Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Şato

  • Okunma : 225
Şato Resim

Ortaçağda feodal beylerin yaşadığı büyük, gösterişli ve korunaklı evlere şato (Fransızca’da château) denirdi. Mazgalları, kuleleri ve kalın duvarlarıyla kaleye benzeyen şatolarda feodal beyler aileleri, uşakları, hizmetçileri ve şatoyu koruyan askerleriyle birlikte yaşarlardı. O dönemde Avrupa’da aralıksız süren savaşlar yüzünden, saldırılara karşı korunmak amacıyla şatolar genellikle ırmak vadilerine bakan tepeler üzerine yapılır, bir hendekle çevrilirdi. İçeri girebilmek için hendeğin üzerinde inip kalkan bir köprü kullanılırdı. İçeriden açılıp kapanan bu köprü geceleri ya da saldırı sırasında kapanırdı.

    Avrupa’da 10. yüzyılda yapılan ilk şatolar yalnızca basit ve büyük bir kuleden oluşuyordu. Kule yeterince geniş olmadığından içinde yatak odası, oturma odası gibi ayrı bölümler yoktu. Büyük salonları, mutfakları ve ahırları bulunan çok odalı şatolar 12. yüzyılda yapılmaya başlandı. Şatoların çevresinde, mazgallar ve kulelerle desteklenmiş yüksek bir dış duvar vardı. Dış duvarla şato arasında kalan avlu, büyük ve korunaklı bir iç kale görünümündeydi. Bu bölümde şatoda çalışan insanların oturduğu evler, hayvanlar için ahırlar, bazen küçük bir kilise, konuklar için ayrılan özel odalar, mahzenler, askerler için kışlalar ve tahıl ambarları yer alırdı. Feodal beyin ailesiyle birlikte oturduğu şato son derece değerli eşyalarla döşenirdi. Bazı şatoların büyük kulelerinin bir bölümünde, hapishane olarak kullanılan karanlık hücreler bulunurdu. Bazı şatolarda dış duvarların yüksekliği 15 metre, genişliği ise 4,5 metreydi. Dış duvarları çevreleyen hendek, saldırı sırasında tırmanarak ya da tünel açarak içeri girilmesini engelliyordu. Şatonun en zayıf noktası giriş kapısı olduğundan, bu bölüm küçük bir dış duvarla çevrilirdi. Bazı şatoların birkaç tane iç kapısı olurdu.

    Avrupa’da ilk şatolar Fransa’da ve Almanya’da ortaya çıktı. 984-1040 arasında Anjou kontu olan Foulques Nerra Fransa’da 20’den fazla şato yaptırmıştı. Avrupa’da günümüze kadar ayakta kalabilmiş şatolardan en çok tanınanları Batı Fransa’daki Chinon Şatosu, İsviçre’de Cenevre (Leman) Gölü kıyısındaki Chillon Şatosu, İngiltere’de Berkshire’da, bu gün hâlâ kraliyet ailesince konut olarak kullanılan Windsor Şatosu ve İskoçya’da 800 yıldan daha eski olan Edinburgh Şatosu’dur.

    Önceleri ortaçağ savaş yöntemlerine göre düzenlenen şatolar, 14. yüzyılda topçuluğun gelişmesiyle birlikte savunma işlevini yitirdi. 15. yüzyılda feodal sistemin gerilemeye başlaması toplum düzeninde önemli değişikliklere yol açtı. Krallıklar yeniden güç kazandı, feodal beylerin özel orduları yasaklandı. Böylece şatoların askeri savunmada önemi kalmadı. Soylular konut olarak kırsal alanlarda, ortaçağ şatolarının bazı özelliklerini taşıyan, yarı korunaklı ve gösterişli malikâneler yaptırmaya başladılar. O dönemden günümüze
ulaşabilen en ünlü şatolar Fransa’da Amboise, Blois ve Chambord şatolarıdır. Sonraki yüzyıllarda yarı korunaklı şatolar yerini saray görünümlü, görkemli yapılara bıraktı. Bugün Avrupa’nın birçok ülkesinde Rönesans ve barok üsluplarının özelliklerini taşıyan birbirinden güzel şatolar vardır. Bunların en ünlüleri
İngiltere’de Ftertfordshire’da 1607-11 arasında Rönesans üslubuyla yapılmış Hatfield Şatosu’yla, Fransa’da 1642-51 arasında yapılmış Maisons Şatosu’dur.

Şato Resimleri