Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Kınkanatlılar

  • Okunma : 230
Kınkanatlılar Resim

Kınkanatlılar, tür sayısı 250 bini aşan en geniş böcek takımıdır. Biçimleri çok değişse de, topluiğne başı kadar küçük, yumruk kadar iri türleri bulunsa da kınkanatlıları tanımak kolaydır. Çünkü bu böceklerin kalınlaşmış olan ön kanat çifti, arka kanatları tümüyle örterek koruyan birer kına dönüşmüştür. Yalnızca kınkanatlılarda görülen koruyucu kanatlar, genellikle sırtın ortasında düz bir çizgi boyunca birleşir. Bu takıma verilen Coleoptera bilimsel adı da “kın kanatlılar” anlamına gelmektedir. Bazen tahtakuruları kınkanatlılarla karıştırılır. Ama kınkanatlıların güçlü ısırıcı çenelerinin yerine tahtakurularının besinlerini emerek almalarına yarayan sivri uçlu gagaları vardır.

    Kınkanatlılar uçarken koruyucu ön kanatlarını kaldırıp, zarsı arka kanatlarını açarlar. Bir zamanlar uçamayan hiçbir kınkanatlı yoktu. Ama sonradan bunların birçoğu uçmayı bırakıp tümüyle yerde yaşamaya başlamıştır.

    Kınkanatlıların çoğu yaklaşan tehlikeyi hemen görebilse bile koku alma duyuları çok daha büyük bir önem taşır. Özellikle duyargalarında yoğunlaşan koku alma organları besinlerini bulmaya, türdeşlerini tanımaya yardımcı olur. Ateşböceklerinin yaydığı ışık erkek ile dişinin birbirini bulmasına da yarar.

    Birçok kınkanatlı iki gövde bölümünü birbirine sürterek ses çıkarır. Bir kemanın tellerine sürtünen yay gibi bacakların karşısına gelen tırtıklı gövde yüzeyine sürtünmesi kınkanatlılar arasında oldukça yaygın bir ses çıkarma yöntemidir. Saatböceği (X'estobium rufovillosum) başını genellikle tahta ya da oduna vurarak bir takırdama sesi çıkartır. Bunun çiftleşmeye bir çağrı olduğu sanılmaktadır.

    Kınkanatlılar arılar ve kelebekler gibi yumurtadan, yapı ve biçim bakımından erişkine hiç benzemeyen bir larva olarak çıkarlar. Bu larvalar bütün zamanlarını beslenmekle geçirir, geliştikçe içine sığamadıkları derilerini atarak yeniler, yeterli olgunluğa eriştikten sonra pupa evresine girerler. Pupa evresi böceğin hareketsiz kaldığı ama büyük bir dönüşüm geçirerek başkalaşmaya uğradığı bir dönemdir. Kınkanatlılar bu evreden erişkine benzer biçim ve yapısını kazanarak çıkar.

    Kınkanatlıların çoğu, yumurtalarını larvaların bolca besin bulabilecekleri yerlere bırakmaya özen gösterir. Çoğu türün larvası bitkilerin yaprak, çiçek, sap ve kökleriyle ya da ağaçların odunuyla beslendiğinden yumurtlama yerinin bulunması hiç de zor değildir.

    Ama bazılarının yumurtlayacağı yeri arayıp bulması, uğraşıp hazırlaması gerekir. Örneğin bokböcekleri memeli hayvanların dışkısının altında ya da yakınında oyuklar açarak, yumurtalarını içine bırakır ve larvalarına yiyecek sağlamak amacıyla oyuğun ağzını dışkıyla kapatırlar. Eski Mısırlılar’ın kutsal saydığı bokböcekleri hazırladıkları dışkı topaklarını önceden kazdıkları deliklere yuvarlayarak üstlerine yumurtlar. Gömücü böcekler adıyla tanınan birçok leş böceği de bokböceklerine benzer bir davranış gösterir. Ölmüş küçük hayvanların altını kazarak toprağa gömülmelerini sağlayan gömücü böcekler, yumurtalarını gömdükleri leşlerin üstüne bırakır. Böylece larvalar yumurtadan çıkar çıkmaz hazır bir besinle karşılaşır. Yavruların yaşama şansını yükselten besini bol ve korunaklı yerler hazırlayan tüm bu böcekler çok az sayıda yumurta bırakır.

    Ama kantarisler ya da yakı böcekleri ve aynı gruptan adlarını salgıladıkları kötü kokulu, yağlı bir maddeden alan yağ böcekleri 10 bin dolayında yumurta bırakabilirler. Birçok yakı böceği türünün yumurtalarından çıkan küçük larvalar, önce arı yumurtasıyla, sonra bal ve çiçektozuyla beslenmek zorundadır. Arı kovanına girmek için bir çiçekte balözü ve çiçektozu toplamaya gelecek arıları bekler, gelen bir arının tüylü gövdesine tutunarak kovana ulaşırlar. Larvaların uygun çiçeği ve uygun arıyı bulmaları çok zor olduğu için dişiler binlerce yumurta bırakır.

Zararlı Kınkanatlılar

En zararlı kınkanatlılardan biri olan patates böceği (Leptinotarsa decemlineata), Kuzey Amerika'dan patates tarımının yapıldığı hemen her yere dağılmıştır. Bu türün hem larvası, hem de erişkini patates bitkisinin yapraklarını, saplarını ve hatta bazen köklerini bile yer. Patatesböceği, içerdiği 25 bini aşkın türle en geniş kınkanatlı gruplarından birini oluşturan yaprakböceklerinin (Chrysomelidae familyası) üyeleri arasındadır. Aynı familyada yer alan şalgamböceği (Cassida vittata) ve kavak yaprakböceği (Chrysomela populi) gibi türler, adını aldıkları bitkilerin yapraklarını yiyerek büyük zararlara yol açar. Yaprak böceklerinin birçoğu oldukça küçüktür ve tehlike karşısında ölü taklidi yaparak ya da pire gibi zıplayarak düşmanlarının elinden kurtulmaya çalışır.

    Tür sayısı 25 bin dolayında olan teke böcekleri (Cerambyc'ıdae familyası) de özellikle orman ve meyve ağaçlarına zarar veren birçok türü içerir. Çok daha iri olan bu böcekler kalın ve iyice uzamış antenleriyle dikkat çeker. Kabuk böcekleri (Scolytidae familyası) genellikle kök, gövde, dal gibi bitkilerin odunlaşmış bölümlerini oyarak zarar verir. Uzunlukları çoğu kez yarım santimetrenin altında, gövdeleri silindir biçiminde, duyargaları kısa, renkleri siyah ya da kahverengidir.

    Yaklaşık 40 bin türden oluşan hortumlu böceklerin (Curculionidae familyası) birçoğu tarım ve orman bitkilerinin en önemli zararlıları arasında yer alır. Başı hortum gibi uzamış olan bu böcekler duyargalarını hortumda bulunan oluklara yatırabilirler. Çoğunun uzunluğu 6 milimetreyi geçmez. Ama bazılarının uzunluğu 8 santimetreyi bulur. Ağızları hortumun ucundadır. Hortumları yalnızca bitki dokularını delmeye ve beslenmeye değil, yumurtaları için oyuklar açmaya ve yumurtaları bu oyuklara itmeye de yarar. Adlarını en çok zarar verdikleri bitkilerden alan türler arasında pamuk hortumlu böceği (Anthonomus grandis), buğdaybiti (Calandra grcınaria), fındıkkurdu (Balaninus nucum) ve kestanekurdu (Curculio elephas) sayılabilir. Huşağacı, kızılağaç, kavak gibi ağaçların, çeşitli meyve ağaçlarının ve asmaların yaprak saplarını kesen sigaraböceği (Byctiscus betulae) de hortumlu böceklerdendir.

    Saat böceği ve tahtakurdu (Anobium punctatum) ahşap malzemeye, halıböceğinin (Anthrenus cinsi) obur larvaları, kürk, mobilya, halı ve kilime büyük zarar vererek değerli ev ya da giyim eşyalarını kullanılamaz hale getirebilir. Halı böceklerinin erişkinleri uğurböceğine benzer.

    Un böceklerinin (Tenebrio cinsi) un kurdu denen larvaları ve taklaböceklerinin (Elateridae familyası) telkurdu denen larvaları toprağın altında bitki kökleriyle beslenerek yaşamlarını sürdürürler. Taklaböceklerinin göğüs bölümünün ortasında menteşeye benzeyen eklemli bir yapı sıçrayarak takla atmalarını sağlar. Bu böceklerin yakın akrabası olan süslü böcekler (Buprestidae familyası) sıçrayamaz, ama hızlı uçarlar. Hem taklaböcekleri, hem de süslü böcekler metal parlaklığında canlı renkleriyle dikkat çekerler.

    Bokböceklerinin akrabası olan mayısböcekleri larva evresinde bitki köklerini, erişkin evresinde yaprakları kemirerek zarar verir.

Zararsız ve Yararlı Kınkanatlılar

En tanınmış kınkanatlılardan olan uğurböcekleri, bitkilere büyük zarar veren yaprakbitlerini ve kabuklu bitleri oburca yiyip tükettiği için çok yararlı sayılır.

    Kınkanatlıların önemli bir bölümü evlerde, çalılıklarda, orman toprağında, kuş yuvalarında ve benzer yerlerde toplanmış artık ve döküntüleri yiyerek beslenir. Bunlar arasında bulunan kısakanatlılar (Staphylinidae) ince yapılı gövdeleri ve gövdelerinin ancak yarısına yakın bir bölümünü kapatan kınkanatlarıyla kolayca tanınırlar. Çoğu çok küçüktür. Gömücü böcekler de bazen sıçan iriliğinde leşleri gömüp ayrışmaya bıraktıkları için yararlıdırlar.

    Çok hızlı hareket eden parlak renkli kum böcekleri ya da kaplanböcekler (Cicindelidae familyası) sıcak, kumlu yerlerde, güneşin en sıcak saatlerinde uçarken görülebilir. Yerdeki bir oyukta yaşayan larvaları başlarını oyuktan dışarı çıkararak, yakından geçen öbür böcekleri yakalayıp yer. Koşucu böcekler (Carabidae familyası) de benzer bir davranış gösterir, beslenmek için küçük canlıları ararlar. En irileri yaklaşık 5 cm uzunluğunda, en küçükleri de topluiğne başından biraz büyüktür. Taş altlarında, dar yarıklarda ve bitki döküntüleri arasında barınan bu böceklerin hem larvaları, hem de erişkinleri geceleri ortaya çıkar. Osurgan böcek ya da bombacı böcek adlarıyla tanınan bazı türleri tehlike karşısında karın bölümlerinin arka ucundan kötü kokulu bir sıvı püskürtür.

    Kınkanatlıların birçok familyasını oluşturan suböceklerinde gövdenin alt bölümü oval ve düz, duyargalar kısa ya da çok ince, ön bacaklar kısa, kürek gibi kullanılan arka bacaklar tüyle kaplıdır. Orta bacak çifti genellikle su bitkilerine tutunmaya, ön bacak çifti avlarını yakalamaya yarar. Avları bir böcek olabileceği gibi kurbağa larvası (iribaş) ve küçük balıklar da olabilir. Suböceklerinin bir bölümü ise su bitkileriyle beslenir. Tüm suböcekleri hava almak için su yüzeyine çıkmak zorundadır. Bu böcekler sık sık sudan uzaklaşır, başka göl ve akarsulara gitmek için uzun süre uçarlar.

    Erkek geyikböceklerinin geyik boynuzuna benzeyen iri çeneleri vardır. Bu güçlü çeneler insanları korkutmakla birlikte ısırmaya pek elverişli değildir. Sıcak ülkelerde geyikböceklerinin yanı sıra göğüs ve baş bölümlerinden boynuz benzeri uzantılar çıkan herkülböcekleri ve golyatböcekleri de oldukça yaygındır. Yumruk iriliğindeki bu kınkanatlılar aynı zamanda en iri böcekler arasında yer alır.

Kınkanatlılar Resimleri