
Lübnan Resim

Akdeniz ’in doğu kıyısında dağlık bir Arap ülkesi olan Lübnan Cumhuriyeti, İsrail ve Suriye ile komşudur. Yüksekliği bazı noktalarda 3.000 metreyi bulan Lübnan Dağları ülkenin ortasından bir omurga gibi geçer. Lübnan Dağları’yla ülkenin doğu sınırındaki Cebelü’ş-Şarki arasında Asi ve Litani ırmaklarıyla beslenen verimli Bikaa vadisi yer alır. Ortadoğu’daki birçok ülkenin tersine Lübnan bol yağış alır. Kıyılarda iklimin ılıman olmasına karşılık, iç bölgelerde kışın dağlar karla kaplanır.

    Lübnan halkının büyük çoğunluğu tarihsel Sur ve Sayda limanlarını kuran Fenikeliler’in soyundan gelir. Bölgenin doğal yapısı dolayısıyla yüzyıllardır buraya sığınan çeşitli etnik topluluklar Lübnanlı Araplar’la karışarak bugünkü Lübnan halkını oluşturmuştur. 1930’larda Hıristiyanlar çoğunluktayken,
günümüzde Müslümanlar’ın sayısının daha çok olduğu sanılmaktadır. Lübnanlı Hıristiyanların büyük bölümü Katolik Kilisesi’nin bir kolu olan Maruni Kilisesi’ne bağlıdır. Ülkede resmi dil, halkın çoğunluğunun konuştuğu Arapça’dır. Fransızca ve İngilizce de oldukça yaygındır.

    1974’ten sonra Lübnan’ı ikiye ayıran iç savaş, büyük ölçüde ticarete dayanan ekonomik yaşamı felce uğratmıştır. Çoğunluğu kıyı ovasında ve Bikaa vadisinde yer alan toprakların beşte ikisi ekilebilir durumdadır. Ne var ki, özellikle 1981’den sonra toprakların çok az bir kesiminde çiftçilik yapılabilmiştir. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa ve çeşitli sebzeler ile başta turunçgiller ve muz olmak üzere çeşitli meyvelerdir. Ülke kömür ve maden yatakları açısından yoksuldur; sanayisi de gelişmemiştir. Irak ve Suudi Arabistan’dan gelen petrol boruhatları Lübnan’ı boydan boya geçerek kıyıdaki Trabulus (Trablusşam) ve Sayda’ya ulaşır. Elektrik üretimi ve toprakların sulanması için gereken su Litani Irmağı’ndan sağlanır.

Tarih

Lübnan’ın bilinen tarihi İÖ 3000 yıllarında bölgeye geldikleri sanılan Fenikeliler’le başlar. (Lübnan’ın Fenike döneminden İÖ 64’te Roma egemenliğine girişine kadarki tarihi FENİKE maddesinde anlatılmıştır.) Roma’nın ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma’nın (Bizans) sınırlarının içinde kalan Lübnan 7. yüzyılda Araplar’ın eline geçti. 11. yüzyıldaki Haçlı Seferleri sırasında ise Haçlılar’ın kurduğu Trablus Kontluğu ve Kudüs Krallığı arasında paylaşıldı. Bu devletlerin 12. yüzyılda Müslümanlar’ca yıkılmasının ardından, 13. yüzyıl sonlarında Lübnan’a Memlûklar egemen oldu. Yavuz Sultan Selim’in 1516’da Memlûklar’ı yenmesiyle birlikte Lübnan Osmanlı egemenliğine girdi. 1842-45 arasında yeni düzenlemeler getiren Osmanlı Devleti, Lübnan’ı biri Dürziler’in (Müslüman), öbürü Maruniler’in yaşadığı iki kazaya böldü. 1860’ta Dürziler ile Maruniler arasında çatışmalar çıktı. Osmanlı Devleti’nin çatışmaları bastırmasına karşın, Fransa olaya müdahale etti. Lübnan, Osmanlı Devleti’ne bağlı ayrıcalıklı bağımsız bir sancak oldu.

    Lübnan’da Osmanlı yönetimi I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar sürdü. Savaş bitince, Fransız askeri yönetimine giren Lübnan, 1920’de Suriye’yle birlikte Fransız mandası oldu. Fransa 1921’de bugünkü Lübnan’ın sınırları içinde kendi denetimindeki Lübnan Devleti’ni kurdu. 1926’da Lübnan, devlet başkanına geniş yetkiler tanıyan parlamenter bir cumhuriyet oldu. Ülkenin bağımsızlığı 1936’da tanındıysa da Fransız Parlamentosu bunu onaylamadığı için gerçek bağımsızlığını ancak II. Dünya Savaşı’nın sonunda kazanabildi.

    Lübnan, bağımsızlıktan bu yana tarihinin büyük bölümünde karışıklıklara sahne oldu. Bazı Lübnanlılar ülkenin batıyla bağlantılı olmasını isterken, bazıları da ülkenin öbür Arap devletleriyle sıkı bağlar kurmasını istiyordu. 1952’de yönetime gelen batı yanlısı grup, 1957’de cumhurbaşkanı seçimleri sırasında başlayan Müslüman-Hıristiyan çatışmasının bastırılması için ABD’den ülkeye asker göndermesini istedi.

    ABD birliklerinin ayaklanmayı yatıştırmasından sonra da Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki gerginlik sona ermedi.

    Lübnan’da yönetimin Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasında bölüşülmesine karşın, Lübnan cumhurbaşkanı her zaman için Maruni Hıristiyanlar’dan seçiliyordu. Çekişmeler 1974’te iç savaşa dönüştü. Savaş 1976’da Suriye ağırlıklı bir Arap barış gücü birliğinin Lübnan’a girmesine kadar sürdü. İkiye ayrılan ülkenin kuzeyi Hıristiyanların, güneyi ise Müslümanlar’ın denetimine girdi.

    Lübnan, Arap-İsrail savaşlarına asker göndermemiş olmakla birlikte 1960’larda çok sayıda Filistinli göçmenin ülkeye sığınması yeni sorunlara neden oldu. (1973’te Lübnan’da yaşayan her 10 kişiden biri Filistinli’ydi.) Lübnan’ı Filistinliler’i korumakla suçlayan İsrail, bu gerekçeyle 1968’den beri Lübnan’daki Filistinliler’e yönelik silahlı baskınlarda bulunmaktadır. 1975’te Tel Zaatar Filistin kampını havadan bombaladı. 1978’de de Güney Lübnan’ı istila etti. 1982’de ise Filistinliler’in Sabra ve Şatilla kamplarını bombaladı, Beyrut’u kuşatma altına aldı. Filistinli gerillaların uluslararası bir gücün denetiminde aynı yıl Beyrut’u terk etmelerinden sonra da Lübnan’da asker bulundurmayı sürdürdü.

    Günümüzde Lübnan sorununa hâlâ siyasal bir çözüm bulunamadığı için Ortadoğu’da barışı tehlikeye atan çatışmalar sürmekte ve binlerce insanın ölümüne yol açmaktadır.

Lübnan’a İlişkin Bilgiler

Yüzölçümü: 10.230 km2.

Nüfus: 2.828.000 (1988).

Yönetim: Bağımsız cumhuriyet.

Başkent: Beyrut.

Doğal Yapı: Ülke, verimli bir vadiyi çevreleyen, birbirine paralel iki dağ sırası ile bunların önünde yer alan dar bir kıyı ovasından oluşur.

Önemli Kentler: Beyrut, Trabulus (Trablusşam), Sayda, Zahle.

Başlıca Ürünler: Buğday, arpa, meyve, sebze.

Eğitim: 5-9 yaşları arasında zorunludur.

Lübnan Resimleri