Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Prens Adaları

  • Okunma : 226
Prens Adaları Resim

Prens Adaları, Marmara Denizi’nin kuzeydoğusunda, İstanbul kentinin Anadolu yakası açığında yer alan ve dokuz adadan oluşan bir takımadadır. Kentin Anadolu yakası kıyısına paralel olarak kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda dizilen ve kısaca Adalar diye adlandırılan bu takımadalardan en büyüğü Büyükada’dır. Öteki sekizi ise Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Kaşıkadası, Tavşanadası, Sedefadası, Yassıada ve Hayırsızada olarak da bilinen Sivriada’dır. Adalar, yönetsel açıdan İstanbul iline bağlı bir ilçedir. Adalar ilçesinin merkezi Büyükada’dır. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi sınırları içinde bulunan Adalar’ın yüzölçümü 11 km2’dir. Nüfusu ise 1985’te 14.785’ti.

    Adalar jeolojik yapı bakımından Kocaeli Yarımadası’nın bir parçasıdır. Yarımada üstünde aşınmaya karşı dirençli bazı kayaçlardan oluşan tepelik alanların Marmara Denizi’nin yükselmesinden sonra suyun üstünde kalan bölümleri takımadaları oluşturmuştur. Topraklarının genellikle kızıl renkli olması nedeniyle Türkler tarafından “Kızıl Adalar” olarak adlandırılan bu takımadalar, uzun bir süre “Papaz Adaları” adıyla da anılmıştır. Bunun nedeni, Ortodoks mezhebinde din adamı yetiştirmek amacıyla Heybeliada Papaz Mektebi adıyla 1844’te öğretime açılan okuldur. Bu adaların en büyükleri olan Büyükada eskiden Prinkipo ve Pityoussa, Heybeliada ise Halkis ya da Halki ve Khalkitis adlarıyla anılırdı.

    Yassıada uzun bir süredir askeri amaçla kullanılmaktadır. Sivriada ile Eşekadası olarak da bilinen Tavşanadası ise yerleşim yerleri olmayan ıssız adalardır.

    İlk kez Roma döneminde yerleşildiği bilinen Adalar’da daha sonraki Bizans döneminde birkaç balıkçı köyü vardı. Bizans döneminde prensler ile prenseslerin buraya sürgün edilmesi nedeniyle “Prens Adaları” adıyla anıldı. Adalar, daha çok batılılar tarafından Prens Adaları olarak adlandırılır. Bu takımadalar, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u alması sırasında Osmanlı topraklarına katıldı. Adalar’daki yerleşim yerleri birer balıkçı köyü olma niteliğini 19. yüzyıl ortalarında yitirmeye başladı. Bunun başlıca nedeni, 1846’dan sonra düzenli vapur seferleriyle Adalar’ın İstanbul kentiyle bağlantısının sağlanmasıydı. Bu yüzyıl sonlarında yavaş yavaş bir sayfiye yeri haline gelmeye başlayan Adalar'a, İstanbul’da yaşayan azınlıklar ile Türkiye’de yaşayan ve levanten denen batılılar tarafından bazı bahçeli, yazlık konutlar ve köşkler yaptırıldı. Cumhuriyet döneminde varlıklı Türkler tarafından da sayfiye yeri olarak kullanılmaya başlayan Adalar, eski yapıları ve eşsiz güzellikleriyle İstanbul’un başlıca dinlenme ve gezi yerlerindendir.

    Kızıl çamlarla kaplı bu takımadaların en yüksek noktası olan ve Büyükada’da yer alan 202 metre yüksekliğindeki Yücetepe’de bir kır gazinosu vardır. Aya Yorgi Tepesi olarak da adlandırılan bu yüksek noktaya açık bir havada çıkıldığında öteki adalar, Marmara Denizi, İstanbul ve hatta Yalova kıyıları rahatlıkla izlenebilir. Son yıllarda deniz otobüsü seferleri de yapılan Adalar’ın nüfusu yazlığa gelenler nedeniyle yazın birkaç kat artar. Adalar’daki başlıca gezi alanları Büyükada’daki Dilburnu, Heybeliada’daki Değirmenburnu orman içi dinlenme yerleri ile Burgazada’daki Kalpazankaya yöresidir. Yörük Ali ve Nizam adıyla anılan plajları olan ve eskiden tertemiz koylarında denize girilen
Adalar kıyıları, son yıllarda Marmara Denizi’nde görülen kirlenmeden büyük ölçüde etkilenmiştir. Belediye hizmetleriyle öteki resmi hizmetlerin karşılanması amacıyla çalıştırılanların dışında motorlu araç çalıştırılmayan Adalar’da ulaşım faytonlarla sağlanır. Gezi amacıyla Adalar’a gelenler fayton turları ve çocuklar için büyük eğlence kaynağı olan eşek gezileri yaparlar.

    Turizm açısından büyük değer taşıyan Adalar’da bazı önemli kurumlar da vardır. Bunların başlıcaları, ülkemizin ilk sanatoryumu olan ve 1924’te açılan Heybeliada Sanatoryumu ile Deniz Kuvvetleri’ne bağlı Heybeliada Deniz Lisesi’dir. Ünlü edebiyatçılarımızdan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Heybeliada’daki, Sait Faik Abasıyanık’ın Burgazada’daki evleri müze haline getirilmiştir.

Prens Adaları Resimleri