Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Orman

  • Okunma : 219
Orman Resim

Ağaçlarla kaplı geniş alanlara orman, ormanın küçüğüne koru denir. Boylu ağaçların aralıklı bulunduğu yerler ağaçlık, çalılar ve yaklaşık 5 metreyi aşmayan ağaçlarla kaplı yerler çalılık adıyla tanınır. Büyük bir çeşitlilik gösteren ormanların gelişmesi için gerekli iklim koşulları ve toprağın niteliği de farklılık gösterir.

    Yeryüzünde 20 binden fazla ağaç türü vardır ve bunların yaklaşık 1.000’i kereste üretimi için ticari amaçla yetiştirilir. Kereste ağaçları iğneyapraklılar ve genişyapraklılar olmak üzere iki gruba ayrılabilir. İğneyapraklıların dar ve iğnemsi yapraklarının yanı sıra en dikkat çeken özelliklerinden biri de üreme organlarıdır. Çam, köknar, ladin gibi iğneyapraklıların tümü bir ekseni çevreleyen pullardan oluşmuş değişik biçim ve boyutlarda, kozalak denen üreme organları taşır ve bu nedenle kozalaklılar olarak da bilinir. Yaprakları yıllarca canlı kalıp değişik zamanlarda döküldüğü için her mevsim yeşildirler. Genişyapraklıların çoğu ise belli bir mevsimde yapraklarını döker. Yaprakların dökülmesi soğuk ülkelerde kış aylarına, sıcak ve kurak ülkelerde yağmurun yağmadığı kurak aylara rastlar. Ama yağmurların yıl boyunca görüldüğü tropik ülkelerde bu ağaçların çoğu her zaman yeşil kalır. Genellikle iğneyapraklılar yumuşak odunlu, genişyapraklılar sert odunlu ağaçlar olarak bilinir.

    Yeryüzünde en büyük ağaçların bulunduğu ormanlar Kuzey Amerika’nın batısındaki, duglasköknarı ve sekoyaların yetiştiği iğneyapraklı ormanlar ile Avustralya’daki okaliptüs ormanlarıdır. Bu ağaçların uzunluğu 90 metreyi, gövdelerinin çevresi 15 metreyi aşabilir. Çeşit bakımından en zengin ve sık ormanlar dönenceler arasında kalan bol yağmurlu bölgelere yayılmıştır. Bu ormanlarda bazen yan yana duran iki ağaç bile birbirine benzemez. Birçoğu büyüktür ve dev gövdeleri sarmaşıklar, eğreltiler ve öbür bitkilerle öylesine sarılmıştır ki, yerden tepelerini görmek olanaksızdır. Ama dönenceler arasındaki ormanların birçoğu, sık bitki örtüsünün gelişmesine elverişli olmayan daha kurak yerlerde bulunur ve daha soğuk ülkelerdeki genişyapraklı ormanlardan pek farklı değildir. Ekvator yakınlarında gelişen ormanlarla ilgili ayrıntılı bilgiyi YAĞMUR ORMANLARI maddesinde bulabilirsiniz.

    Alışılmışın dışında kalan çevre koşulları kendine özgü orman tipleri yaratmıştır. Örneğin, tropik bölgelerde gelgitlerle tuzlu su baskınına uğrayan akarsu ağızlarında yalnız mangrov ağaçları yaşayabilir. Bu ağaçların gövdeleri sudan yukarı doğru yükselen köklerle desteklenmiştir. Öte yandan kurak ülkelerde akasyalar gibi dikenli ve düz tepeli ağaçlar bulunur.

    Ormanlar eskiden yüksek dağ tepeleri. Kuzey ve Güney kutuplarının yakınları gibi aşırı soğuk, sıcak çöller gibi aşırı kurak bölgeler dışında yeryüzünün büyük bir bölümünü kaplıyordu. Yüzyıllar geçtikçe bu ormanların yaklaşık yarısı tarımsal etkinlikler ve kereste elde etmek için kesilmiş ya da orman yangını gibi nedenlerle yok olmuştur. Günümüzde yağmur ormanları dışında kalan en geniş ormanlar İskandinavya, Sibirya ve Kanada boyunca geniş bir kuşak içinde yer alır. İğneyapraklılardan oluşan ve tayga adıyla tanınan bu ormanlarda çam, ladin, köknar ve melez gibi soğuğa dayanıklı ağaçlar egemendir.

Ormanlar Yok Ediliyor

Yeryüzünün birçok bölgesinde ormanlarla kaplı alanlar yüz binlerce yıllık doğal dengeler göz ardı edilerek yok ediliyor. Ağaçlar kereste sağlamak, tarla açmak, yol yapmak ve yerleşim alanları kurmak için kesiliyor. Yeryüzünün bitki türleri bakımından en zengin ormanları olan tropik bölge ormanlarının yarısından çoğu yok edilmiştir. Buson derece zengin bitki örtüsü, birçoğunu bilim dünyasının bile henüz tanımadığı milyonlarca böcek, kuş ve öbür hayvan türlerinin yaşamasını sağlar. Eğer ormanların yok edilmesine bugünkü hızla devam edilirse, yaklaşık 2050’de tropik ormanlar hemen hemen tümüyle yok olacaktır.

    En az kesildiği kadar ağaç yetiştirilen ve ormanlara karşı özenli davranılan gelişmiş ülkelerde sorun bu kadar büyük değildir. Yoksul ülkelerde ise halk günlük gereksinimlerini karşılamak amacıyla ağaçları kesmekte, birkaç yılda çoraklaşacak topraklar için ormanları yakmaktadır.

    Doğal dengenin bozulması yalnız orman yaşamını değil, insanla birlikte tüm canlıların yaşamını da tehdit etmekte, sonraki kuşaklara alabildiğine sömürülmüş sağlıksız bir dünya bırakılmaktadır. Gelişen çevre bilincinin hızlandırdığı doğayı koruma çalışmaları ise bu hızlı yok oluş sürecine köklü çözümler getirmekten çok uzaktır.

Türkiye'de Ormanlar

Eski kaynaklara göre Anadolu’yu da baştan başa ormanlar kaplıyordu. Ama binlerce yıl Anadolu'da gelip geçen uygarlıklar doğayı gittikçe artan bir hızla sömürerek geriye göz alabildiğine uzanan bozkırlar ve çorak topraklar bırakmıştır.

    Günümüzde Türkiye’nin ormanlara ayrılmış toplam alanı yaklaşık 20 milyon hektardır. Bu alan temel alındığında ormanların genel yüzölçümü içindeki payı yüzde 25 gibi oldukça yüksek bir orana ulaşır. Ama bu alan kısmen ağaçlarla kaplıdır ve içerdiği ağaçların hem sıklığı hem niteliği bakımından önemli ölçüde orman olma özelliğini yitirmiştir. Yapılan son çalışmalar Türkiye’de gerçekten orman denebilecek alanların yalnızca 8-9 milyon hektar dolayında olduğunu göstermektedir.

    Türkiye’nin Karadeniz kıyılarındaki dağların 1.000-2.000 metre arasındaki yüksekliklerinde kayın, köknar ve ladin, bu dağların iç kesimlere bakan yamaçlarında yukarıdan aşağıya doğru sarı çam ve meşe egemen ağaç örtüsünü oluşturur. Toroslar’da 1.000 metreye kadar kızıl çam, daha yükseklerde kara çam, sedir ve köknar bulunur. İç kesimlerde bozkıra geçiş gene kara çam, meşe ve ardıçla gerçekleşir. Anadolu’nun batısında dağların kıyıya bakan kesimleri kızıl çamın, iç kesimleri ise meşe ve kara çamın egemenliğindedir. Istranca Dağları’nda ise meşe ve kayın yaygın biçimde görülür.

Orman Yaşamı

İnsanın doğal ormanlara doğrudan etkisi olmasa bile, ormanlar sürekli bir değişim içindedir. Ağaçlar gelişmelerini sürdürür ve yaşlanınca ölür. Ölü ağaçların bıraktığı boşluk kısa sürede ya yeni ağaçlarla ya da boş alan bulup genişleyen komşu ağaçlarca doldurulur. Bir ağaç belli bir yaş ve büyüklüğe ulaşır ulaşmaz dört bir yöne dağılacak tohumlarını üretir. Bu tohumların bir bölümü toprakta çimlenerek fideleri, fideler de gelişerek fidanları oluşturur.

    Birçok ağacın tohumu rüzgârla kolayca dağılır ve ağaçtan uzaklara taşınır. Örneğin çam ve akçaağacın tohumları kanatlıdır. Kavağın tohumları ise çok küçük ve pamuksu tüylerle çevrilidir. Tohumların çok uzaklara taşınabilmesi bir ağaç türünün daha önce bulunmadığı yerlerde yetişmesini sağlar. Bazen bir orman fırtına, yangın ya da yanardağ patlamalarıyla tümüyle yok olabilir. Ama çok geçmeden otsu bitkiler ve çalılar, ardından da titrek kavak ve kara çam gibi ağaç türleri yeni ormanların gelişmesine öncülük eder.

    Yakın geçmişte, ormanların kereste kaynağı olmanın ötesinde, bulundukları bölge için yararlı oldukları anlaşılmıştır. Ormanlar yok edilirse çıplak toprak nemini kolayca yitirmekte ve yapraklar tarafından korunmadığı ya da ağaçların köklerince bir arada tutulmadığı için kolayca aşınmaya uğramaktadır. Yağmur sularının taşıdığı toprak ise ırmakları kum ve çamurla doldurarak baraj göllerini kullanılmaz hale getirmekte, taşkınlara yol açmaktadır. Sık ağaçlı ormanlar yağışlarla gelen suyun yüzeyden ve toprağın içinden akışını önemli ölçüde yavaşlatarak kaynakları ve ırmakları yıl boyunca düzenli bir biçimde besleyebilmektedir. (AŞINMA maddesinde toprağın verimini korumak için ağaçların nasıl kullanılabileceğini bulabilirsiniz.) Ağaç keserek toprak birkaç yılda verimsizleştirilebilir. Ama toprak tümüyle aşınmışsa, yeni bir ormanın oluşumu için yüzlerce yıl gerekebilir.

    Ormanların varlığı başka bakımlardan da gereklidir. Ağaçlar gerekli enerjiyi güneş ışığından alarak oksijen üretir. Yaşamın sürmesi için gereken oksijen önemli ölçüde geniş ormanların varlığına bağlıdır. 

    Ormanların iklim üzerinde de önemli etkileri vardır. “Sünger” işlevi gören ormanlar yağmurla toprağa düşen suyu emer ve yaprakları aracılığıyla yavaş yavaş çevreye salar. Ormanlar yok edildikçe yeryüzünün ikliminde önemli değişiklikler ortaya çıkabilir.

    Ormanların düzenli ve akılcı kullanımı gerçekleştiğinde sağlayacağı yararlar yaşam sürdükçe önemini koruyacaktır. Bu satırların basıldığı kâğıdın ve çevremizdeki birçok eşyanın ağaçlardan elde edildiğini düşünmek bile ormanlara özen göstermenin zorunluluğunu açıkça gözler önüne serer.

Orman Resimleri