Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Balyan Ailesi

  • Okunma : 297

BALYAN AİLESİ, 19. yüzyılda düşünce ve uygulamalarıyla Osmanlı mimarlığını etkileyen ve yönlendiren mimarlar yetiştirmiş Ermeni kökenli bir ailedir. Baba, oğul ve torunlar olmak üzere birkaç kuşak Osmanlı Sarayı hizmetinde ya da saraya yakın çevrelerde mimarlık yapmışlardır. Son dönem Osmanlı mimarisinde etkili olmaları ve gösterdikleri başarı, kuşkusuz babadan oğula ve torunlara aktarılan deneyim birikiminden kaynaklanmıştır.

Balyan ailesinin ilk kuşakları Osmanlı kültür ve geleneği içinde yetişmiştir. Bu ortam içinde gelenek ve göreneklere uygun olarak mesleği en alt basamaktan, çıraklıktan başlayarak öğrenmişlerdir. 19. yüzyılın birinci yarısında, değişen koşullan ve çağının gereksinimlerini önceden sezen Garabet Amira Balyan oğullarını mimarlık eğitimi için Paris’e gönderdi.

Balyanlar geleneksel Osmanlı mimarlığına yenilik getirirlerken, Avrupa mimarlığında o dönemde egemen olan seçmeci tutumu izlemişlerdir. 19. yüzyılda Avrupa’da da mimarlık alanında çeşitli üsluplar bir arada deneniyordu. Osmanlı Devleti birçok alanda yenileşme hareketleri içindeydi. Batıya açılmanın büyük boyutlar kazandığı bu evrede Balyan ailesi Osmanlı mimarlığında söz sahibi oldu.

Krikor Balyan (1764-1831), Balyan mimarlar ailesinin ilk kuşağının en önemli kişisidir. III. Selim ve II. Mahmud’un padişahlığı döneminde yapılan başlıca kamu yapılarının ve sarayların mimarıdır. Selimiye Kışlası (İstanbul, 1800), Nusretiye Camisi (İstanbul, 1826), Davutpaşa Kışlası (İstanbul, 1827) onun yapıtlarıdır. Kardeşi Senekerim Balyan çalışmalarını Krikor Balyan ile birlikte sürdürmüş, onun ahşap olarak yaptığı Beyazıt Kulesi’ni yandıktan sonra yeniden bugünkü şekliyle yapmıştır.

Garabet Amira Balyan (1800-66), Krikor Balyan’ın oğludur. İstanbul kentinin görünümünü değiştiren önemli yapılar gerçekleştirmiştir. II. Mahmud, Abdülmecid ve Abdülaziz döneminde mimarlık yapmıştır. Ortaköy Camisi (İstanbul, 1854), Dolmabahçe Sarayı (İstanbul, 1856), Harbiye Okulu (İstanbul) ve II. Mahmud’un türbesini yapmıştır. Bunlardan başka birçok kilise ve fabrikanın da mimarıdır.

Nkogos Balyan (1826-58), Garabet Balyan’ın üç mimar oğlundan birincisidir. Kardeşi Sarkis’le birlikte Paris’e giderek mimarlık eğitimi gördü. Ama hastalığı nedeniyle İstanbul’a dönmek zorunda kalarak babasının yanında mimarlık deneyimini artırdı. Abdülmecid’in sanat danışmanlığını da üstlenen Nkogos Balyan yerli ustalara Avrupa mimarlığını tanıtmak amacıyla bir okul kurdu. Beşiktaş’taki Ihlamur ve Küçüksu kasırlarını da o yapmıştır.

Sarkis Balyan (1835-99), ağabeyi Nkogos Balyan’ın hastalığı yüzünden İstanbul’a dönmek zorunda kaldı, ama daha sonra yeniden Paris’e giderek École des Beaux Arts’a kabul edildi. İstanbul’a döndükten sonra babasının ve ağabeyinin çalışmalarına katıldı. II. Abdülhamid döneminde kendisine yöneltilen siyasal suçlamalar karşısında Avrupa’ya gitmek zorunda kaldı. İstanbul’a 15 yıl sonra dönen Sarkis Balyan büyük yapıları kısa sürede bitirmesiyle tanındı. Beylerbeyi Sarayı (İstanbul, 1865), Çırağan Sarayı (İstanbul, 1871), Valide Sultan Camisi (İstanbul, 1876), Galatasaray Lisesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi başlıca yapıtlarıdır.

Agop Balyan (1838-75), Garabet Balyan’ın üçüncü oğlu ve Balyan ailesinin son temsilcisidir. Paris’te mimarlık eğitimi gördükten sonra Venedik’te incelemeler yaptı; ayrıca babasının deneyimlerinden yararlandı. İstanbul’daki Valide Sultan Köşkü’nü Agop Balyan yapmıştır. Güzel sanatların mimarlık dışındaki dallarıyla da uğraşan Agop Balyan özellikle tiyatronun gelişmesi için çalıştı.